Cabbar ŞIKTAŞ HUSUSİ TALİMAT
Tarih : 2023-12-21
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



HUSUSİ TALİMAT

Çarşamba günü Nahçıvan’da tarihi bir gün yaşandı.

1992 yılında tanıştığım ve birlikte görev yaptığım Nahçıvan Genelkurmay Başkan Yardımcısı Urfullah Gurbanov’un anılarını kaleme aldığı “XÜSUSİ TAPŞIRIQ” isimli kitabının tanıtım törenine iştirak ettim.

Elimler Akademiyası Üniversitesi, AMEA Nahçıvan Bölmesinin Sedri Akademik İsmail Hacıyev’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen kitap tanıtım törenine Türkiye Nahçıvan Başkonsolosu Asip Kaya ile birlikte iştirak etmiş, değerli katılımcıların geçmişten günümüze birbirinden güzel anılarını büyük bir zevkle dinledik.

Urfullah Gurbanov Naxçıvan Muhtar Respublikası Dövlet Müdafiye Komitesinin esk-keşfiyat şöbesinin sahip reisi, Heyder Eliyev’in selaehiyyetli herbi rumayendesi yani genelkurmay birinci yardımcısı unvanı ile görev yapmıştı.

1991-1993 yılları arasında stratejik görevler üstlenen Gurbanov, Türkiye ve Azerbaycan subayları ile yaşadığı anılarını kaleme aldığı “XÜSUSİ TAPŞIRIQ” adlı kitabıyla geçmişte yaşanan olaylara ve unutulan kahramanlara kitabında yer vererek tarihi olayları ve yaşanmış anıları yazıya dökerek ölümsüzleştirmiştir.

Resmi belgelerin, isimsiz kahramanların, geçmişte yaşanmış olan birbirinden etkileyici olayların gün yüzüne çıkması için Haydar Aliyev’in 100’üncü doğum yıldönümü münasebetiyle Şark Gapısı gazetesinin emektar gazetecisi Sebuhi Hesenov’un başlattığı yazı dizisi ve röportajlar serisi Urfullah Gurbanov’u bu kitabı yazmaya teşvik etmiş ve Elimler Akedemiyası Nahçıvan bölmesinin rektörü İsmail Hacıyev’in destekleri ile kitap okuyucularla buluşmuştur.

Kitapta birçok Türk ve Azerbaycanlı subayın 1991 ve 1993 yılları arasında Haydar Aliyev’in Nahçıvan Ali Meclis başkanlığına seçilmesinin ardından başlayan süreçte üstlendikleri görevleri ve verdikleri mücadeleleri anlatılmaktadır.

Kitapta benim de “ABLUKADAKİ NAHÇIVAN” başlıklı bir makalem yer almaktadır.

1991 yılında Nahçıvan’a nasıl geldiğimi, Umummilli Lider Haydar Aliyev ile ilk olarak nasıl tanıştığımı, daha sonraki yıllarda hangi olaylara şahit olduğumu, Aliyev’in Nahçıvan’ın en zor döneminde nasıl bir tutum içinde olduğunu, ülkesinin ve milletinin refahı için hangi çalışmalar içinde olduğunu tüm ayrıntıları ile dile getirdim.

Tanıtım toplantısında yaptığım konuşmanın ardından Nahçıvan TV, Haydar Aliyev’in 100’ncü doğum yıldönümü münasebetiyle çektikleri film için ayrıca bir röportaj aldılar.

Haydar Aliyev’in 1991 ve 93 yılları arasında yaptığı hizmetler ile ilgili hafızamda kalanları Nahçıvan TV yetkililerinden İlkin Rızayev’in  soruları doğrultusunda ifade etmeye çalıştım. Röportaj, dev bir Azerbaycan bayrağının bulunduğu müzede gerçekleşti ve yaklaşık 40 dakika sürdü.

