Iğdır ilinin sorunlarını tespit etmek üzere sürekli toplantı yapıyor, sorunları masaya yatırarak tartışıyoruz... Veya sorunların çözümü için fikirlerimizi dinleyicilere ve kamuoyunu anlatıyoruz... Bilindiği üzere bundan birkaç ay evvel İstanbul’da bir gurup iş adamıyla bir toplantı yapılmış, Iğdır’a yatırım yapmaları doğrultusunda teklifte bulunulmuştu... Ardından yine hem yurt dışından ve hemde yurt içinden gelen işadamlarıyla bir toplantı tertip edildi. Sorunlar konuşuldu, tartışıldı ama şu ana kadar hiçbirşey çözülmüş değil... Önceki günde Merkezi Ankara’da bulunan Kars-Ardahan-Iğdır isimli Dernek üyeleri ile ortaklaşa, Iğdır Valiliği, Ticaret Odası Başkanlığı ve Belediye Başkanlığı Iğdır’ın sorunlarını masaya yatırmış, sorunları tespit etmişlerdir... İşin doğrusunu söylemek gerekirse Iğdır’ın sorunlarını tespit etmeyi artık bir kenara bırakıp, çözüm üretmeye başlanması gerektiğini söylemek istiyorum. Aylardır Iğdır sorunlarını tartışıp duruyoruz. Bugüne kadar henüz tespit edilen sorunlardan birinin çözüme kavuşmamış olması insanların tepkisini çektiği gibi, güvenini de yitirmektedir. Iğdır’ın başlıca sorunları bir şekil de tespit edilmiştir. Bu tespitleri yörede yaşayan insanlar yıllardırda bilmektedirler... Ancak yıllardır bilinen bu sorunlar çözüme kavuşturulmadığı gibi, tekrar tekrar konuşmanında bir anlamı yok diye düşünüyorum. Her sorun tespit toplantısının ardından manşetler attığımızda, vatandaşda haklı olarak “bu sorunları tespit etmeyi bir tarafa bırakında, çözüm getirin” diyerek serzenişte bulunuyor... Elbette sorunların tartışılması, beyin fırtınası yapmak güzel bir olay... Ancak halkın beklemeye hiç tahammülü yok diyebili-rim. Birşeyler yapılacaksa, artık yapılmalı. Aylardır sorun tespiti yaparak konuyu ezberlediğimizi düşünüyorum. Onun içinde tespit edilen konuların artık çözüme kavuşturulma vaktinin geldiğini hatırlatmakta yarar görüyorum. Eğer sorunlar mahallinde halledilecekse biranönce yapılmalı, yok eğer sorun Ankara’ya meclise taşınacaksa bu iş biraz zor, bir başka bahara belki evet diyebilirim... Her iki şıkta da iç açıcı sonuç görmüş değiliz. Zira Mazot birilerini tembelleştirmişsede bunun sorumlusu bizler değiliz. Tarım elbette olmalı, pazarda olmalı, sermayede olmalı, onu işleyecek mazot’ta olmalı...