Cabbar ŞIKTAŞ BİRLİYE SUSAMIŞLIK VAR
Tarih : 2009-11-20
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Araştırma şirketleri yanılma paylarıyla birlikte, hedefi yakından vurmak için sahaya inerler, insanlarla yüz yüze temas kurar, sorularının cevabını alırlar…
Kimi araştırma şirketleri, istedikleri sonucun çıkması için, mesleklerinin özel inceliklerini kullanır, ona göre çalışmalarını yaparlar…
Kimi şirketler de tamamen tarafsız davranarak araştırmalarını yapar, sonuca yüzde yüzlük bir teşhis koyarlar…
Iğdır zor ve anlaşılması güç bir memleket olsa da, halkın içine inip, yüz yüze görüştüğünüzde o sessiz çoğunluğun neler düşündüğünü hemencecik anlar, araştırmanın sonucunu ortaya koyarsınız…
Bir önceki makalemde, yaşanan gündeme ilişkin bir yorum yapmış, MHP 9. kurultayından edindiğim izlenimleri dile getirmiştim… Yazıma bir hayli yorum yazıldı, telefonla arayıp fikrini söyleyenler oldu, sokakta görüp bizzat iletişim kuranlar oldu…
Ve şunu anladım…
“BİRLİYE SUSAMIŞLIK VAR”
Iğdır halkı son yaşanan siyasi gelişmelerle her şeyin farkında… Kaybetmişlik ve azınlık psikolojisiyle birleşme gerek diyorlar, başkada bir şey demiyorlar…
Yani tabir yerindeyse başımız taşa değdi ama oldukça sert değdi…
Yeniden yapılanma ve dirilişin sağlanabilmesi için, herkesin eteğindeki taşı yere dökmesi, öfkesini rafa kaldırması gerekmektedir…
Bu ifadeleri sarf ederken, insan doğasında ki psikolojinin yansıması olarak algılanmalı, bir amaç olduğu için böyle düşünülmediğinin altı kalın çizgilerle çizilmelidir…
Halkı bu düşüncelere sevk eden sebepler vardır. Örneğin  “Bakan Cemil Çiçek’in Ermenistan sınırına dayandılar” açıklaması ile “DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın Kürdistan sınırlarını çizdik, 86 yıllık geleneği yıkarak Iğdır’ı aldık” sözleri bu düşüncelerin oluşmasına sebebiyet vermiştir...
Elbette her insanın yüreğindeki diline yansır… Demokrasiye inanan toplumlar, demokrasinin üstünlüğünü kabul eder, seçilmişlere verilen oyları kutsal sayarlar. Iğdır veya başka bir ilde alınan sonuç nasıl haksa, Iğdır’da aynı kategoridedir. Ancak ne seçilenin toplumu gerecek ifadeler kullanması hoştur, nede kaybedenlerin taşkınlık yaratması etiktir…
Geçmişi günümüze dek incelediğimizde, hatalarımızı görmek durumundayız. Eğer hatalar görmezden gelinirse kronikleşen yaralar asla iyileşmez ve kangren oluşturur… 
Son yazıma okuyucunun birisi güzel bir yorum yazmış, “Parası olana, parası var bu olmaz diyoruz, olmayana, bunun parası yok olamaz diyoruz, il dışından gelene, bu dışarıdan gelmiş olamaz, içimizden çıkana bu davaya bedel ödememiş diyoruz…”  Yani yorumu yazan okuyucunun da dediği gibi, halk olarak ne istediğimizi kararlaştırmalıyız. Toplumun birlik içinde olmasını isterken, birliğin tesis edilmesi içinde adımlar atmalıyız. Kendimizi tabuların arkasına koymamalıyız, eleştirileri hazmetmeliyiz, yanlışımızı gösterenleri kınamamalıyız, halkına faydalı olabilmek için gayret sarfetmeliyiz…
Olayları ve gelişmeleri değerlendirirken yalnızca kendi penceremizden değerlendirmemiz doğru değildir. Kendimizi bir başkasının yerine koyup öylede değerlendirme yapmalıyız. 
O zaman daha mantıklı ve daha isabetli kararlar alırız diye düşünüyorum.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası