BİR EYLÜL’DÜ GELDİĞİNDE..

Tarih : 2020-08-21 / Kategori : Kültür & Sanat

BİR EYLÜL’DÜ GELDİĞİNDE..

Emir Şıktaş
O Yaz, Güneş ekinleri yakıyordu. Tarlayı sulamakta zorluk çekiyordu çiftçi. Sulama suları yetersiz olunca münavebeye dönüşüyordu.

Ekinlerin sulama suyu her yaz sıkıntı yaşatmakta, bazen su ulaşmayan tarlalar da ekinler kurumaya yüz tutmaktaydı..
İlk defa ektiği salatalık tarlasından kamyon dolusu ürün almaktaydı Salih usta. Karakoyunlu’nun yerleşim yeri bitişiğinde 12 dönümlük verimli bir arazi idi ektiği tarlası.
Tarlanın ön tarafındaki ilk okulu 1924 tarihinde Kars’a geldiğinde “ilk okul yapılsın” diye talimat veren büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk hediye olarak yaptırtmıştı. 1928 de eğitim, öğretime açılmış ve 1933 yılından sonra tüm yakın köylerde dahil herkes bu ilk okuldan mezun olmaya başlamıştı.
Tarlanın adı “Mekteb’in dalı” yani "okulun arkası" idi .
Salih usta, tarlanın Anneleri Sakine hanımdan miras kaldığını, tek kızı Feride’nin genç yaşta rahmete gitmesi üzerine zor günler geçirdiğini anlatırdı.
1968 yılı öncesi tarladan böyle verim alamamıştı Salih usta.
Ha unutmadan, köyde herkes ona Salih usta derdi, terzilik, ekskavatör operatörlüğü, marangozluk, hasır dokuma, duvar örme, tenekecilik, bakkallık, hayvancılık, çiftçilik, lehim kaynakçılığı, şairlik gibi bir çok mesleği olduğu için.
Bunca mesleği olmasına rağmen şimdiye kadar şansı hiç yaver gitmemişti. Üstüne birde hastalık gelince tarladan, çiftçilikten uzaklaşmıştı. Salih usta da düşünmüş, elinde kalan tek mal varlığı tarlayı satıp, şehre yerleşmeyi niyet etmişti.
-1968 yazında ürün geliri iyi olduğundan yakınları, “Usta tarlayı satma” diye telkinde bulunmaya başlamışlardı bile.
Aslında tarlayı seviyordu, köyden kopmakta istemiyordu fakat elde avuçta olmayınca, gelecek yılların ne getireceğini de bilemediğinden başka çare bulamıyordu. 7 çocuklu ailesini geçindirmek zorundaydı.
-“Tarlayı satarsam şehirden bir ev yeri alır, ev yaptırırım, kira vermeyince rahat ederim” diye yorum yapıyordu kendince.
Yalnız kafasında bir şey daha vardı, önce o işi çözmeliydi. Tarlası diğer tarlaların orta yerindeydi. Yolu olmayan diğer tarla sahipleri sıkıntı yaşamaktaydı. Köylüler, tarlasından ürünü taşımada hep tartışma, kavga yaşamaktaydılar.
Kimsede tarlasından diğer komşularına yer vermek istemiyordu, fedakarlık, malından hibe etmek zor geliyordu.
Salih usta ise, tarlanın asıl sahibinin (annesinin) ihsanı olsun, hayratı olsun diye düşünmekteydi.
Bu nedenle, tarlanın iki tarafından 3 metre eninde, tahminen 500 metre uzunluğunda yol açmak istediğini, yerini hibe ettiğini, tapu kaydına da işletmek istediğini belirterek, bu amaçla ilgili yere baş vurmuş ve resmi işlemleri yaptırmıştı.
İş bittikten sonra tarlanın etrafındaki taş yığını duvarı geriye aldırdı.
Tarla komşuları ne olup bittiğini daha bilmiyorlardı. Merakta etmekteydiler zaten.
Salih usta daha fazla meraklandırmadan tarla komşularına seslenerek;
-“Komşular, tarlamdan hayır amaçlı, sizler birbirinizle kavga etmeyesiniz diye yol verdim. Yol olarak da resmi kayıtlarını yaptırdım. Artık bu yol sizlerin, tarlalarınıza gidip gelişinizde kullanabilirsiniz.” dedi.
Komşuları dua ederek yanından ayrıldılar.
Çok geçmedi tarlayı sattı Salih usta..
Bir Eylül’dü geldiğinde, şehre..
Okullar açılmaya yeni başlamıştı.
Salih usta, 7 çocuklu ailesiyle şehre yerleşmişti bile..

*Gerçek hayattan alınmıştır.  

Facebook Beğenenler

  1. Kıyas Kaya 2020-08-22 22:09:55

    Elinize sağlık, güzel bir hikaye, artık böyle güzel şeyler yapan insanlar o kadar azaldı ki, duyduğumuzda şaşırmıyorum desem yalan olur. Salih Usta öldü ise Allah rahmet etsin yaşıyor ise sağlık diliyorum.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası