Cabbar ŞIKTAŞ Kanlı Sayfalara Atılan İmza
Tarih : 2009-10-12
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



10 Ekim günü nazlanan, şımaran, istemez sol cebime koy dercesine dudağını büzen, zoraki masaya oturtulan Ermeniler, diplomatik olarak Türkiye’den daha dirayetli ve akıllı çıktılar…
Meğersem kapının açılması bizim işimize yarıyormuş(!) Ermeni’nin değil…
Meğersem Diasporanın baskısı öyle sıradan değilmiş, 70 milyonluk Türkiye’ye istediğini yaptıran cinstenmiş.!
Demiştim ya, Nasrettin hoca misali, Diaspora, Sarkisyan’ı imza öncesi dövüyor ki, taviz vermesin… Nitekim öylede oldu… Türk heyeti otelde saatlerce beklerken, muhatapları otelde gülüp eğleniyorlardı… Türklerin şaşkınlığını, ne yapacaklarını bilmeyişlerini izliyorlardı… Ve sonunda ABD ve AB’nin sözde baskısıyla, “İstemiyoruz ama madem siz varsınız arada bari gidip imzalayalım” dedirtircesine gelip anlaşmayı imzaladılar…
Ne yalan söyleyeyim, imzalar atıldığında içim sızladı, Karabağ’da ki başsız bedenler geldi gözümün önüne… Anne karnında şehit olan yavruları gördüm bir an, Kelbecer’i, Hocalıyı, Şuşay’ı, Ağdam’ı, hatırladım o an…  İmzaların rengi kırmızı geldi bana. Sanki kan vardı o imzalarda… Ve aklıma şu şiir geldi…
Kışlalar doldu bugün,
Doldu Boşaldı bugün,
Kalk gidelim gardaş,
Ayrılık geldi bugün…
Sanki Azerbaycan’la ayrılığımızın bir imzası gibi geldi bana… 
Hüzünlendim nedense, Ermenistan’la gerçek dost olmadığımızı, olamayacağımızı bildiğimden, gerçek dostumuzu kaybetme düşüncesinden olsa gerek hüzünüm…
İmzalar atılmasın diye dünya genelinde ki 5 milyon Ermeni ayaklanırken, Erivan’da atılan, “soykırımdan asla vazgeçmeyeceğiz” sloganları Iğdır’dan duyulurken, attık biz imzaları…
Karabağ sonunu çözülmeden hiçbir adım atılmaz sözlerinin gölgesinde atılan imza, Azerbaycan’ın kalbine sokulan bir hançerden daha tesirli oldu… İmza kalemleri Karabağ şehitleri ve Iğdır’da Ermeni katliamında yaşamlarını yitiren insanların yakıldıkları kuyulara dökülen ağıt gibiydi…
Barışı kim istemez ki…
Biz acılarımızı bağrımıza basıp, barışa koşarak gideriz… Ama barışa giderken arkadan hançerlenmek, dost dediklerimizin tek kelime sözümüzü bile etmeden imzalar atması hançerden daha acı vermiştir…
Bu düpedüz satmaktır.
Azerbaycan bugüne kadar ortaya koyduğu politikasını gözden geçirmeli, dost dediklerini elemelidir… 
Azerbaycan kendi içinde barındırdıklarını, Azerbaycan’ın imkânlarını seferber ettiği kişi ve gurupları artık incelemeye almalıdır…
Hem Azerbaycan’dan beslenip, hem Azerbaycan’ı Arkadan hançerleyenler, bu saltanatlarına yine Azerbaycan’da devam ederlerse, demek ki Azerbaycan’da yaşanan bu gelişmelerin birer parçasıdır…
Yeni süreci hep beraber takip edecek, gelişmeleri birlikte izleyeceğiz… Yenidünya düzeninin ve sınır politikasının birer parçası olanlarla, olmayanlar kendini açık edecektir…
Umulur ki, bizler vatanını ve toprağını satanlardan değil, koruyanlardan oluruz. Umulur ki bizler iktidarımız uğruna şehitlerimizin kemiklerini sızlatanlardan olmayız.
Umulur ki bizler, iktidarlarımız uğuruna yurdumuzu işkâl altına sokup esir hayatı yaşamayız…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası