Cabbar ŞIKTAŞ ADIM SUSTURULMUŞ
Tarih : 2009-08-28
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Ne konuşabiliyorum, ne yazabiliyorum.
Adım susturulmuş…
Herkes susmuş, hiç kimse konuşamıyor, konuşan şamar oğlanı gibi azarlanıyor, itiliyor, kakılıyor…
Kimsem yok artık… Ben öksüz ve kimsesiz bir çocuk gibiyim…  Hiç kimseyi eleştiremiyor, kimseye tek laf edemiyor, doğrularımı, kralın çıplaklığını haykıramıyorum… Sözlerim boğazımda düğümleniyor. İçimdeki fırtınayı kimseyle paylaşamıyorum…
Adımı kendim koydum,
ADIM SUSTURULMUŞ…
Ben susturulmuş bir toplumun, susturulmuş evladıyım… 86 yıllık alışkanlıklarım yok artık, öğrendiklerimin hepsi demode olmuş diyorlar, yeniden ezberleyeceğim adımı, köyümü, şehrimi.!
Her şey sil baştan… 
Adını demokrasi koymuşlar.  İtiraz istemiyor kimse, demokrasiye inanacak, susarak tabi olacaksın diyorlar…   Mutlaka tabi oluş gerekiyor. Olmasan da olduracaklarını söylüyorlar, hem de ulu orta…
Susma hakkımı kullanıyorum bende, kıpırdayacak, söz diyecek, eleştirecek ne gücüm var, nede dayağım…
Susmak adaptandır sözünün arkasına saklanıp susuyorum artık… Nereye kadar susacağımı bende bilmiyorum. Hayırlısı susmak diyorlar, bende susuyorum…
Bir zamanlar susma, sustukça sıra sana gelecek diyenlerde susmuş artık…
İstanbul üniversitesinin önünü her Cuma mesken tutan türbanlı kızlarda susmuşlar…
Hatta insan hakları ve demokrasiden dem vuran, konuştuklarında mangalda kül bırakmayan o ordinarüs profesörlerde susmuş nedense… Kimseden çıt çıkmıyor.
Cumhuriyet çocukları meydanların yanından bile geçmiyorlar artık. Çağlayan’ı, Tandoğan’ı, Taksim’i, Ok meydanını, Anıtkabiri, Alsancağ’ı dolduran kalabalıklar bir anda çekildiler ortalıktan… Ve derin bir sessizliğe büründüler…
Hiç kimse konuşmuyorsa ben niye konuşayım ki…
Konuşanlar içerde, susanlar dışarıda…
Ben dinleyici olacağım artık, yorum yapmak yok, eleştirmek yok, soru sormak yok, ABD ve AB’nin verdiği ölçülerin dışına çıkmak yok, yol haritasını, açılımı sorgulamak yok, siyasete karışan mollalara, cemaatsiz kalan camilere, sahte dindarlara laf etmek yok, yalana itiraz yok, dolandırıcıya sitem yok, hatta ve hatta ihanet ve hıyanet içinde olanlara bile söz söylemek yok artık…
Sinirlerim alındı…
Amorflaşan bir toplumun, yazarı, çizeri, sanatçısı da amorflaşır…

Bırak Beni Haykırayım
Ben en hakîr bir insanı kardeş sayan bir rûhum;
Bende esîr yaratmayan bir Tanrı’ya îman var;
Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar;

Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.
Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez;
Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.

Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;

Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir,
Bu zavallı sürü için ne merhamet, ne hukuk;
Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk!..
Mehmet Emin Yurdakul

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası