Biz yaşasın diyelim de, ne kadar yaşar bilemem.
Sonuçta gören iki gözümüz, duyan kulaklarımız var.
86. yıldır ayakta duran ve her yıl coşkuyla kutlanan Cumhuriyet Bayramı bu yılda idrak edildi…
Meydanlarda bayramı izlemeye gelen az olsa da, çoğunluk evinin işyerinin önüne Türk Bayrağı asarak kutladılar bayramlarını…
Cumhuriyet bayramlarında at arabalarını süsleyen berberler, demirciler, esnaflar bırakın etkinliğe katılmayı, bayramı izlemeye bile gelmediler…
Herkeste bir mutsuzluk, isteksizlik, hevessizlik vardı bu bayramda…
Herkes birbirini kandırıyor…!
Herkes birbirine yalanlar söylüyor…!
Herkes yalancıktan mutluymuş gibi yapıyor…
Kısaca herkes tüm bunları gördüğünden, Cumhuriyet Bayramını kendi evinin önüne astığı bayrakla kutlamış olacak ki, meydana gelmemişlerdi… Varsın meydanlarda kutlamak isteyenlerde kutlasınlar… Varsın öğrenci, asker, polis kalabalığını vatandaş kalabalığı sansınlar…
Bunların hiçbiri gerçeği örtbas etmiyor, edemiyor…
Amorflaşan bir toplumun kutladığı bayram, ruhsuz, renksiz, zevksiz, tatsız, tuzsuz olur…! Nitekim öylede oldu… Kim üzerine ne alınır bilmem, ama ben kendi üzerime çok şeyler alıyorum… Eğer ben alıyorsam birileri de mutlaka almalıdırlar… !
Belki yarın çok şeyler değişecek, birileri çekip gidecek, belki ölüp gidecek, unutacak, unutulacak…! Ama vicdanlarda ki o ses hiç unutulmayacak, hep haykıracak, hep beynimizi kemirecek ve yaptıklarımızın yanlış olduğunu, Cumhuriyete yaptığımızın ihanet olduğunu hatırlatacaktır…!!
Varsa eğer vicdanımız, mutlaka sızlayacaktır…
Vatandaş bayram izlemeye gelmemişti ama kurumlarda katılmamışlardı…! Sanki Vatandaşın hevessizliği kurumlara da yansımıştı… Önceki yıllarla mukayese edildiğinde tüm kurumlar araçları ile geçit törenine katılır, tarım araçları vatandaşın üzerine çiçekler serper, asker ve polis araçları gövde gösterisi yaparcasına geçit töreninde hazır olurlardı…
Asker ve Polis aracı vardı ama çok az sayıdaydı. 
Otobüs firmaları da yoktu bu yıl, Belediye birkaç araçla katılmıştı geçit törenine, kısacası sanki bir zoraki bayram kutlaması yaşandı Iğdır’da…!!!
Tabi bu sözlerim yine hoşa gitmeyecek, gerçekler görülmesi gereken yerde, tepkiler konulacaktır… Oysa vatandaşa kulak verilmesi, gerçekler görülmesi gerekirken, ikbal ve istikbal uğruna yapılan uygulamalar, işte bu neticeleri doğurmaktadır… 
Lütfen beyler..! makamlarınızdan inin halkın arasına, dinleyin onları, bakın dertleri ne, sorularını yanıtlayın, işsizlik sıkıntılarımı var,  yoksa başka dertlerimi var, dinleyin… Vatandaş idarecisini tanısın, idarecisiyle hasbi hal etsin… Siz bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten daha mı büyüksünüz? Neden halkınızın içine inmiyor, onların ne düşündüğünü sormuyorsunuz…!
Çıkın o saray yavrusu malikânelerinizden, emir kullarının, hizmetçilerin başınızda pervane olduğu makamlarınızdan, inin, size o makamları kullanma vesilesi olan halkınızın arasına, sohbet edin onlarla, tepeden bakmayın halkınıza…!
Yüreğimizde kutladığımız Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun…

Tweet