Haydar Aliyev, Kızıl Ordu'nun 20 Ocak 1990 tarihinde Bakü’de yapmış olduğu katliamı protesto ederek, SSCB'deki Polit Büro görevini sonlandırarak Nahçıvan’a dönmüştü. Nahçıvan’da hiçbir görev istememesine rağmen halk sokaklara çıkarak Haydar Aliyev’in Ali Meclis Başkanlığına gelmesini istemişti.

1991'deki seçimler halkın yoğun isteği doğrultusunda ezici bir çoğunlukla Özerk Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı seçilmişti.  

O yıllarda Nahçıvan abluka altındaydı.

Hiçbir ülkeye açık kapısı yoktu.

Kaderine terk edilmiş vaziyetteydi ve çaresizdi.  

Doğalgaz kesilmiş, elektrik yok denecek kadar azdı.

Çok zorlu bir dönemde göreve gelen Merhum Haydar Aliyev hemen Türkiye ile temasa geçti ve dönemin Başbakanı Merhum Süleyman Demirel ile bağlantı kurarak Nahçıvan’ın zor koşullardan kurtulması için sınırın açılmasını sağladı.

1991 yılında Türkiye, Dilucu bölgesinde çok hızlı bir şekilde Hasret Köprüsü'nün temelini attı ve köprü inşaatının yapımı için kurulan servis köprüsünde Azerbaycan’a öncelikli olarak gıda yardımında bulunmaya başladı. Ve hemen ardından elektrik hattı çekilerek Nahçıvan’a enerji verildi. Aynı şekilde İran ile de diyalog kurarak doğal gaz akışını sağladı.

Yani abluka altındaki Nahçıvan’ın yaşamını idame ettirebilmesi için Haydar Aliyev’in liderlik yapması gerekiyordu ve en ideal lider olarak görevi üstlenmiş, tüm sorumluluğu yerine getirmişti.

Haydar Aliyev bir yandan Nahçıvan’ın içinde bulunduğu ağır vaziyetten kurtulması için mücadele ederken diğer yanda da Ermenilerin Karabağ'da yaptığı katliamın Nahçıvan’da da yapılmasının önünü almaya çalışıyordu.

Rus askerleri Nahçıvan’ı terk ettiğinde hiçbir askeri teçhizatın Nahçıvan'dan çıkarılmasına izin vermemiştir. 

Rus askerleri Nahçıvan’ı 1992 yılında terk ettiğinde çok sınırlı askeri mühimmat ile Nahçıvan Milli Ordusu yaratıldı ve Merhum Elman Abbasov Genel Kurmay Başkanlığına, Urfullah Gurbanov da yardımcılığına atanmıştır.

O tarihlerde Urfullah Gurbanov Azerbaycan Gence’den uçaklar dolusu askeri mühimmatı Nahçıvan’a sevk ettirme başarısını göstermiş ve bu sayede Ermenilerin Nahçıvan'ın Sederek şehrine saldırısı başarıyla önlenmiştir.

Sederek savaşının bizzat içinde bulunan bir gazeteci ve aynı zamanda Elman Abbasov’un tabiriyle asker olarak bulunmuştum.

Aslında konuya girince hafızalar tazelenir, unuttuğun tüm ayrıntılar bir film şeridi gibi gözünün önünden akıp gider.

Her ne kadar 27 yıl boyunca orada neler olmuştu, sizler neler yaşadınız, yanınızda kimler vardı, o gün sizlerle ağlayıp sizlerle gülenler kimlerdi denilmedi, göz ardı edildiyse de 27 yıl sonra Haydar Aliyev’in anılarının derlendiği 100’üncü yıl etkinliği çerçevesinde konunun gündeme gelmesi tüm katılımcıların, ismi kitapta neşredilen isimsiz kahramanların hatırlanması son derece yerinde bir hamle olmuştur.

Bu vesile ile “XÜSUSİ TAPŞIRIQ” kitabını kaleme alan başta Urfullah Gurbanov’a ve tüm emek sahiplerine bir kez daha teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.