Cabbar ŞIKTAŞ Canlarımız Niye İntihar Eder?
Tarih : 2011-01-31
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Kaç zamandır özellikle gençlerimizin ardı ardına bizlere yaşattıkları acıyı kaleme alacak, nedir bu durum, bu toplumun bir psikologu yok mu, yaşanan bu olayları inceleyip araştıralım diyeni yok mu diyecektim…
Tam yazmaya hazırlanırken, Dr. Murat Parim nereden esinlenmişse telefonla aradı ve “Cabbar bey, yaşanan intihar olaylarını yazmasan iyi olur. Gençlerimiz bu durumdan haberdar olmasa iyidir. Bu tür durumlar psikolojik olarak iyi örnek alınmaz” demişti. Bende o gün konuyu kaleme almaktan vazgeçmiştim… Bu görüşmemizden sonra intihar girişiminde bulunup kurtulanlar oldu, kurtulamayarak yaşamını yitirenlerde oldu…
Bu saatten sonra sağır sultanın duyduğunu, devlet yetkililerinin de duyması gerekir düşüncesiyle, konuyu kaleme almak istedim…
Öyle ki, yaşanan bu olaylar görmezden gelinemeyecek kadar vahim, acı ve yürek parçalayıcıdır…
Ateş düştüğü yeri yakar, hepimizin çoluğu çocuğu var…  Ateşin yarın evimize düşmesini beklemek yerine, şimdiden önlem almaya çalışsak daha doğru olmaz mı? Analar, Babalar, öncelikle bizler evimizin içini çocuğumuzun durumunu öğrenmeliyiz. Onun derdini dinlemeli, söylediğine kulak asmalıyız.
Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler, Psikologlar,  kısaca devletin ilgili birimleri olarak acil ve anında bir müdahale yapılamaz mı? Toplumun psikolojik travması sorgulanamaz mı? İntihar sebepleri araştırılamaz mı? Okul çağında ki çocuklara psikolojik danışmanlık hizmeti verilemez mi? Toplumun bilgilendirilmesi için bir kez değil birkaç kez, her mahallede gerekirse çadır toplantıları tertip edilerek özellikle aileler eğitilemez mi?
Sakın kimse abarttığımı sanmasın, eğer 180 bin nüfuslu bir şehirde bir yılda intihara teşebbüs edenlerden ölenlerin sayısı 20’ye yaklaşmışsa, o şehirde sorun var demektir… Kurtulanları da katarsak bu çok ciddi bir endişe kaynağı demektir…
Hiçbir şey olmamış gibi davranmamızı bekleyenler, daha başka gencecik güllerimizin solmasını isteyenlerdir…
Biricik canlarımızı yitirdiğimizin farkında olmalıyız… Devlet olarak, yaşanan bu üzücü olaylara el koymalı, acilen olayın araştırılması için komisyon kurmalıyız…
Ateş düştüğü yeri değil, hepimizi yakmaktadır. Cenaze törenlerine katılanların yüzlerindeki ifade, yarın benim çocuğumda böyle bir şeye kalkışabilir mi hissi net bir şekilde görülmektedir… İnsanlarımızın çaresiz bakışlarla gelişmeleri seyretmesi, ne yapacağını bilmeyen bir insan yapısı doğurmaktadır…
Yaşanan üzücü intiharların tüm aileleri ve çocukları etkilediği muhakkak bir gerçektir... İlgililerin bu durumu göz önünde bulundurarak gerekli adımı atması, yürek dağlayan bu olayların mutlak suretle incelenmesi gerekmektedir…     
Yaşamını yitiren biricik gençlerimize Allah’tan Rahmet diliyorum.  Ümit ediyorum ki bir daha böyle bir acı yaşamaz halkımız…


  1. cialis20mg 2011-02-02 11:47:23

    Anlayamazsınız da zaten bence anlamaya da çalışmayın çünkü intihar psikolojisi o kadar karışık o kadar içinden çıkılamaz bir durumdur ki sağlıklı bir beyinin bunu anlaması beklenemez. Ama toplum insanların intihar etmesini sorun yapıp bunun altındaki binlerce nedeni sorun yapmıyorsa toplumun ruh yapısında bi sorun var demektir. intiharları önlemek isterseniz bireyleri mutlu etmeniz lazım. kim nasıl mutlu olacaksa öyle kabul etmek gerekir. kişilerin eğitim, yaşam, düşünce, kılık kıyafet, inanç gibi kişisel haklarını kısıtlamaya çalıştınız mı sorunlar çıkar intiharlar da artar cinnetlerde. <br /><br />Sonuç olarak vuku bulan intihar olayları ebevenlenlerin ve toplumun belli kesimleri tarafından şahıslara uygulanan bakı sonucu oluşmuştur.

  2. Ağacan 2011-02-02 20:55:11

    Eğer intihardan ölenlerin sayısı bir yılda 20 'ye yaklaşmışsa şehrimiz adına çok ürkütücü. Bu sosyolojik izaha muhtaç bir durum.İzahını da elbette devletin yetkili makamları gerekli araştırmaları tamamladıktan sonra yapmalı.Lakin toplumsal bir izahı da aileler,yerel yöneticiler,kanaat önderleri,eğitimciler,psikiyatrler yapmalı.Her aile kendi içinde ekonomik,sosyal şartlarını iyi değerlendirmeli ve aile içi iletişimini gözden geçirmeli.Ve iletişim uzmanlarınca "ebeveyn çocuk ilişkisi" üzerine ailelere gerekirse mahalle mahalle seminerler verilmeli.Bir de benim çok önemsediğim bir konu var ki bu bir milli meseledir.Eğitim ve öğretimin bu ülkede sıfırdan ele alınıp tepeden tırnağa yenilenmesi.Öğretmen eğitimi de dahil öğrencilerimizi ,yavrularımızı sınav ve yarış merkezli değil ahlak ve insani değerler temelinde eğitmeli okulları yeniden buna dayalı modifiye etmeliyiz.Saygılar.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası