Yaşadığımız coğrafyada, yaşam şeklimize biz karar veririz.
Standart  bir hayat  düzeni kuracak olsak da, toplumsal yaşam tarzını benimseyecek olsak ta buna  biz  fertler  karar veririz.
Acizane  görüşümü belirtecek olsam,  fertlerin yaşam tarzı ve düşüncelerine saygı  göstererek,  kendi yaşam tarzımı  ve düşüncelerimi  açıklamakta yarar görürüm.
Ne kimsenin düşüncesine, arzu isteklerine ipotek konulmasından yanayım, nede baskıcı bir zihniyetle ne pahasına olursa olsun birilerini susturma taraftarıyım.
İnsanlar yıkıcı, bölücü olmamak kaydıyla fikirlerini dile getirebilmeli, konuşma ihtiyacı duydukları konu hakkında konuşma  özgürlüklerini kullanmalıdırlar.
Toplumumuzda ki şu kötü hastalığı yenebilsek birçok sorunumuz çabucak çözüme kavuşur diye düşünüyorum.  Deyim yerindeyse, "vur deyince öldürüyoruz"  her şeyi hakkaniyetine göre yaparsak,  sorunlarda hakkıyla çözüme kavuşmuş olur.
Ayrılıkların asıl merkezi siyaset...
İnsanlar gerek ferdi yaşamların da  ve  gerekse toplumsal yaşamlarında  siyaseten ayrı düşerler.
Siyasi iktidar gücü, geri kalmış bölgelerde  genelde ayrılıklar yaratır.
Oysa asıl manası 'ben daha iyi hizmet ederim'  iddiası olan siyasetin, maalesef ayrılıkların başı ve benden olmayanların yok oluşu olarak algılanmakta, yapılan hizmet aktivitesi genelde bu yönde sürdürülmektedir.
Siyasetsiz bir dünya...
Siyasetsiz dünya var mı bilmiyorum.
Eminim siyasetin var olduğu yerde, paylaşmayı bilmeyenler,  siyasetsiz bir dünyada da  problem yaratacak bir şeyler bulurlar.    Dayatmayla olmaz...
İnsanların beyninin içine kadar girmek mümkün olsaydı, ilahi  denge denen  bir şey kalmazdı. Fikirler insanlar tarafından kimi zaman eleştirilir, kimi zaman benimsenir.  Ufkumuz açık olursa, fikrimizi benimsemeyenle çatışmaya girmeyiz…   Fikrimizi açar, anlamayanların anlamasını sağlarız…
Benim ak dediğime birilerinin kara demesi için elinde net verilerinin olması şarttır.
Kendi hayal dünyasında geliştirdiği birtakım tutarsız fikirleri, birilerine kabullendirme derdi taşıyan ve dayatan hiçbir fikir ayakta kalamaz…
Bugünlerde çarşı Pazar her yerde konuşulan tek konu siyaset…
Yerel seçimler yaklaştıkça, siyasi havada haliyle ısınıyor…
Kimi AKP'yi konuşuyor,
AKP'nin yapmış olduğu siyaseti eleştiriyor.  Kimi benimsiyor arka çıkıyor…
Kimi MHP'nin kimi aday göstereceğini soruşturuyor… 
Kimi DTP'nin rengini çözmeye
çalışıyor…
Kimi falancıda aday olacakmış diyor, öteki onu bilmem ama falancanın da ismi geçiyor, diyor…
Bunlar birer realite…
Konuşulan, tartışılan konu olduğu için insanlar elbette fikir beyan ederler.     Hoşumuza gitmeyen fikirler sakın bizi yanlışa sürüklemesin. Bizler, hem ferdi, hem toplumsal düşünmek zorundayız.  Umarım biri birimizi anlayan, dinleyen ve iftira etmeyen bir toplum oluruz…