Prof. Dr. Kerem KARABULUT Kıymetli hemşehrilerim, saygıdeğer okuyucular,
Tarih : 2020-01-08
Tüm Yazılar

Prof. Dr. Kerem KARABULUT



Kıymetli hemşehrilerim, saygıdeğer okuyucular,
 
Kadirşinas dostum Cabbar ŞIKTAŞ Beyin nazik davetine memnuniyetle icabet ederek 65 yıldır Iğdır ve Ülkemiz için etkin bir gazetecilik örneği ve toplumsal katkı sağlayan Yeşil Iğdır Gazetesinde düzenli bir şekilde yazmaya başladığımı bu yazı ile bilgilerinize sunuyorum.   Yazılarımız iktisadi, siyasi ve sosyal konularda bilimsel değerlendirmeler, bölgesel ve uluslararası gelişmelerin sosyo-ekonomik analizi ve Iğdır ilimizin daha iyiye ulaşma çabasına katkı içerikli olacaktır.  Beklentimiz ise il, bölge ve ülke insanımıza gücümüz ölçüsünde doğru değerlendirmeleri ulaştırarak alanımızdaki sorumluluğumuzu yerine getirmektir. 2020 yılının başlangıcı olduğu için de 2019 ve 2020 yılı hakkındaki değerlendirme yazısı ile başlamak istedik. Bu vesileyle hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlayarak sağlıklı ve başarılı bir 2020 yılı temenni ediyorum.
 
Prof. Dr. Kerem KARABULUT
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İİBF Dekanı
Atatürk Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi
 
SOSYO-EKONOMİK AÇIDAN NASIL BİR 2019 YILI GEÇİRDİK VE NASIL BİR 2020 BEKLEMELİYİZ?
 
Ülkelerin ekonomik değerlendirmeleri yapılırken başta temel makroekonomik performans göstergeleri olarak bilinen üç göstergeye bakılır. Bunlar; Büyüme, işsizlik ve enflasyondur. Bu üç göstergenin olumlu olması durumunda toplumdaki hoşnutluk düzeyi de yüksek olmaktadır. 2018 yılına göre 2019 yılı sadece bu üç gösterge açısından değerlendirildiğinde; enflasyonun düşürüldüğü ancak diğer iki göstergenin olumsuz sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Enflasyon oranı %20,3’ten %11,8 civarına gerilemiştir. Büyüme oranı pozitif olmasına rağmen, 2018 yılındaki yaklaşık düzey olan %3’ün altında gerçekleşmiştir.  İşsizlik oranı ise 2018’deki %13’lük düzeyin biraz üstünde gerçekleşmiştir. 
 
Bu veriler ve burada yer veremediğimiz birçok iktisadi göstergelere göre, 2019 yılı bazı göstergelerde olumlu ve bazılarında olumsuz bir gelişim seyri göstermiştir. Örneğin, Türkiye ekonomisinin uzun yıllardır “yumuşak karnı” olarak nitelendirilen cari açık düşürülmüş ve Cari denge/Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranı % -4’lerden %-1’e çekilebilmiştir. Bütçe dengesi/GSYH oranı ise olumsuz gelişmiş ve %-1,9’lardan %-3’ e kadar çıkabilmiştir. Türk lirası da dolara karşı yaklaşık %10 kadar 2019 yılında değer kaybetmiştir.Türkiye’nin 2019 yılı GSYH’sı yaklaşık 750 milyar dolar, kişi başına geliri 9000 dolar ve dış borcu ise 445 milyar dolar civarında olmuştur.
 
Sizleri rakamlarla çok fazla yormadan şu değerlendirmeleri yapmak istiyorum:
 
• Türkiye ekonomisi 2018 yılındaki çeyrek dönemler itibarıyla olumsuz gelişim ivmesini 2019 yılının ilk iki çeyreğinde de devam ettirmiş, üçüncü çeyrekten itibaren ise alınan önlemlere bağlı olarak toparlanma başlanmış ve sonuçta pozitif büyüme rakamına ulaşılmıştır. İşte bütçe dengesinin olumsuz artışının temel sebebi ekonomiye yönelik alınan önlemler olmuştur denilebilir. Yine pozitif büyümedeki toparlanmada otomotiv ve inşaat sektörlerindeki toparlanmanın önemli etkisi olmuştur.
 
