Cabbar ŞIKTAŞ GADİR-İ HUM AÇILIMI YAPALIM MI?
Tarih : 2009-12-04
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Birçok konuda açılım yapmaya yeltendik, kimi yüzümüze gözümüze bulaştı, kimi sadece lafta kaldı… Açılımlarla ilgili henüz netice aldığımız bir durum yok, fakat konuşula konuşula bir yerlere varılacak sanırım… Ya daha çok bölünüp parçalanacağız, ya da açtığımız tüm sayfaları kapatıp yerimize oturacağız…
Açılımlar ve Alevilerden söz açılmışken, Gadir’i Hum açılımı yapsak nasıl olur diye fikrinize başvurmak istiyordum.
Madem her konuda uzlaşı gerekiyor, o zaman uzlaşılacak konulardan birisi de Gadir’i Hum’dur diye düşünüyorum. Çünkü Alevilerin ve Şia’ların çok hassas oldukları bir meselenin açılıp tartışılması gerekir…
Madem kapalı hiçbir şey kalmasın diyorsunuz, o zaman buyurun bugün kutlanacak olan Gadir’i Hum bayramına…
İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav.) (veda haccı) son Hac ziyaretinden dönerken Gadir’i Hum denilen bölgede duruyor ve 80 ile 120 bin civarındaki hac kafilesinin bir araya toplanmasını emrediyor. Develerin yüklerinden yüksek bir kürsü yaptırıyor ve üzerine çıkan Hz. Peygamber, Hz. Ali’yi yanına çağırarak, şöyle sesleniyor: “Allah-u Teala benim mevlamdır, ben de mü'minlerin mevlasıyım; ben onlara kendilerinden daha evlayım. Öyleyse ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır. Resulullah, bu cümleyi üç defa tekrarladı. Daha sonra şöyle buyurdular: Allah'ım, onunla dost olana dost, ona düşman olana düşman ol; onu seveni sev, ona buğzedene buğzet; ona yardım edene yardım et, ondan yardımını esirgeyenden yardımını esirge; o nereye dönerse hakkı onunla döndür. Biliniz ki, bu sözleri hazır olanlar, hazır olmayanlara bildirmelidirler.” diye buyurmuştur…
İslam tarihindeki ilk ihtilaflı konunun Gadir’i Hum meselesi olduğunu İslam otoriteleri kabul etmekte, Resulullah’ın vefatından sonra Gadir’i Hum hutbesine itaat edilmeyerek  halifeliğin  Hz.’ye değil, Hz. Abubekir’e verildiği ve devamında Ömer, Osman ve ardından da 25 yıl sonra Ali’ye verildiğini, bu sebepten ötürü devamlı suretle ihtilaflar çıktığı bilinen bir gerçektir…
Hz. Peygamberin Gadir’i Hum’da yapmış olduğu konuşma, Allah’ın emrini orada bulunanlara aktarmasıydı,  “Resulullah’ın, ben Allah’ın kuluyum, elçisiyim, verilen emirleri yerine getirenim” demeside bu sebeptendir.
Hz. Peygamberin vefatından sonra emrinin yerine getirilmemiş olması, dolayısıyla Allah’ın emrine olan itaatsizlik ortaya çıkmakta ve tartışmada bu sebepten ötürü sürdürülmektedir…
Elbette bizler boyumuzdan büyük laflar etmeyecek kadar haddimizi bilenleriz. Bu işin otoriteleri, Şia ve Alevileri görmezden gelmeden, Diyanet tarafından açılıma kavuşturulmalı, masaya yatırılmalı ve tartışılmalıdır…
1400 yıl önce olmuş bir hadiseyi biz niye tartışalım diyecek olursanız, 1400 yıl önce gelen Müslümanlığı da tartışmamızın bir anlamı kalmaz o zaman…
Hz. Peygamberin doğum gününü kutlu doğum haftası olarak kutlayanlar, Ölümünü hiçbir şekilde yadetmemeleri de, ayrı bir tartışma konusudur…
Hz. Peygamber’in vefatından hemen sonra Gadir’i Hum unutulmuş, siyaset günün koşullarına göre işletilerek Allah’ın emrine karşı gelinmiş sayılmaktadır…
İşte bu sebepten ötürü madem her şeyi açıyoruz, buyurun Gadir’i Hum’u da açalım… Bakalım altında ne var. Toplumumuzda konuyla alakalı bilgilendirilmiş olur.
Ne dersiniz…
Açılım Yapalım mı?

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası