İran benim ülkem değil… Sevabı da günahı da beni pek ilgilendirmez… Ancak yanı başım da ki komşum olan İran’da, Tunus-Mısır örneğinde olduğu gibi yaratılmak istenen kargaşanın asla tarafı olmam…
İran halkının sokaklara dökülmesi, iç kargaşa yaşaması, Güney Azerbaycan halkının bu başkaldırı da başrol oynaması hiç mi hiç işime gelmez…
İran bir devlettir, kendi yasaları vardır. Kendi kanunları işlemektedir… Kendi ülkemizin sorunlarını çözmüşüz gibi, kendi ülkemizde yaşayan insanların özgürlük ve bağımsızlık noktasında her istediğini sunmuşuz gibi, İran’da yaşayan Türklerin haklarını aramaya kalkmamız, onlara zarardan başka bir şey sağlamaz…
Hele böylesi hassas bir dönümde yapacağımız eylemler, ABD’nin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz…
Değerli okurlar: Fuzuli`ye sormuşlar: `Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?`, ‘Sevmek’ demiş Fuzuli, ‘çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın.’  Siz öncelikle kendinizden emin olmalısınız… Facebook da yorum yazan arkadaşlar, sevilmek diyenlerden olacaklar ki, kendilerinden emin değiller… 
Önceki gün, facebook sayfasında İzmir Azerbaycan Kültür Derneği Başkanı Cemal Mehmethanoglu  tarafından paylaşılan bir fotoğrafta İran bayrağının üzerine çarpı işareti konulmuştu… Bilgilendirme notunda ise  www.canaz.tv’nin sitesinin İran devleti tarafından kanunsuz olarak kapatıldığını ve bu sebepten ötürü de Güney, Kuzey ve Türkiye Türklerinin İran büyükelçiliğinin önüne siyah çelenk koyacaklarını, durumu protesto etmeleri için çağrıda bulunuyordu…
Paylaşımda ki durumu protesto ettiğimi belirtir bir mesaj yazarak, “kendi bayrağına çarpı işareti koyan, zamanı geldiğinde benimde bayrağıma çarpı işareti koyar” ifadesini kullandım ve şöyle dedim… “www.canaz.tv’nin kapatılması karşılığında İran bayrağı karalanıyorsa, birileri de kalkar Türk bayrağını mı karalar?”
Beyler aklımızı başımıza alalım…
Kendimize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmayalım… Kendimizle çelişmeyelim…  Tarihi verilerle günümüze ışık tutmaya çalışıyorsunuz ama bu süreçte kullanıldığımızın farkına varalım…
Güney Azerbaycan ile Kuzey Azerbaycan hayali, sadece bir hayalden ibarettir. Bunu sizde biliyorsunuz bende biliyorum…  Rahmetli Ebülfez Elçibey bizzat benim yüzüme, “ben Tebriz’de Türmede (ceza evinde) yatmak istiyorum” dediğinde… Bende “bu sözünüz İran’ın toprak bütünlüğünü tehdit eder” demiştim… Merhum Elçibey: “İran diye bir devlet yok” demişti… Biz “yok diyoruz” diye bir şeyler yok olmaz…
Bugün Kürt devleti yok diyoruz.
Peki sorarım sizlere var mı, yok mu?
Niyetiniz doğru olsa da, metodunuz maalesef ki yanlıştır…
Güney ve Kuzey Azerbaycan’ın birleşmesini biz istiyoruz, bakalım orada yaşayan insanlar da istiyorlar mı?
Ne İran’ın Azerbaycan’ın içişlerine karışması, nede bizin İran’ın içişlerine karışmaz doğru değildir…
Zira İran’da yaratmaya çalıştığınız kargaşa, sizin değil, ABD’nin amacına hizmet eder… Bölgenin huzurunun kaçmasına hizmet eder. Orada yaşayan Azeri Türklerinin yok olmasına hizmet eder…
Bende biliyorum Kürt halkının taleplerinin Türkiye koşullarına uygun olmadığını… İran’da ki Türklerin Fars iktidarından talepleri ile Kürt’lerin Türkiye’den taleplerinin aynı şartlarda olmadığını…  Sizler ne düşünürseniz düşünün, ben şunu görüyorum… Bizim ülkemizin Güneydoğusunda resmi olmayan ve devletin denetim altına alamadığı, yerel yönetimlerle yönetilen ve fiiliyatı olmayan bir Kürt devleti vardır…
Bu görüş hoşunuza gitmese de, var olan gerçeği değiştirmez…
Umarım facebook da paylaştığım yazımda ne demek istediğimi anlamışsınızdır…

Tweet