• 2019 yılındaki büyümenin ekonomideki canlanmaya bağlı olarak kapasite kullanımındaki artış ile gerçekleştiği de söylenebilir. Uzun dönemde sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme için yatırımlardaki artış bağlantılı büyümenin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
 
• Enflasyon oranındaki gerileme çok önemli ancak mutlaka tek haneli rakamlara düşürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde hem ulusal hem de uluslararası yatırımcı ve tüketiciler açısından olumsuzluklara sebep olabilecektir.
 
• 2019’un bir diğer olumlu gelişmesi ise “ülkelerin risk primi” de denilen ve ingilizcesi Credit Default Swap (CDS) olan primin 550 puanlardan 300 puanın altına düşürülmesi olmuştur. Ülkenin risk primi artıkça borçlanma maliyeti de artmaktadır. Yaklaşık 445 milyar dolar dolar dış borcu olan Türkiye için risk priminin düşmesi olumludur.
 
• 2019 yılında ekonomi üzerinde etkisi olan bir diğer gelişmeleri, yerel seçimler, Suriye’deki gelişmeler ve Türkiye’nin müdahaleleri ile düzenli ve düzensiz göçmenlerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri olmuştur. Bunları çoğaltmak mümkündür. Ancak 2020 yılına ait bilgiler verebilmek amacıyla burada noktalamakta yarar vardır.
 
2020 yılına ait şu değerlendirme ve tahminleri “mevcut şartların devam etmesi durumunda” yapmak olasıdır:
• Özellikle 2019 yılının son çeyreğindeki ekonomik toparlanmanın 2020 yılında daha da iyiye doğru gideceği söylenebilir. 
 
• Bu çerçevede, büyümenin %3-4, işsizliğin %12-13 ve enflasyonun ise %10-11 civarında olabileceği söylenebilir. 
 
• 2020 yılında Bütçe dengesi/GSYH dengesinin biraz daha artarak %-3’ün üzerinde olabileceği düşünülebilir. Çünkü ekonomideki toparlanmanın devam edebilmesi için kamu desteğine ihtiyaç bulunmaktadır.
 
• Cari denge/GSYH oranı ve döviz kuru ise Ortadoğu’daki gelişmeler ve İran-ABD geriliminin nereye varacağına bağlı olacaktır. Bu gelişmeler petrol fiyatlarını çok artırırsa cari denge ve kur olumsuz etkilenecektir.
Bu kısa değerlendirmelere bağlı olarak şu öneriler yapılabilir.
 
• Ortadoğu’daki gelişmeler konusunda Türkiye’nin şimdiye kadar devam eden “ırklar ve mezhepler üstü” politikası etkin bir şekilde uygulanarak bir anlamda “bölgenin ombudsmanı” rolü üstlenilebilir. 
 
• İran ve ABD’nin savaşa girmemeleri konusunda çabalar artırılmalıdır. Çünkü bu iki ülkenin savaşa girmesi durumunda en çok zararı Türkiye görebilecektir.
 
• Türkiye’nin geleceğine yönelik olarak “katma değeri yüksek teknolojik üretimi” gerçekleştircek olan bir eğitim yapılanması ve altyapısı oluşturulmalıdır. OECD tarafından yapılan “yaratıcılık ve problem çözme” konulu değerlendirmede Türkiye’deki çocukların oranı %2,2 çıkmıştır. Oysa OECD ortalaması %12, Güney Kore ortalaması ise %28’dir. 2015 yılında 19 milyar dolara satılan ve TÜPRAŞ, Türk Telekom ve THY gibi birimlerin toplamından daha yüksek değer olan bu gibi icatlar ancak etkin eğitim politikasıyla gerçekleştirilebilecektir.
 
• Son Yerli otomotiv atağı geliştirilerek devam ettirilmeli ve sık aralıklarla seçim sürecine girilmemesine özen gösterilmelidir.
 
Not: Değerlendirmelerde kullanılan veriler TÜİK ve diğer bilimsel çalışmalardan derlenmiştir. Arzu eden okuyucuya kaynaklar verilebilir.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.