Dün Iğdır Belediye Başkanı M. Nuri Güneş ve 7 partilinin tutuklanmasını protesto etmek amacıyla BDP il binası önünde Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın da katıldığı bir miting tertip edildi…
    Mitinge katılanlar konuşmaların ardından şehre dağılarak, açık olan işyerlerinin camlarını taşla, sopayla kırmaya başladılar…
    Kalabalık bir anda Dörtyol’a yöneldi ve Halfeli Caddesi üzerindeki dükkanlar ile Dörtyol civarındaki açık olan işyerlerini taşlamaya başladılar…
    Bazı işyerlerinin camları kırıldı. Esnafta karşılık vermeye başlayınca ortam bir anda gerildi…
    Peki sorarım şimdi?
    Bir şeyi protesto etmek için illa birilerinin işyerini, evini taşlayıp tahrip mi etmek gerekiyor? Zaten işsizlikten gına gelen vatandaş, birde böyle bir saldırıyla mı mağdur olmalı?
    Kim neyi ve kimi protesto ederse eder. Azeri halkı bu olayın dışında durmak zorundadır… Devletin güvenlik güçleri var, kolluk kuvvetleri var, siyasi iktidarı vardır…
    Azeri halkı ne devlettir, ne kolluk kuvvetidir, nede siyaseten iktidardır… 
    Birkaç kişinin provakatif eylemlerine alet olmayacak kadar da sağduyuludur…
    Dün dörtyolda meydana gelen gelişmeleri tek tek takip ettim…
    Camlar kırıldıktan sonra ufak bir arbede yaşandı, Polis olay yaratan birkaç kişiyi gözaltına aldı ve ardından toplanan birkaç Azeri genci, polisi alkışlayıp slogan attılar. Ardından onları da polis dağıttı…
    Öncelikle şunu belirtmek isterim.
    Canı yanan kişi bir şeyler yapmak ister…
    Ancak bunun adı tahrik olmak değildir…
    Kürt ile Azeri her fırsatta karşı karşıya getirilmek istenmektedir…
    Herkes bunu görmeli, aklıselim davranmalıdır…
    Daha geçenlerde Söğütlü mahallesinde yaşanan olayları hatırlarsanız, evleri taşlananlarda ceza evine gönderilmişlerdi… 
    Onun için herkes aklıselim davranmalı, sağduyulu olmalıdır…
    Allah korusun, birileri kan aksın istiyor ama, bu kanın akmaması için bizler gayret sarf etmeli, büyükler saklandıkları yerden meydana çıkıp, insanları aklıselime davet etmelidirler…
    Dünkü olay hiçbirimizin görmek istemediği bir olaydır. Ancak ne acıdır ki küçük çaplıda olsa bu görüldü… Allah’ın rahmeti, yağmur ve fırtınayla birlikte geldi ve Dörtyol’da bulunan kalabalık sessiz sedasız dağılıp gitti…
    Eğer Allah’ın Rahmetinin varlığına inanıyorsanız, aklınızı başınıza almalısınız… Rahmete boyun eğmez, isyan ederseniz bu kez Lanetiyle karşılaşır, yaşadığımız bu güzelim şehri cehenneme çevirirsiniz…
    Tekrar ediyorum, lütfen herkes sağduyulu olsun, lütfen tahriklere kapılmayalım, yarın sokakta birbirimizin yüzüne bakarken, kinle nefretle öfkeyle bakmayalım… Yaşadığımız muhiti yaşanır kılmak bizim elimizde…
    Unutmayınız ki, birileri bizleri tahrik edip kavgaya sürüklerken, birileri perde arkasında farklı diyaloglar ve görüşmeler içersindedirler…
    Ağlayan bizlerin anası olmasın…

Tweet