Bilgisayarımın karşısına oturup yaktım bir sigara, içerken,  zararlı bu meret,  bitiriyor beni dedim…  Günde iki paket ağır geliyor artık bana…
Ama yine de bırakamıyorum işte,  esiri olmuş gibi içiyorum sigaramı…
Son bir nefes daha çekmek, yemekten sonra bir sigara yakmak keyif veriyor bana… Ama öldürücülüğünün farkındayım… Yaşım ilerledikçe, daha çok etkili olduğunu anlıyorum, fakat yinede içiyorum…
Tam bu sırada, sigaramı yudumlarken aklıma geldi bu, biz nereye gidiyoruz…
Binmişiz hot hota, gidiyoruz kıyamete, döner miyiz, dönmez miyiz bilinmez…
Sokakta kem bakışlar,  ticarette asık suratlar, çekişmeler, karalamalar, iftiralar,  birbirini kovalayıp gidiyor… Yaranmak için karalamak gerek sanırım… Meslek edinmiş birileri ispiyonculuğu, herkes birbirini gammazlayarak birilerine şirin gözükmeye çalışıyor…  
Gidiyoruz, yolun sonu nereden, nasıl gözükecek bilmiyoruz… Ama öfkeyle, nefretle, kinle devam ediyoruz yolumuza…
Savaş taktikleri içerisinde var olan, böl, parçala, yönet tekniğini  uygulayanlar, işlerini çok iyi becerdiler… Biz figüranlar da, yazılan senaryoyu büyük bir ustalıkla oynayan, başarılı olduğumuz için alkışlanan oyuncular olarak sahnede baş eğerek selamlıyoruz seyircileri…
Ben yine bir sigara yakıyorum… 
Derin bir nefes aldıktan sonra, ah keşkeler, vah keşkeler sözüm aklıma geliyor… Ben bu sözü aylar önce dediğimde, seyirciden daha çok alkış almak için çırpınanlar, gülüp geçmiş, umursa mamışlardı…
Şimdi de umursamıyorlar.
Şimdi seyircinin gözüne girmek,  daha iyi rol yapmak için çırpınıyorlar… Azerbaycan’a gidip oradan laf atıyorlar… Yalan iftira dolu sözleri orada tekrarlıyorlar. Soros’u, PKK’yı, DTP’yi  malzeme yapıp,   kendilerini temize çıkmaya çalışıyorlar…
Benim sigaramın dumanı, sizlerden daha az zehirli… Zararı yalnızca bana, ama sizin zararınız bütün bir toplumadır...
Ben susuyorum, toplum gerilmesin, yaralar iyileşsin diye susuyorum. Ama ben sustukça birileri yalanlar üretip iftiralar atmaya devam ediyorlar… Ben söyleyeceklerimi açık net söylüyorum. Ama birileri sahte isimlerle, Azerbaycan Türkçesiyle, bozuk bir ifadeyle cırcır böceği gibi çığırtkanlık yapmakta ve mideleri bulandırmaktadırlar…
Hala şapkanızı önünüze koyup düşünmesini bilmiyorsanız, hatırlatmak gerekiyor demektir.
Ne yapalım bizde hatırlatırız…
Hatırlatma yaptığımızda eminim ki yine yüzünüz kızaracak ve yine depresyon geçireceksiniz…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası