Bu şehirde yaşamayı zorlaştırmayın. 

        Bu şehirde iş yapanı, çalışanı, para kazanıp memleketine yatırım yapanı, yatırım yaptığına pişman etmeyin. 

        Bu şehirde siyaseti kim yaparsa yapsın, ticareti kim yaparsa yapsın, memleketine faydalı olmak isteyen insanların önünü kesmeyin, destek olun, Iğdır’ın kalkınmasına katkı sağlayın.  

        Sevgili okuyucular, ben 63 yıldır Iğdır’da aralıksız yayın yapan bir gazetenin ve aynı zamanda matbaa ve reklam sektöründe karınca, kararınca ticaret yapmaya çalışan bir Iğdır’lıyım. Benim hiç değişmeyen bir doğrum vardır, o da şudur.  

         Bir kişi, vatanına, milletine, bayrağına zarar vermeden yaşadığı beldenin kalkınması için, insanlarının iş aş sahibi olması için mücadele veriyor ve bu mücadelesi neticesinde para da kazanıyorsa, velefki hiç hukuğum olmasa bile  helal olsun deyip desteklerim.  

         Kazandığı para ile terör örgütlerine finasman sağlamıyorsa, ülkesinden kazandığı parayı, ülkesinin yıkılması için kullanmıyorsa, helal olsun o kişiye derim. 

         Eğer ki, kendi kazanmakla kalmıyor, yanında isdihdam ettiği kişilere de kazandırıyorsa var olsun o kişi derim. 

         Lütfen birbirimizi eleştirirken, biraz hassa olalım. Lütfen iş adamlarımızın Iğdır’dan çekip gitmesine değilde, burada kalıp, buraya yatırım yapmalarına imkanlarımız ölçüsünde katkı sunalım. 

        Hatta yapabiliyorsak il dışında ikamet eden Iğdır’lı  iş adamlarını teşvik edip Iğdır’a yatırım yapmaya sevk edelim. 

        Bu şehri bir birimizi yiyerek, yok ederek değil, destekleyerek kalkındırabiliriz. Küçük, yada büyük hiç fark etmez, üreten her birey bizim için değerli olmalıdır. Çalışan her bir insanımız bizim özelimiz olmalıdır. 

       Şüphesiz ki serbest piyasa ve rekabet şarttır. Keşke Iğdır’a yapılan tüm yatırımların ihalelerini Iğdır’lı firmalar alsalar. Doğal olarak kazanacakları para Iğdır’da kalmış olur. Alışverişlerini Iğdır’lı esnaflardan yapmış olurlar. Iğdır’ın ticareti hareketlenmiş olur. 

Yani Iğdır’lı bir firma ihale aldığında, suç işlemiş muamelesi yapmak, Iğdır’a yapılmış olan en büyük ihanettir. İnsanlarımızı karalamanın, demoralize etmenin bu şehre hiçbir faydası yoktur. 

       Çekişme Azerbaycan Türkcesinde iddalaşma anlamında kullanılır. Türkiye Türkçesinde ise didişme manasında kullanılır. 

Yani şu iddalaşmayı’da, çekişmeyi de bıraksak olmaz mı? Nedir paylaşamadığımız? İllada gidip birbirimizi şikayet mi etmemiz gerekiyor. Yada illa da nefsimize köle olup kendimizi ulaşılmaz, erişilmez bir yeremi koymamız gerekiyor? 

       Dünya boş, yaptığımız, yapacağımız hiçbirşeyin sonu yoktur. Ama illa da nefsimize köle olup her şeye dört elle sarılıp öteki dünyaya götürecekseniz, ona da yapacak birşey yok derim.

       Benim tavsiyem çekişmek yerine birlik olmalı, güç birliği oluşturulmalıdır. Aksi halde şehirleri istila eden terör odakları her birimizi teker teker etkisi altına alır ve yok eder. 

       Uzun yıllardır ülkemiz ve insanları PKK ve FETÖ pençesinde birçok bedeller ödedi. Yarınlar içinde tehlike bitmişte değildir. Yarınlar tehlikeyle dolu. PKK ve FETÖ’nün kriptoları uyuyan hücreler olarak pozisyonlarını korumakta, uygun zaman ve zemini oluşturacakları zaman, ortaya çıkacaklarından kimsenin şüphesi olmamalıdır.    

       Suriye Afrin savaşının başlamasıyla birlekte ülke genilinde inanılmaz bir işsizlik hakim olmaya başladı. Esnaf tabir yerindeyse kan ağlar hale geldi. Çekler karşılığı ödenmediği için sürekli yazılıyor, icra işlemleri başlatılıyor. 

       Anlayacağınız ülkenin savaşa girmesi mustlukların kapatıldığı anlamına geliyor. Mustluklar kapandığı için de, haliyle yaprak kıbırdamıyor. 

        Nisan ayında yapılacak olan Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri, seçim günü yaklaştığından heyecan ve hız kazanmaya başladı. 

7 Nisan’da yapılması planlanan seçimlerde üç başkan adayı yarışacak. Şimdiki Başkan Kamil Arslan, oda meclis üyesi  Alirıza Arslantürk ve Ziya Yiğit. Üçü’de Iğdır’da hatırı sayılır iş adamları... Haliyle üçününde her meslek gurubundan seçilmesi gereken adayları var. Bazı meslek gurubu 3, bazı meslek gurubu 2 temsilci seçecek ve bu seçilenler 24 kişi ile Ticaret Odası Meclisini oluşturacaktır. Yani adaylar gurupları ile bir bütün halinde yarışacak ve çoğunluğu kazanan meclis başkanlığını da kazanmış olacaktır. Olabilir ki başkan adayı kendi gurubundan seçilemesin. Başkan adayının seçilip seçilmemesi de çok önemli değildir. 24 kişi kazanıp meclise gittiğinde içlerinden çok başka birini de Ticaret Odası Başkanı seçebilirler.  

       Dıştan bakıldığında Ticaret odası seçimleri kafa karıştırabilir. Oysa ki 10 meslek  gurubundan seçilecek olan meclis üyelerinin herhangi biri de başkan aday olabilir. 

      Ticaret odası başkanlığına ve guruplara aday olan tüm ticaret erbabına başarılar dileriz. 

       Nevruz Bayramı öncesinde, bayrama özel hazırlıklar yapılmalı diye düşünüyorum. İran’dan gelecek olan turistlerin iyi ağırlanması, onların bu şehre gelişleri sebebiyle özel bir etkinlik yapılması, sokakta alışveriş yapan, gezen İran’lı turistlere hoşgeldiniz deyip bir çiçek verilmesi, esnafların organize olarak hoşgörülü davranması, kaba davrananlara müdahale etmesi, İran’lı truristlerin başları derde girdiğinde, ya da bir sorunları olduğunda özel bir polis veya jandarma biriminin ilgilenmesi gerekir diye düşünüyorum. 

       Hiç değilse yaşanan bu işsizliği, kısmende olsa böylelikle önlemiş oluruz. 

       İran’lı turistlerin Iğdır’a yönlendirilmesi için Iğdır Ticaret Odasının önemüzdeki günlerde esnafla bir toplantı yapacağı ve İran’da Bilboardlara reklam vereceği de  söylendi.  Bu güzel bir gelişme, en azından  İran’lılar Iğdır’da ki mağazalardan, otellerden, lokantalardan, kafelerden haberdar olmuş oylurlar. 

      Umarım Iğdır’ın kalkınması için her birey el birliği ile üzerine düşen vazifeyi yapmış olur.