Her Şey Pahalandı

           Dövizin yükselişini bahane ederek fahiş fiyatlarla ürün satanlar olduğu doğrudur. 

           Ancak, Dövizin yükselmesiyle birlikte dolar borcu olan firmaların birçoğunun battığı, birçoğunun can çekiştiği de doğrudur. 
Kimse yanlış anlamısın, fiyatların artışını savunduğum falan yok. Hatta bu işten en çok mustarip olan işletme sahiplerinden biride benim. Zira kullandığım kağıt ve kağıt ürünleridir. Kağıt ürünlerine ne kadar zam geldiği de herkese malumdur. 

           Mesela ekmek fiyatlarının yükselmesine çığ gibi tepki yükseldi. Fırıncılar kötü adam ilan edildi. İyi güzelde, un, maya, mazot, doğalgaz, elektrik fiyatlarının yükselişini kimse neden dikkate almıyor. Yani maliyetlerin artışı görmezden gelinerek, fiyat artıramazsın demek sizce ne kadar mantıklıdır. 

           Karaborsacılık yapana bir şey demiyorum. O kişilere hangi cezai müeyyide uygulanırsa azdır derim. Fakat Elektrik, Doğalgaz, Akaryakıt, gibi zorunlu giderlerin zamlanması, her sektörde giderlerin ikiye katlanması, satılan ürüne yansımayacak mı diyorsunuz? Yani son satıcı 5 TL’ye aldığı bir ürünü 3 TL’ye satamaz ki. Şu an birçok esnaf sattığı ürünü alıp yerine bırakamıyor zaten.  
Bütün işyerlerine bunu böyle yapacaksınız yaptırımı uygulayarak fiyatları düşürmeye meyil ederseniz, üretim yapacak firma bulamazsınız. Çünkü işletmeler şu anda ayakta duracak güce sahip değillerdir. Hepsi dalından koptu kopacak yaprak gibi sallanıyorlar.  

           Basit bir örnek vereyim. Gazete kağıdını en son 75 TL’den almıştım. Şimdi 170 TL’den alıyorum. Bu fiyat farkını doğuran sebepler çözülmeden fiyatlar niye artıyor demek doğru bir yaklaşım değildir. Doğru yaklaşım maliyetleri nasıl düşürebiliriz, ticaretin hareketlenmesini nasıl sağlarız çözümü bulmaktır. 

           Tarım ve hayvancılık yine içler acısı durumda. Giderler fazla, ama ürün hak ettiği değerle satışa sunulmuyor. Üretici ya zarar ediyor, ya da günü kurtarmış oluyor. 

           Ne hükümet krizi görmezden gelmeli, ne de büyük toptancılar krizi bahane ederek fiyatları artırmalıdır. Bu işin mantıklı bir çözümü olmalı, ortak kararla maliyetler düşürülmeli, ticaretin hareketlenmesi sağlanmalıdır. 

       SINIR ŞEHRİYİZ, MÜSEMAHA GÖSTERİLSİN İSTİYORUZ

           Iğdır’ın ticari lokomotifi, Tarım ve Hayvancılık, İnşaattır ve Nakliye sektörüdür. Bu sektörlerin tamamı durmuş durumda. Nahcivan gümrük kapısının aktif edilmesi gerekiyor, sınırlı da olsan mazot getirilmesine izin verilmelidir. İhracat sınırlaması yapılmamalı, belirlenen miktar dâhilinde ihracat yapmalarına kolaylık sağlanmalıdır. 

            Biz kolaylık sağlansın derken, gümrükte araç sahiplerinin daha çok sıkılması, mazot fazlalığı olanlara cezai işlem uygulanması, ya da  2-3 gün sıra verip doldur boşalt yaptırılması, zaten zor durumda olan esnafı iyiden iyiye canından bezdirmektedir. 

           Bizler kolaylık sağlansın isterken illegal işlere geçit verilsin demiyoruz. Bir kamyon bin litre mazot getirebilsin. Bunun dışındakilere en ağır kaçakçılık işlemi yapılsın. Zaten bir kamyonun ülkemize girerken 550 litre mazot getirebilme yasal hakkı var. 
Yani ülkemizin en uç noktasında yaşıyoruz. Yanı başımızda Ermenistan var, Azerbaycan var, İran var ama Nahcivan kapısından başka bir artımız yok ki!

           Ağrı dağı turizme açıldı da haberimiz mi yok. Tarım ve hayvancılık karşılıksız desteklendi de biz mi bilmiyoruz. Iğdır’a kağıt fabrikası mı kurulmuş? Tüm yatırımcılara vergi, sgk, elektrik indirimi mi yapılmış. Yani varımız yoğumuz bir tek Nahcivan kapısı, bari bu sıkıntılı dönemde Nahcivan kapısının avantajlarından yararlanıp çulumuzu sudan çıkaralım diyoruz. 
 

        ARKOZ Madencilik A.Ş. 

           Son yüz yılda bölgemize kurulan en büyük özel yatırım, ARKOZ Madencilik A.Ş.’dir. Ağrı Çimento Fabrikası, İş İnsanı Emin Uçar tarafından büyük riskler göğüslenerek bölgemize kurulmuş olan en büyük fabrikadır. 

           Keşke iş insanlarımız böylesi yatırımları daha çok çoğaltsalar. 

           Keşke devletimiz böylesi yatırımları çoğaltmak için iş insanlarımızı teşvik etse, desteklese, küçük çaplı fabrikaların yanında böylesi devasa fabrikaların da bacaları tütmeye başlasa. 

           ARKOZ Madencilik A.Ş. pek yakında bir yeniliğe daha imza atarak ömürlük asfalt yapım malzemesi de üreteceğini duyurdu. 

           Yolları açık, başarıları daim olsun.  

       SİYASET KRİZ DİNLEMİYOR

          Mahalli seçimlere yaklaşık 5 ay var. Aslında çok bir zaman sayılmaz. Adaylar bu süreyi boş geçirmemek için adaylıklarını açıklıyor, çalışmalarını şimdilik partiler üzerinde yoğunlaştırıyorlar. 

          Belediye, il genel meclisi, belediye meclisi ve muhtarlık için adaylığını açıklayanlar, çalışmalarını da hızlandırmış durumdalar. Haliyle parti binaları da kalabalıklaşmış durumda. 

          Ak Parti-MHP ittifakı da öyle sanıyorum ki gönüllerde kalacak ve seçime yansımayacaktır.  Sahada her parti kendi adayını gösterecek ve destekleyecektir. Yani güçlü olan kazanacaktır. 

          Ak Parti’nin Iğdır’da işi yine zor. Kim aday olacak merak ediyoruz doğrusu. Ama her kim olursa olsun, mahalle baskısından nasibini yeterince alacağı kesindir. 

      VAY ANASINA BEE

         Heriflerin köpekleri bile bizden pahalı yiyecek tüketiyor. 

         İsrafın önüne geçilmediği sürece sıkılan her kemer nafiledir. 

         İhalelerde yolsuzluk yapanlar, adam kayıranlar temizlenmediği sürece ekonominin düzelmesi zor gibi gözüküyor. 

        Azıcık öz eleştiri, McKinsey örneği güzel bir gelişme, Damat bu işi çok iyi yapıyor denemez. Alternatif bulunmalı. 

Tweet