29 Mart yerel seçimlerinin ardından sanki Iğdır’ın üzerine ölü toprağı serilmişcesine herkeste bir suskunluktur sürüp gidiyor…
Dünyanın sonu gelmedi ya, düne kadar şımarık bir toplum haline geldiğimizi, kimseyi beğenmeyip, söz dinlemez olduğumuzu söylediğimde, sesini yükseltenler, bugün suskunluğu tercih etmektedirler…
Nedir bu suskunluk, evini taşıyacak kiracı misali, mutsuz ve huzursuz bir tablo çizerek nereye varacağınızı sanıyorsunuz…
Çıkın şehre konuşun, anlatın, uyandırın, ikna edin… Hani dün seçim meydanlarında hava alanı gelecekti diyenler,  doğal gaz ihale edildi açıklaması yapanlar, Boralan kapısı açılıyor sözü verenler, Ağrı Dağı turizm’e açılacak iddiasında bulunanlar, Bakü, Tiflis, Iğdır, Nahcivan tren yolu açılacaktı  diyenler, ortak Pazar kurulacaktı, iç gümrük Iğdır’a gelecekti diyenlere sorun bunları, sorgulayın bu sözleri verenleri… Siyaseten söylenmiş olan, ancak bugüne kadar hiçbir icraatın bulunmamış olmasını sorgulamalı, sorgulatmalıyız…
Sivil toplum kuruluşları Iğdır gündemini değerlendirmek adına en ufak bir açıklama yapmazsa, seçilmişler seçilme sevinçleri ile zafer sarhoşluğunu üzerinden atmazsa, kaybedenler kendilerini kiracı gibi hissederse, bu şehir yaşanmaz, çekilmez olur… Sorunlar çözülmez olur.
Iğdır Türkiye’nin özellikli bir ili. Bu özelliği üç ülkeye sınır oluşu, yapısının ova, ikliminin ılıman oluşu, toprakları verimli, dört etrafı dağlarla çevrili, insanları medeni ve yeniliklere açık oluşları…
Bu şehrin insanları böylesi bir durum sergilememeli bence, insanlar üretken olmalı, üzerlerindeki ölü toprağını atmalılar, oturdukları öz evlerinde kendilerini kiracı gibi hissetmemeliler… Olumsuzluklara tepkilerini koymalı, varlıklarını hissettirmeli, güzellikleri sahiplenmelidirler…
Geçenlerde “orada bir üniversite var bizim” başlığı altında bir yazı yayınlamıştım… Toplumdan olumlu birçok tepki aldım. İnsanlar Üniversiteye, fakültelerine gidip gelmeye başladılar. Eğer sen gidip gelirsen, sahip çıkarsan orası senin demektir. Eğer gitmez, gelmez uzaktan gazel okursan, kendini kiracı gibi hissedersin…
‘Benim’ diyebilmemiz için, ölü toprağını üzerimizden atmamız gerekmektedir.
Şeyh Edebali’nin bu nasihatlerini iyi okumalı ve anlamalıyız…

EY OĞUL

EY OĞUL, BEYSİN...
BUNDAN GAYRI  ÖFKE BİZE; GÖNÜL ALMAK SANA
SUÇLAMAK BİZE; KATLANMAK SANA
ACİZLİK BİZE; HOŞ GÖRMEK SANA
KEM GÖZ, ŞOM AĞIZ BİZE; BAĞIŞLAMAK SANA
ÜŞENGEÇLİK BİZE, GAYRETLENDİRMEK SANA
BÖLMEK BİZE, BÜTÜNLEMEK SANA
ÇATIŞMA, GEÇİMSİZLİK, ANLAŞMAZLIK BİZE; ADALET SANA DÜŞER
EY OĞUL, BEYSİN... GÜÇLÜSÜN, KUVVETLİSİN, AKILLISIN, KELAMLISIN
ANCAK, BUNLARI NEREDE VE NASIL KULLANACAĞINI BİLMEZSEN;
ÖFKEN VE NEFSİN BİR OLUP AKLINI YENER
SABRETMESİNİ BİL, VAKTİNDEN ÖNCE ÇİÇEK AÇMA
AÇIK SÖZLÜ OL, HER SÖZÜ DE ÜSTÜNE ALMA
SEVİLDİĞİN YERE SIK GİDİP GELME
ANANI, ATANI SAY : BİLESİN Kİ; BEREKET BÜYÜKLERLE BERABERDİR
OĞUL ÜÇ KİŞİYE ACI;
CAHİLLER İÇİNDEKİ ALİME,
ZENGİN İKEN FAKİR DÜŞENE,
HATIRLI İKEN İTİBARINI KAYBEDENE...
ŞUNU DA UNUTMA! İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN...
EY OĞUL! YAŞÇA, BİLGİCE SENDEN BÜYÜK OLABİLİRİZ.
AMA SEN BEY’SİN : BİZ SENİN YANINDA, SENİN EMRİNDEYİZ...
BUNU BİLESİN... LAKİN UNUTMA!
YÜKSEKTE YER TUTANLAR AŞAĞIDAKİLER KADAR EMNİYETTE DEĞİLDİR...
HAKLI OLDUĞUNA İNANIYORSAN MÜCADELEDEN KORKMA:
YILGINLIK GÖSTERME...
BİLESİN Kİ! ATIN İYİSİNE DORU, YİĞİDİN İYİSİNE DELİ DERLER!
YOLUN UZUN, İŞİN ÇETİN, YÜKÜN AĞIRDIR...
ALLAH YARDIMCIN OLSUN.
ŞEYH EDEBALİ (1299)

Tweet