Ulaştırma diğer adıyla taşımacılık sektörü, kara, hava, deniz ve demiryolları taşıma faaliyetlerini kapsamaktadır. Cumhuriyet kurulduktan sonra demiryollarına önem verilmiş ancak bu politika 1950’den sonra karayolları ağırlıklı olarak devam etmiştir. Bunun sonucunda da günümüz itibarıyla karayollarının yük ve yolcu taşımadaki ağırlığı yaklaşık yüzde 89 iken, demiryolları yük taşımacılığında yaklaşık yüzde 4, yolcu taşımacılığında ise yüzde 1,5 gibi bir paya sahiptir. Demir yollarının AB ülkelerindeki yük taşımacılığındaki payı yaklaşık yüzde 17,5, yolcu taşımacılığındaki payı ise yüzde 8,5 civarındadır. Bu oranlar, Türkiye’deki demiryolu yük ve yolcu taşımacılığının yetersizliğini göstermektedir. Tamamlanmaya çalışılan demiryolu ağı projelerinin hem yurt içi hem de yurt dışı kapsamlı olmasının Türkiye’ye çeşitli avantajlar sağlayacak uygulamalar olarak değerlendirilmesi mümkündür. Son günlerde Türkiye’de üzerinde çalışılan önemli demiryolu projelerinden birisi de Kars-Iğdır-Nahcivan arasındaki projedir. 
Kars-Iğdır-Nahcivan Demiryolu Projesinin gelişim süreci hakkında kısa bilgi vermesi için elde edilen şu bilgileri sunmak yararlı olacaktır. Dönemin Iğdır Milletvekili Prof. Dr. Dursun Akdemir tarafından 08.08.2005 tarihinde Ulaştırma Bakanlığı tarafından cevaplanmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na konu hakkında verilen soru önergesine, dönemin Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından verilen cevapta şu bilgiler yer almaktadır. “Kars-Iğdır-Aralık-Nahcivan demiryolu bağlantısının fizibilite etüdü 1994 yılında ODTÜ tarafından yapılmış, ancak hat fizibıl çıkmadığından, hat ile ilgili bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmamıştır. Ancak, günün koşullarına göre yeniden bir fizibilite etüdü yapılarak hattın fizibıl çıkması halinde; etüd-proje ve yapım işleri, bütçe imkânları çerçevesinde ve projenin yatırım programlarına girebilmesine bağlı olarak ileriki yıllarda yaptırılabilecektir”.
Görüldüğü gibi, 1994 yılında üzerinde çalışılan ve 2005 yılında gündeme getirilen bu proje, Karabağ Zaferi ve Nahcivan-Azerbaycan Koridorunun açılacak olması münasebetiyle güncellik kazanarak aktif hale gelmiştir. Bu çerçevede, Kars-Iğdır-Nahcivan Demiryolu projesi için zemin etüdü çalışmaları devam etmektedir. Projenin hayata geçmesi durumunda, Türkiye ve Azerbaycan sadece kara yoluyla değil Demir yolu ile de arada başka ülke olmadan birbirine kesintisiz olarak bağlanmış olacaktır. Bu demiryolu bağlantısı sadece iki ülkeyi değil, birçok ülke ve kıtayı da birbirine bağlayacaktır.
Bu proje ile öncelikle Avrupa, Türkiye, Kafkasya, ve Rusya bağlantılı sosyo-ekonomik ilişkiler gelişecektir.  Devamında da Hint ve Atlas Okyanusları bağlantılı olarak Avrupa, Afrika ve Amerika kıtalarından deniz yolu ile Süveyş Kanalı ve Cebelitarık Boğazından Akdeniz’e giren ürünler, ordan İzmir Çandarlı ve İstanbul üzerinden demiryoluyla veya Karadeniz’e geçerek Trabzon ve Hopa Limanlarından Erzurum ve Kars’a ulaştırılabilecek, buradan da Kars-Iğdır-Nahcivan veya Kars-Tiflis-Bakü Demiryollarıyla Pekin’e kadar gidecektir.  İşte bu özelliklerinden dolayı hayata geçirilecek olan bu projeye “Kıtalar Arası Deniz ve Demirden İpek Yolu” özelliği atfetmek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle, yapılacak güzergah yerel olmasına rağmen, etkisi uluslararası veya kıtalar arası nitelik taşıyacaktır.
Jeffrey D. Sacs tarafından 2014 yılında yazılan ve 2019 yılında Türkçe çevirisi yapılan “Sürdürülebilir Kalkınma Çağı” adlı bilimsel kitap çalışmasında, dünya ülkelerinden deniz kıyısına sahip olanların olmayanlara kıyasla çok daha kalkınmış oldukları, kıyısı olmayıp kalkınabilenlerin de etkili demiryolu ağına sahip oldukları vurgulanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, Kars-Iğdır-Nahcivan Demiryolu projesi, Türkiye’nin sahip olduğu deniz kıyılarının demiryoluyla da desteklenerek sürdürülebilir kalkınmasına katkı yapacaktır. 
Türkiye’nin Türk Dünyası ile tek kara bağlantısı Nahcivan Özerk Cumhuriyeti iledir. Kars-Iğdır-Nahcivan Demiryolu tamamlanınca ve Nahcivan-Azerbaycan koridoru açılınca toprak bağlantısının yanında demiryolu hattı da olacaktır. Böylece bu bağlantı sadece Türk Dünyası ile değil, aynı zamanda Asya’nın derinlikleri ve Avrupa ile de olacaktır. 
Bilindiği üzere, demiryolu denizyolundan sonra maliyeti en uygun ulaşım sektörü yöntemidir. Bu nedenle, hattın açılması ile bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde maliyet ve güvenli ulaşım kolaylığı açısından önemli kazanımlar ortaya çıkacaktır. 
Kars-Iğdır-Nahcivan Demiryolunun uluslararası bağlantıları “denizden ve demirden ipekyolu” olarak nitelendirilebilir. Çünkü bu proje ile Hint ve Atlas Okyanusları, Süveyş Kanalı ve Cebelitarık Boğazı, Hazar Denizi, Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz ve bağlantılı olarak işletilebilecek niteliktedir. 
Kars-Iğdır-Nahcivan-Bakü Demiryolu, Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu ile birlikte Kars bağlantılı “İki Kollu Demirden İpek Yolu”nun Türkiye-Azerbaycan bağlantılı olarak tarihi İpek Yolunun çağın gereğine uygun şekilde tamamlanması anlamını taşımaktadır. Kars-Iğdır-Nahcivan-Bakü Demiryolu’nun avantajı ise; Nahcivan’ı içermesi, biraz daha yakın olması ve doğrudan Türkiye-Azerbaycan bağlantılı olmasıdır. 
Proje kıtaların yakınlaşması ve ulaşımının etkinleşmesine ilave katkı yapacaktır. Avrupa’dan Çin’e kesintisiz bağlantının yanında, Rusya ile bölgenin ve Türkiye’nin ticari ilişkilerinin gelişmesine de katkı yapacaktır.
Karabağ’ın inşası sürecinde Türk inşaat sektörünün düşük maliyetle katkısını ve kazancını artırmasının yanında, Karabağ’daki üretimin de Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine ulaşmasını sağlayarak ciddi bir sinerji yaratacaktır. 
Bu hattın hayata geçmesi ile bölge kentleri, ilçeleri ve hatta köylerine batıdan tersine göç yaşanabilecektir. Özellikle Covid-19 sürecinin de etkisiyle tek katlı bahçeli evlerde yaşama isteği ve hattın sağlayacağı ticari ve ulaşım imkânlarına bağlı olarak bu süreç ilerleyecektir. 
Hat güzergâhındaki üretimin Nahcivan-Bakü-Aşgabat ve hatta Çin’e ulaşımı sağlanabileceği için hem tarım ve hayvancılık hem de sanayi sektörü gelişim gösterecektir.
Yol medeniyettir denir. Demirden ipek yolunun kollarından birisi daha tamamlanarak güzergâhtaki tüm ülkelerin bilimsel ve kültürel etkileşimleri hızlanacaktır.
Türkiye-Azerbaycan arasındaki ürün ticareti ve turizm faaliyetlerinin ulaşım maliyeti yaklaşık üçte iki düzeyinde azalış gösterecektir. Böylece, Özellikle Nahcivan-Azerbaycan koridorunun açılması ve Karabağ bağlantılı turizm hareketliliği ve ticaret artacaktır.
Proje ile bir önceki yazımızda değerlendirdiğimiz  “Iğdır Sağlık Serbest Bölgesi”nin işlerliği artacaktır.
Türkiye’nin demir yolu ile Ağrı dağına bağlanması sağlanmış olacaktır ki, Doğu Ekspresinin bölgeye yaptığı turizm katkısının en az iki katı bir artış yaşanabilecektir.
Kars-Iğdır-Nahcivan demiryolu, birçok yazı ve konuşmada gündeme getirdiğimiz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınma politikasında en önemli yatırımlardan birisi olarak düşündüğümüz “Doğu Anadolu Tren Ringi” çalışmasının önemli bir kolu daha tamamlanmış olacağı için bölgenin geleceği için de bir yatırım niteliği taşımaktadır.
Bu projenin etkinleşmesi ile uzun dönemde Trabzon-Erzurum-Tebriz ve Culfa-Van gibi demiryolu bağlantıları gündeme gelebilecektir.
Son söz: Bu projenin ülkeler arasında işbirliği ve ticaretin gelişmesine daha çok katkı yapması için Türkiye, Azerbaycan ve hat güzergâhında ve bölgede bulunan tüm ülkelerin katılabilecekleri  “İpek Yolu Ticaret Birliği” şeklinde bir oluşuma gidilmesinin amaca ulaşmada etkin bir araç olabileceği önerilebilir. Bu birlikteliğin oluşturacağı kurallar çerçevesinde hem bürokratik engeller azaltılabilir hem de daha fazla işbirlikleri geliştirilebilir. Bir anlamda, “Avrupa Birliği” gibi bir “Asya Birliği” oluşturulabilir.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.