Aylardır açılımların konuşulduğu ülkemizde, bölgemizi direk olarak ilgilendiren Ermeni açılımı meselesi, sesli düşünüldüğünde kafalar karışmakta, sorular sorulmaktadır…
Halktan gelen soruları, yorumlayıp, ilgililere sunmak istiyorum…
1- Ermeni kapısı açılmasın diye Ermenistan hükümetine baskı yapan Ermeni Diasporası, bu sözlerinde ne kadar samimiler… Bu sözlerle neyi ortaya koymak istiyorlar?
Yanıt: Ermenistan dışında yaşayan ve Ermenistan da aşırı sağcılarla işbirliği içinde olan Diaspora gurupları, bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar.
Ermenistan Cumhurbaşkanı  Sarkisyan’ın, Türk-Ermeni sınır kapısının açılışında herhangi bir taviz vermediğini biliyorlar.
10 Ekimde imzalanacak olan protokolde, Türkiye’nin özellikle Karabağ sorununun çözümü, Soykırım taleplerinden vazgeçin istekleri ve Türkiye’nin Toprak bütünlüğünü tanıyın taleplerinin olacağını çok iyi biliyorlar. Ve bu yüzden, Nasreddin Hoca misali, testi kırılmadan Sarkisyan’ı dövüyorlar ki, taviz vermesin…
Kürt Demokratik açılımı gibi, Ermeni barış açılımının da içinde ne var halk olarak bir şey bilmiyoruz…
10 Ekimde yani 5 gün sonra protokol imzalanırda, imzalanan protokol kamuoyuna açıklanırsa kimin ne taviz verdiği, hangi konularda nasıl anlaşıldığı görülmüş olacaktır…
Sarkisyan Diaspora baskısına cevaben yaptığı birçok açıklamada şöyle demiştir: “Karabağ Azerbaycan’ı ilgilendiren bir durumdur.
Türkiye Karabağ’la ilgili bize bir yaptırım uygulayamaz. Ayrıca Ermeni soykırım meselesinden taviz vermiş değiliz. Şartsız olarak masaya oturacak protokol imzalayacağız açıklaması yapmıştır…
2-Peki Ermeniler, Türkiye’ye düşmanlık besleyerek mi kapı açacaklar? Yoksa iddialarını bir daha indirmemek üzere rafa mı kaldıracaklar?
Birkaç gün önce Nahcivan’da yapılan Türk Dili konuşan ülkelerin Cumhurbaşkanlarının toplantısında, Cumhurbaşkanı Gül: “Karabağ ve Azerbaycan’ın göz ardı edilmeyeceğini” tekrarladı.
Yanıt: Ermenistan da yaşayan aşırı sağcı olmayan Ermenilerde pek sorun olacağını sanmıyorum. Çoğu insan geçim derdinde, siyaset düşünecek vakitleri bile yok, ancak aşırı sağcı ve Diaspora güdümündeki Ermeniler, Merkezi Fransa ve ABD olmak üzere, Avrupa ülkelerinde çok ciddi Türk düşmanlığı ve anti propagandası yapmaktadırlar.
Ancak Ermenistan’la 10 Ekimde imzalanacak olan protokolde halkın beklentileri yer almazsa, bu barış değil, verilmiş sözlerin gereği olarak imzalanan bir protokol olacaktır…
Dolayısıyla barışsız uzatılan elin sıkılması istenmiş olacaktır…
Nahcivan’da veya birçok yerde hem Cumhurbaşkanı Gül ve hem de Başbakan Erdoğan, Azerbaycan ve Karabağ kaygılarını ortaya koymuş, Azerbaycan’ın istemediği hiçbir şey olmayacaktır demişlerdir…
En son Nahcivan’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’de, bu meyanda bir konuşma yapmış, karşılıklı iyi niyet olduğu taktirde elbette ki düşmanlığın ortadan kalkması  gerektiğini vurgulamıştır…
Aliyev: “Bölgede çok büyük imkanlar var. Sorunun çözümü halinde bütün yollar ve iletişim hatları açılabilecektir. Ancak, Azeri topraklarındaki işgal sona ermeden Ermenistan ile Azerbaycan arasında işbirliği hiçbir zaman mümkün değildir” diye konuştu.
Ortak tarih ve köklerin Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’ı birleştirdiğini ifade eden Aliyev, halkların yakınlığına dikkati çekti.”  Ama bu konuşmayı yaparken ortaya koyduğu mutsuzluğu da dikkatlerden kaçmamıştır…
Şimdi nefesler tutulmuş, 10 Ekim’de imzalanacak olan protokol beklenilmektidir…
Bu protokolden Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan mutlu olacak şekilde bir mutabakat sağlanırsa gerçek barış sağlanmış olacaktır.
Şayet olmazsa Türkiye Ermenistan’ı mutlu edemediği gibi Azerbaycan’ı da kaybedecektir…
İş bununla da kalmayacak Türkiye, Türk dili konuşan ülkeler nezdinde ki itibarını da yitirmiş olacaktır…
Umarız bölgemizin ve Ülkemizin çıkarları doğrultusunda, üç ülkeyi de memnun edecek bir protokol imzalanmış olur…

Tweet