Biz Vazifemizi Yapalım Gerisi Allah Kerim 

Dünya’yı kasıp kavuran bir virüs belasıyla mücadele ediyor insanlık. 

Farklı bir ifadeyle insanlıkla virüsün savaşı. 

Ancak ortada adil olmayan bir durum var: İnsanoğlu göz önünde, virüs ise gözlerden ırak. Nereden geleceği, nasıl saldıracağı belli değil. 

Şartlarımız eşit olmasa da bu savaşı bizim kazanmamız gerekiyor. 

Kazanmak için belki öleceğiz, belki ağır bedeller ödeyeceğiz, belki bulunduğumuz konumdan yıllarca geri gideceğiz. Ama savaşın galibi kesinlikle insanoğlu olmalıdır. 

Savaşı kazanmak için taktikler, kurallar, stratejiler birbirinin devamı olmalı. Birinde hata yapılırsa düşman acımasızdır ve asla affetmez.

TAKTİKSEL HATALAR

Bana bulaşmaz. 

Ya kardeşim uydurma şeyler bunlar. 

Bunların hepsi bir oyun. 

Derin stratejilerin ürünü. 

Biyolojik bir saldırı.

Ben ne yapıyorum ki, sadece sokakta dolaşıyorum. 

Tokalaşmadan kim ölmüş ki?

Kurallara uymamak için bin bir türlü mazeret üretir, farkında olmadan virüsün yayılmasına neden oluruz. 

Bu savaşın komutanları sağlıkçılardır. Eğer ki bizler komutanın emrine uymazsak, ordumuz dağılır. Herkes kendi kafasına göre savaşır ya da düşmanla farkında olmadan işbirliği yapar. 

BU SAVAŞI KAZANMAK İSTİYORSAK EĞER:

Doktorlarımızın uyarılarını dikkate almalıyız. 

Evde kalın diyorlarsa evde kalmalıyız.

Devlet halkı için vardır. 

Halk olmaz ise devlet olmaz. 

Bu süreçte devlet gereksiz harcamalarını bir tarafa bırakmalı, tamamıyla kendisini bu işe odaklamalı, hatta sokağa çıkma yasağı uygulayıp tüm hesapları dondurmalı ve vatandaşına evde bakmalıdır. 

Bu işlem yapıldığı anda bu hastalık 15 günde bertaraf edilebilir. 

Aksi halde hepimiz risk gurubunda oluruz ve sevdiklerimizi kaybedebiliriz. 

IĞDIR’DA DURUM NASIL

Iğdır’da hastalığın yayılmaması için devlet üzerine düşeni yapıyor. Valilik koordinesinde Sağlık Teşkilatları, 112 Acil Durum Müdürlüğü, Afad, Spor İl Müdürlüğü, Iğdır Belediyesi, ilçe ve belde belediyeleri, kamu kurumları, gönüllü kamu çalışanları, gönüllü sivil çalışanlar, sosyal medya kullanıcıları, gazeteler herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için bir çalışma içerisindeler. 

Şu anda şehrimizde vaka var. Sayısı ülke genelinde alınan karar doğrultusunda açıklanmıyor. 
Yani olmamasını düşünmek zaten saflık olur. 

Yukarıda da belirttiğim gibi işi savsaklamak doğru değil. Bu meretin hepimize bulaşma riski var. Bulaşmasını istemiyorsak, yakınlarımızın acısını yaşamak istemiyorsak her birimiz üzerimize düşen sorumluluğu harfiyen yerine getirmeliyiz.   

AYNI GEMİDEYİZ

Zengin, fakir, siyah, beyaz, sünni, şia, alevi, Türk, Kürt, yakışıklı, çirkin, erkek, kadın hepimiz aynı geminin yolcularıyız. 

Bu virüs belasından alabilirsek eğer çok ders var. 

Virüs bittikten sonra yine saldırılar, acımasızlıklar, baş kesmeler, dramlar devam edecek olursa, bu beladan uslanmadığımız anlamına gelir. 

Düşünsenize dünya ve insanlık bu virüs belasıyla uğraşırken ABD İran’a gidecek olan tıbbı malzemeleri engelleyip ambargosunu devam ettirebiliyor. 

Bir başkası halen ders çıkarmayıp entrika peşinde koşabiliyor. 

Millet can derdindeyken birileri mal derdinde karaborsacılık yapabiliyor. 

Virüs bahane, gösteriş peşinde koşup koltuk sağlamlaştırma derdinde olanlar görülüyor. 

Anlamsız bir şekilde kamuoyuna hala aydınlatıcı bilgiler verilmiyor. 

Gizem her zaman merak ve telaş uyandırır. Öğrenilen bilgi ise kabullenilir ve önlem daha sıkı alınır. Onun için virüsün illerdeki tahribatı, hasta sayısı açıklanmalıdır. 

Virüs kapan kişi suçlu değildir.

Virüs kapan kişileri suçlu gibi gizlemek, yakınları ile temasın devamını sağlamak olur. 

Tedbirler giderek artıyor. Halkın duyarlı olması şarttır. Yöneticilerin de bu bağlamda duyarlılığı ve özverisi gerekmektedir. 

Hükümet destek paketlerini açıkladı. Şimdilik açıklanan bu paket belki yaralara merhem olmasada, geçiş süreci bakımından fena değildir. Umarız ilerleyen günlerde daha etkin destek paketleri açıklanır. 

İnşallah bu belayı az hasarla atlatır ve normal hayata döneriz. 

 

Tweet