Önceki gün Türkiye ile Ermenistan arasında oynanan siyasi futbol karşılaşmasının devre arasında FOX TV Haberlerini izliyordum. Bursa’da oynanacak olan Türkiye Ermenistan karşılaşmasını izlemek için stadyum girişinde oluşan kalabalığı arayarak içeri alan güvenlik görevlileri, taraftarın elinde gördükleri Azerbaycan Bayraklarını alarak girişte bulunan X Ray cihazının hemen yanındaki plastik bir sepetin içine yığdıklarını gösterdi.
Aslında çöp kutusu değil sepetti, maçı izlemeye gelenlerin üzerinde stadyuma girmesi yasak olan maddeleri toplamak için konulmuş olan sepetin içine atılan maddeler, Azerbaycan bayrakları ile aynı yerde duruyorlardı. Hem ayakaltı, hem de üzerlerine atılan sıvı maddelerle kirlenmiş olarak duran Azerbaycan bayrakları, çöpe atılmış gibi duruyorlardı… Kameramanın bu görüntüyü çektiğini fark eden görevliler, sepeti oradan kaldırıp gizlemeye çalıştılar.
Öncelikle şunu ortaya koymamız gerekmektedir. Birileri yalan söylüyor. Ama kimin yalan söylediği nedense ortaya çıkarılmıyor… Stadyuma Azerbaycan Bayrağı alınmayacak dediği söylenen Bursa Valisinin, daha sonra bu kararından vazgeçtiği ve Stadyuma Azerbaycan Bayrağı alınacak haberleri duyuldu…
Azerbaycan Bayrağının Türkiye-Ermenistan maçına girmesi yasağının Valilik tarafından kaldırıldığı, yaygın basının tamamında yer aldı.  Bu haberler yalan ve yanlıştıysa, Bursa Valiliği neden hiçbir açıklama yapma gereği duymadı?
Yok eğer yaygın Basın’ın yazdığı ve dile getirdiği haberler doğruyduysa, Stadyum girişinde Azerbaycan bayrakları neden görevliler tarafından toplatıldı?
Gerçi bayraklar toplatılmasaydı bile, bir anlam ifade etmeyecekti… Karşılaşmayı yayınlayan ATV bilinçli bir şekilde karartma yapmış, tribünlerden ses gelmesi engellenmiş ve sadece Protokol’de bulunan iki Cumhurbaşkanı Gül ve Sarkisyan ile arada bir de özel ayarlanmış Ermeni ve Türk bayraklı birkaç taraftar dışında stadyumun hiçbir tarafını göstermemiştir…
Sonuçta stadyumu Azerbaycan bayrakları ile donatmış olsaydılar bile bir anlam ifade etmeyecekti…
Bana göre Ermeni açılımı da, Kürt açılımı gibi gerdirilmek isteniyor. Bu iş de maalesef ki işin muhataplarınca değil de, kraldan çok kralcı geçinen, yaranmak için ne yapacağını şaşıran  etraftaki üçüncü kişiler tarafından yapılmaktadır…  
Durup dururken Ermeni açılımıyla gerdiler bizi…
Durup dururken Azerbaycan bayrakları hem de Türkiye’de toplatılır oldu… 
Durup dururken, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini zedelemeye çalıştılar.
Kimin eli kimin cebinde bilinmiyor…
Türkiye’ye gelen 11 Azeri Milletvekili Başbakan Erdoğan ile görüşüyorlar, ardından Azeri Vekillerin sözcüsü bir açıklama yaparak, “Biz Başbakanın sözlerine razılık gösteriyoruz” diyorlar… Yani Ermenistan ile imzalanan protokolün değil, Başbakan Erdoğan’ın söylediği sözlerle razılaşıyorlar demeye getiriyorlar…
Bizlerde avazımız çıktığı kadar bağırarak Karabağsız bir anlaşmanın olamayacağını, Karabağ sorunu çözülmeden kapının açılamayacağını söylenip duruyoruz…
Değerli hemşerimiz Türksam Başkanı Sinan Oğan, günlerdir Televizyon kanallarında bu olayı dilinin döndüğü, avazının çıktığı kadar anlatmaya, tabir yerindeyse haykırmaya çalışmaktadır…
Oysa gelinen noktaya baktığımızda, Hepimiz Ermeniyiz deyip, sırt sıvazlamalıyız ki, birileri mutlu olsun…
Bu çelişkiyi anlamış değilim, Türkiye’de bulunan birkaç yüz bin Ermeniye gösterilen itina, maalesef ki 2.5 milyon civarında ki Azerbaycan Türküne gösterilmemektedir…
Herkes kendi penceresinden bakar. Biz kendi penceremizden baktığımızda olayları böyle görmekteyiz. Ancak doğru tekdir, her düşünce doğru kabul edilse,  gerçek doğruyu bulmak zorlaşır…
Biz Iğdır-Kars ve Türkiye Azerbaycanlıları olarak Ermenistan’la atılan barış adımını Koşulsuz olarak Karabağ ekseninde değerlendiriyor, işkal sürdüğü müddetçe bu açılımın arkasında olamayacağımızı belirtmek istiyoruz…
Biz istesek de, istemesek de bu imza atılmıştır. Bağlayıcılığı ve yaptırımı hangi düzeydedir bilemeyiz. Başbakan’ın söylediği gibi Karabağ’sız bir açılımın olamayacağının altını çizerek,  bekle gör politikasından ziyade, siyaset yap çöz politikasının hayata geçmesini temenni ediyoruz…

Tweet