Bismillahirrahmanirrahim

Tarih : 2010-01-22 / Kategori : Genel Haber

    İslamiyet’te bunca fırka olmasına rağmen Kur’an’ı Kerim dinin asil kaynağı olarak kabul edilir.

Bu şanı yüce kitabın Allah tarafından indirildiği ve kutsiyeti sabit olduktan sonra, artık O’nun emir ve yasakları İslam’ın anayasasıdır.
    Her Müslüman da karşısına çıkan bir meselede kendi aklı ile yorum yapmadan ve başkalarının ne dediğine bakmadan ilk başvuracağı kaynak, (gökten Cebrail emin vasıtasıyla hz. Muhammed peygambere inen, hiçbir değişiklik ve tahrife uğramayan kıyamete kadar hükümleri geçerli olan) Kur’an’ı Kerim’dir. İnsanlar arasında bazen gerçekler bazen de kuruntular kabul görür. Mesela bazıları ecdatlarından gelen yanlış doğru her şeyi kayıtsız şartsız kabul ediyorlar, bu gerçek insanlık anlayışına ve Kur’an’a aykırıdır. Ama birileri tarihte geçmişlerin doğrularını saygıyla anıyor ve yanlışlıklarını nefretle anıyorsa, bu hem akla hem de Kur’an’a uygundur. Allah tebarek ve teala Bakara Süresinin 65nci Kerimesinde şöyle buyurmaktadır. “İçinizden cumartesi günü azgınlık yapanları bildiniz. Onlara, (Allah’ın rahmetinden) kovulmuş maymunlar olun dedik.”  Ayetin nüzul sebebine bakınca, bu ve benzeri birçok ayet peygamber s.a.a zamanında yaşayan Yahudileri, yüzyıllar önce yaşayan hz. Musa a.s dönemindeki babalarının yaptıkları işler yüzünden kınamaktadır. Bu, sonraki kuşakların geçmişte yaşamış olan babalarının işlerini onaylayıp onlarla övündükleri, yani aynı niyeti taşıdıkları ve onların yaptıklarına razı oldukları yüzündendir. Geçmiş soylarıyla övünen, milli bağlar yüzünden kendisini ondan bilen, onlarla iftihar eden bir kimse, onların toplu olarak işledikleri günahlarına, saldırılarına ve cinayetlerine ortak sayılır.
     İslam dünyasında ikinci ana kaynak sayılan hadislerde de buna geniş yer verilmiştir, ben sadece Allah Resulunun s.a.a bize ilim kapısı olarak tanıttığı Hz. Ali a.s’den, fesahat ve belagatta Kur’anın kardeşi olan o eşsiz eser Nehc-ül Belaga’dan bir hadisi aktaracağım. Emir-i beyan 201nci hutbesinde şöyle buyurmaktadır: ”Ey insanlar! Ehli azdır diye hidayet yolunda dehşete kapılmayın. Zira insanlar, doyumu kısa, açlığı uzun olan bir sofrada toplamışlardır.
Ey insanlar! Halkı bir araya toplayan şey hoşnutluk ve hoşnutsuzluktur. (Bir iş hususunda hoşnutluk veya hoşnutsuzluk sevap ve cezayı genelleştirir.) Şüphesiz Semud’un devesini sadece bir tek kişi kesmişti de hepsi bu duruma ses çıkarmayıp razı olunca Allah da azabı hepsine göndermiş ve buyurmuştu ki: “Onlar onu (Salih’in devesini) boğazladılar, sonunda hepsi de pişman oldular.” Çok geçmeden yerleri, kızdırılmış demirin yumuşak toprağa girerken çıkardığı ineğinkine benzer bir ses çıkararak yerin dibine geçti,
    Ey insanlar! Kim dosdoğru yolda ilerlerse suya kavuşur, kimde muhalefet ederse, çöle düşer. (su bulamaz şaşkınlık içinde bocalar) Aynen bu gün bazı mezhep mensuplarının Resulullah’ın s.a.a torunu Hz. Hüseyin’in a.s şahadet meselesinde olduğu gibi. Kendisinden sonra taraftarlarının azlığı birilerini dehşete salmış İmam Hüseyin bin Ali’nin mi? (Allah’ın selamı üzerlerine olsun) yoksa Yezid’in mi? Yanında yer alma meselesinde bocalayıp durmuşlar. İşte her kim Allah’ın tayin ettiği elçisinin tanıttığı ilim pınarından su içmeyen işte böyle çıkmaza girer. Allah’ın kitabının ölçüsü olan Müminlerin amiri takvalıların mevlası diğer bir veciz sözünde şöyle buyurmuştur: “Bir topluluğun yaptığından razı olan, onlarla o işe girmiş gibidir; batıl işe girenin ise iki suçu vardır: Onu yapma ve yapılmasına razı olmak suçu.”
    Allah bizleri ve Muhammed ümmetini hakkı tanıyıp haklının yanında olmaya muvaffak kılsın. Körü körüne ecdatlarının yaptığı her cinayete razı olanlardan etmesin ve bizi onların suçuyla hesaba çekmesin.
 Şeyh Arslan BAŞARAN

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası