Cabbar ŞIKTAŞ LÜTFEN BİR BİRİMİZİ ANLAYALIM
Tarih : 2010-12-24
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



    Alimiyle, avamıyla, siyasetçisiyle, gazetecisiyle, sanatçısıyla, bürokratıyla, şapkamızı önümüze koyup, akıllıca ve mantıklıca düşünmeliyiz…
    Nedir bu öfke, nedir bu kin…
    Siz beni anlamamak için direnirseniz, bende sizi anlamamak için direnmeye başlarım…
    Siz bana laf ederseniz, bende size laf etmeye başlarım…
    Siz benim doğrularıma saygı duymazsanız, bende sizin doğrularınıza saygı duymamaya başlarım...
    “Siz” derseniz, bende “onlar” demeye başlarım…
    Yani anlayacağınız bu kısır döngüden hiçbir şekilde orta yol bulunmaz… Toplumun uzlaşısını isteyen, ateşe körükle gitmez…

Toplumun birlik ve bütünlüğünü isteyen, sanal isimler arkasına saklanıp diline geleni söylemez…
    Bir önceki yazımda Aşura nedeniyle Alimlerimize önerilerde bulunmuş, bir durum tespiti yapmıştım… Yazımın altına rumuz isimlerle yorum yapan bazı arkadaşlar, yazıyla alakası olmayan görüşler beyan etmiş, sanki içlerindeki kin ve nefreti dışa vururcasına bir mücadeleye girişmişlerdir…
    Peki bu yorumları neden yayınlıyorsunuz? diye bir soruda sorabilirsiniz…
    Kendi fotoğrafınızı göresiniz diye yayınlıyorum…
    İçinden sildiğim yorumlarda oldu tabi… Klavye kabadayılığı yapanımızdan tutunda, bel altı atış yapanımıza kadar bir dünya anlamazımız, kanmazımız olduğu için sildim…
    Benim kaleme aldığım yazım şu an bile www.yesiligdir.com sitemizde durmaktadır… Sizlerden ricam bir daha, ama can kulağı ile tekrar okumanızdır…  Yazımın içinde Alimlerimize saygısız tek kelime söz yoktur… Ama gerçekleri kabullenememe tepkisi olabilir…
    Iğdır Ehlibeyt Alimler Derneği benim çok önemsediğim, kurulduğu zamanda çok desteklediğim bir dernektir… Ancak bu derneğe üye olmayan, bu birliğin içinde yer almayan bazı Alimlerimiz gidip başka bir dernek kurmuşlardır…
Söz konusu sanat, müzik, köy, mahalle derneği olsa, iki gurup olunabilir… Ancak söz konusu Alimler derneği olunca, durup biraz düşünmek gerekmez mi?
    Doğal olarak sormazlar mı adama: Alim birlik nasihati veriyor… Kendisi bir dernek etrafında toparlanamıyor…
    Kimi Alimlerimiz de her iki derneğe bile üye değillerdir…
    Sizce bu bir dağınıklık değilmidir?
Bunları söylemek Alimlere (haşa) hakaret etmek midir?
    Değerli okuyucular, konuşulmayan, seviyeli tartışılmayan hiçbir iş başarıya ulaşamaz… Alimlik müessesesi hiç kimsenin olmasa da, benim nazarımda çok önemli bir müessesedir…         Alim’de, avamda bu müesseseye helal getirecek hiçbir davranış içinde olmamalı, olamazda…
Toplumun birliği ve bütünlüğü, Alimlerin kapısının önünden geçer… Doğal olarak benim sorumluluğun avam olarak 1 ise, alimin ki 70’tir… Yani Alimin mesuliyeti bende 69 kat daha fazladır… 
    Umuyorum ve diliyorum ki, tüm bu sorunlar kısa sürede halledilir, özellikle siyasetten ayrışan, dağılan bu toplum, birde dini açıdan dağınıklık yaşamaz…
    Tüm Âlimlerimiz tez zamanda bir araya gelmeli, birlik oluşturmalı, tek merkezden kararlarını vermeli, açıklamalarını yapmalıdırlar…
    Tekrar söylüyorum, ben halkımızın isteğini yansıtıyorum. Belki en ağır eleştirileri alıyorum, haketmediğim iddialarla üzerime geliniyor. Ancak isteğim o ki, var olan problemlerimizi, hakaret etmeden, kimsenin kişilik haklarını ihlal etmeden seslendirerek sorunlarımızı çözmektir...
    Haa, siz sorun yoktur, problem yoktur, bunları konuşmaya, tartışmaya hiç gerek yoktur, herşey yolundadır diyorsanız. Bu yazılarımı yazılmamış kabul edersiniz olur biter..
    Not: Gün Işığı Derneğini neden eleştirmediğimi sormuşlar... Gün Işığı sivil bir dernektir. Tasarruf sahibi değildir.  Alimler tasarruf sahibidir... Alim otoritesini koyarsa, Gün Işığı dahil tüm sivil dernekler Alimler Derneğinin çatısı altında faaliyet yürütür...
    Umarım nefsimizi köle edip, birlik oluruz...

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası