- Vali Turan Aralık ilçesi Yenidoğan köyünü Ziyaret Etti
- Vali Ercan Turan, Çelik Silo ve Mısır Kurutma Tesisi inşaatında incelemelerde bulundu.
- Iğdır'da Nalburda çıkan yangın söndürüldü
- Iğdır’da 1 Bayrak, 1 Fidan , 1 Kitap Projesi Gerçekleştirildi
- TİCARET ODASI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- İL BAŞKANI AYAZ 14 MAHALLE MUHTARIYLA BULUŞTU
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
- ÜLKÜ ÖCAL’DAN SEÇMENE TEŞEKKÜR MESAJI
İslam tarihinde hiç dinmeyen göz yaşı olarak bilinen ve yaklaşık 1400 yıl geçmiş olmasına rağmen ilk günkü tazeliği ilene anılan yegâna matemdir Aşura…
Kerbela Hz. Hüseyin’in şehit edildiği yerin ismidir.
Muharrem ayının onuncu gününü ismide Aşuradır…
Hz. Peygamberin torunu, kızı Hz. Fatıma’nın ve damadı Hz. Ali’nin oğlu, Hz. Hüseyin ve 72 yakını, Irak’ın Kerbela denilen çölünde, Muaviye’nin oğlu Yezit tarafından acımasızca katledilişlerinin 1366. yıldönümünde karalar giyilecek, gözyaşları akıtılacak, insanlar en yakınları ölmüşcesine o acıyı hissedeceklerdir…
Hz. Hüseyin, babası Hz. Ali gibi cesaretli, bilgili, merhametli ve ilahinin verdiği vazifeye amel etme takvasına sahipti…
Yüzü, dedesi Hz. Peygambere benzerdi…
Mazlumların yanında olup, zalime baş kaldırırdı…
Kufeliler de davet ettiklerinde hiç tereddütsüz kabul etmiş ve Kabe’den yola çıkarak Kufe’ye hareket etmişti…
Muaviye oğlu Yezit, baskı, zulüm haksızlık, İslam’a yakışmayan tüm davranışları bünyesinde bulunduran ve İmam Hüseyin’den ilada biat isteyen bir yaratıktı…
Hz. Hüseyin’i biat etmese öldürün emri veren Yezit, Kabe’den ayrılıp Kufe’ye gelen Hz. Hüseyin ve 72 yakınının önünü kesmiş ve muhasaraya almıştır…
Hz. Hüseyin’in Kufe’ye gelmek üzere yola çıktığını haber alan Yezit, Kufe’ye girmesinler diye önlemini almış, Hz. Hüseyin Kerbela’ya vardığında etrafını on binlerce orduyla sarmış ve Kurfe’ye girişini engellemişti…
Yezit, Hz. Hüseyin’e elçiler göndererek Kufe’ye giremeyeceğini, bana biat etmen dâhilin de ise, istediğin yere Vali tayin edeceğim demiştir…
Gelen elçiye, Hz. Huseyin asla böyle bir şeyi kabul etmem, Yezit’in zulmüne ve İslam’a yakışmayan davranışlarına onay vermem diyerek, “Zillet altında yaşamaktansa, ölmek daha iyidir” demiş ve davasından geri adım atmayacağını yanındakilere duyurmuştu…
Hz. Huseyin’in kararlı olduğunu anlayan Yezit, Kerbela çölünde Hz. Hüseyin’le birlikte bulunan kafilenin, Fırat nehrinden su almasını yasaklatmış, kadın, çocuk, yaşlı herkesi susuz bırakmıştır…
Kızgın güneş altında 3 gün, üç gece susuz bırakılan kafile, bitkin ve halsiz düşmüştür…
Muaviye ve oğlu Yezit, İslam tarihine kara birer leke olarak geçerken, günümüze de gözyaşı ve matem bırakmışlardır…
O gün Muaviye ve Yezit taraftarları, Hz. Hüseyin şehit edildiği için bayram etmiş ve şirinlikler yapıp dağıtmışlardır…
Hz. Hüseyin’in şahadetini bayram olarak kutlayanlar, bugünde aynı amaca hizmet etmekte ve Hz. Hüseyin’in şahadet yıldönümünde Aşüre dağıtarak bayram kutlamaktadırlar…
Bugün Hz. Muaviye, Hz. Yezit diyerek hitap eden zihniyetin, çocuklarının ismini de Muaviye ve Yezit koymaları gerekmektedir…
Hz. Hüseyin, çocukları dahil olmak üzere 72 yakınıyla birlikte Kerbela’da şehit edildiklerinde, Hz. Hüseyin’i Kufe’ye davet edenler durumdan habersiz, kimi haberdar olanlarda Yezit’in baskısı sebebiyle korkularından seslerini çıkaramamışlardı…
Hayat devam etti, o gün Hz. Hüseyin’i şehit edenlerde, suskun kalanlarda öldüler… İşte onlar lanetle anılıyor.
Hz. Hüseyin’de Rahmetle…
Arada ki fark işte budur…
Ebedi dünyanın, ölümden sonra ki hayat olduğu bilincine varmalı, yaşadığımız süre içersinde yaşamımızı ona göre şekillendirmeliyiz. Ya Hz. Hüseyin gibi yaşayacağız, ya da Muaviye Yezit gibi…
Hz. Hüseyin’in yaşam felsefesine baktığımız da, isyan yoktur, haksızlığa başkaldırı, tabi olmayış vardır.
Yezit’in dünyevi gücü oldukça fazlaydı.
Gasp ettiği Peygamber makamında, İslam’a ve Peygambere yakışmayacak hareketler sergilemiş, insanlara zulüm etmiş, haksızlık etmiş, zor kullanmış ve tabii olmayanları kılıçtan geçirmişti…
Devletin bütçesini kendi cebi gibi kullanan Yezit, bu güçle herkesi elde edeceğini sanmakta ve bu yüzden de Peygamber torunu Hz. Hüseyin’e biat çağrısı ve baskısı yapmaktaydı…
Parasının, gücünün, saltanatının İnanç karşısında aciz kaldığını gören Yezit, Hz. Hüseyin kıyamıyla birlikte yok olmuş ve bugünde tarihin çöplüğünde leş kargaları ile anılmaktadır…
Duruşumuzun Hz. Hüseyin gibi olması dileğiyle…
Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.