Cabbar ŞIKTAŞ NEREDE BU HALK?
Tarih : 2023-09-25
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



NEREDE BU HALK?

Ülkemizin nüfusu 81 milyon.

Dışardan ülkemize sığınmacı adı altında gelen kişi sayısı çeşitli rivayetlere göre 13 milyon.

Bu 13 milyon gelmeden önce ülkemizin fabrikalarında, işletmelerinde, sanayisinde, inşaat sektöründe çalışanları kimlerden oluşuyordu? Şimdi neden kalifiye veya ara eleman bulunamıyor.  

Elbette ki ülkemiz vatandaşlarından oluşuyordu.

Peki bu insanlar nereye gitti?

Neden tüm sektörlerde  usta, ara eleman, vasıfsız işçi bulunamıyor.

Dün, genç nüfusumuz olduğuyla övünür, kendi kendimize yeterken, bugün "Suriyeliler, Afganlar giderse işçi bulamayız" serzenişi içerisine giriyoruz.

Aile, iş, şirket, holding, ülke yönetimleri bir dizi plan doğrultusunda ilerler.

Eğer sacın bir ayağı eksik olursa iş istenilen şekilde yürümez ve zaman içinde çöküş başlar.

Bu söyleyeceklerimi mutlaka birileri de düşünmüş ve söylemiş olabilir ancak inanın bu söylenenlere kulak kapatılacak olursa yakın geleceğimiz çok kötü günlere haberci olacaktır.

Her ile bir üniversite her mahalleye bir üniversite, yurt dışındaki üniversitelerden alınan diplomalar, inanılmaz bir diplomalı işsiz ordusu yarattı.

Sanayide, inşaatta veya başka bir sektörde çok iyi bir usta olacakken bir üniversite diploması alıp devletten iş bekleyen işsizler ordusu yaratıldı.

Bu planlama neden yapılmadı anlamış değilim. Her mahallede, her merdiven altında bir üniversite doğal seyrinde bile kaliteyi düşürür.

Hepimizin etrafında üniversite mezunu işsiz var. Okuduğu bölümü ofis ya da bölümüyle alakalı bir iş kurmaya kalksa yürütemeyecek olan birçok bilgisiz mezun, devlet kapısında işe girebilmek için sırada bekliyor.

Eskiden diplomalı bir kişi ara eleman olarak bir yerde çalıştığında haber konusu olurdu. Şimdi ise çarşıda, pazarda çalışmayı tercih eden kişilerin tamamına yakını diplomalı.

Yani bu kişiler bizim çocuklarımız, yeğenlerimiz, kardeşlerimiz.

Biz, onlara meslek öğretmek yerine "Oku hayatını kurtar" önerisinde bulunduk ve onlar da okuyarak işsiz, güçsüz ortada kaldılar.
Çünkü yüzbinlerce okuyan var.

Okuyup inşaat ustası, elektrikçi, tesisatçı, çoban, çiftçi, demirci olunur mu hiç? Olmadık ve şu anda kaybediyoruz.

Var olan kalifiye elemanlarımızı da Avrupa alıp götürüyor.

Sonuçta aldığı para daha cezbedici. Aksi halde kimse vatanını bırakıp gurbet ellere gitmek istemez.

Biz de onların yerine Suriyeli, Afgan ve başka başka ülkelerin insanlarını işe alarak durumu kurtarmaya çalışıyoruz.

Gencimiz yok değil, gencimiz çok ve çoğu da boş, ama işveren de işçi bulamıyor.

Sebebi yukarıda sıraladığım sebepler.

Çoğu diplomalı boşta gezer. Diplomalı olunca da haliyle ne ara eleman olur ne usta olur ne de çalışmaya meyilli olur.

Çok değil yakın zamanda eleman konusu çok daha vahim neticeler doğuracaktır.

Hele ki İŞ-KUR işçi alımı tam bir sıkıntı.

Adam 9 ay İŞ-KUR’dan maaş alıyor. Belki ihtiyaç sahibi olanlara iyi bir destektir ama emin olun insanları da bedavacılığa alıştırıyor.

Bu da sektörlerde eleman sıkıntısını daha çok artırıyor.

EYT çıktığında iş verenler arasında sevinenler de olmuştu.

Ama genç yaşta bir dünya insan emekli oldu ve daha önünde 20 yıl çalışabilirlik gücü olmasına rağmen emekli moduna girip kahve köşesinde oturmayı tercih etmektedir.

Bana göre planlamada çok büyük hatalar var.

Yeni bir teşvik yasası çıkarılmalıdır.

Mesela özel sektörde çalışacak olan Türk vatandaşı kişiye aldığı maaşın belli bir oranına kadar da devlet destek verebilir.

İşverenlere işçi alımlarında işçinin maaşını artırması için sigorta, vergi desteği verilebilir.

Yani üniversite mezunu olan veya olmayan gençlerin üretim sektörüne dahil edilmelerini sağlamak için bir takım cazibeler geliştirmek gerekmektedir.

Bu yapılmazsa bizim halkımız yüzünü batıya, doğudakiler de yüzlerini Türkiye’ye çevireceklerdir.

Belki bugün 13 milyon diyoruz, yarın 23 milyon diyeceğiz.

Şu an büyük şehirler, özellikle İstanbul, İzmir, Ankara, Urfa, Mersin, Adana gibi illere gidildiğinde başka bir ülkeye gitmiş hissine kapılmaktayız.

Bu aynı zamanda şu demek, kim oldukları bilinmeyen bu insanlar ülkemize geldiklerinde uyum sağlayamaz, sorun çıkarır, illegalite artar, fuhuş, uyuşturucu, kaçakçılık alıp başını gider.

Devlet büyüklerinin bazı gerçekleri görmeleri gerekir.

Bugün kendi ülkemizde bir mülteciyi sınır dışı etmek için almaya çalışan kolluk kuvvetleri çoğu zaman çaresiz kalmaktadırlar.

Yani bizim ülkemizde bizden daha zorba bir davranış ortaya koyan bir halk topluluğu ile karşı karşıyayız.

Ve bu kişiler şimdilik iş alanlarında bizlere ara eleman olarak faydalı görünseler de eğitim seviyeleri düşük, yaşam koşulları farklı olduğu için ilerde ülkemizin başına çok büyük belalar açabilecek potansiyeldedirler.

Göçmen politikasına karşı çıkanlara ırkçı yaftası yapıştırmaya çalışan sözde ümmetçi zihniyet şunu hiç görmüyor.

Elbette Araplar da bizim din kardeşimizdir ama Arap topluluğu önce öz kardeşlerine sahip olmalıdırlar.

Arap dünyası, Filistin, Irak, Suriye, Yemen, Bahreyn’e hiç sahip çıktı mı?

Yıllardır İsrail Filistin’i adım adım işgal ediyor, insanları katlediliyor, tek laf ettiler mi?  

Yakın tarihimizde ve hatta şu an bile Gazze'de yaşayan insanlar ilaç bulamıyordu.

Yemen’de ayağı çarıklı ama onurlu bir milleti kim bombalıyor?

Kuveyt’i kim işgal etmişti?

Arap baharı ne çabuk hafızanızdan silindi. Sisi ile Mursi unutuldu mu?

Bakınız din kardeşlerim, dini hassasiyetleriniz günübirliktir.

Resulullah’ın gittiği yoldan giden bir din hassasiyetine sahip olsaydınız Filistine arka çıkardınız, ya da her nerede bir Müslüman feryadı varsa "lebbeyk" der gönlünüzle oralı olurdunuz.

Ama samimi değilsiniz, Türkiye’de şeriat istiyorsunuz ya, onda da samimi değilsiniz. Hz. Peygamber gibi mütevazı bir hayat mı yaşayacaksınız, yoksa Muaviye gibi mi yaşayacaksınız?  

Neyse sözü uzatmayayım, her kişi kalbini en iyi kendisi bilir.

Benden söylemesi, ülkemizde bugünden tezi yok eğitim sisteminin değişmesi, meslek eğitiminin daha çok öne çıkması, insanların alanlarına göre eğitim alması gerekmektedir.

Aksi halde Türkiye’nin adı bizim, halkı başkalarından olacak…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.