Geçmişte yaşanan olumsuzluklara saplanıp kalmamalıyız…
    Her gün ara ara şehre çıkıp selamlaşıyorum gördüğüm herkesle, kimiyle imkân olduğunda bir bardak çay içiyor, kimiyle ayaküstü laflayıp geçiyorum…
    Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi insanların düşüncelerine ipotek koyacak değiliz. Her insan kendince yorumlar bildiklerini… İstediği gibi sunar fikrini…
    Ne oldu mesela, Ordunun suskun Paşası Başbuğ, ‘benimde elimde bilgiler var, sabrımı taşırırsanız bende konuşurum’ dediği gibi…
    Pek tabiî ki konuşur elbet… Türkiye’de konuşmayan mı var… Önüne gelen, ülke krize mi girecek, sıkıntımı olacak, gerginlik mi tırmanacak umurunda olmadan konuşup duruyor…
    Sözü fazla uzatıp ülke gündeminden örnekler vermek istemiyorum. Ülkenin durumu ortada… Ülkeyi idare edenler birbirilerini susturmak için kimileri asimetrik uygulamalar yürütürken, diğeri bende konuşurum haaaaa diyerek susturma çabası içine girmektedirler…  
    Yıllardır bizim moralimiz bozulurken susanların, şimdi kendi moralleri bozulmaya başladığında mı akıllarına geldi konuşurum demek…
    Neyse isteyen istediği gibi konuşsun, isteyen bildiği tüm bilgileri devlet sırrı demeden halkıyla paylaşsın… Biz tüm bu gelişmeleri takip ederken, Iğdır gündemini de gözden kaçırmayalım…
    Iğdır, 22 Temmuz Milletvekili seçimiyle başlayan ve 29 Mart yerel seçimlerle zirveye çıkan bir ayrılık ve küslük yaşadı…
    Iğdır’da özellikle Azeriler bu güne kadar hiç görülmemiş bir ayrılık ve beraberinde küslük yaşayan toplum oldular…
    Kimse burnundan kıl aldırmaz, herkes kendini haklı görür oldu…
    Hiç kimse toplumu birleştirme adına cesaret edip adım atamadı… Fitneciler, karıştırıcılar, şeytanlar bu süre zarfında hiç boş durmayarak eski aşı pişirip pişirip taraflara sundular…
    O bunu dedi, bu şunu dedi. O böyle yaptı, bu böyle yaptılarla halk oyalanıp ayrıştırıldı… 
    ABD hangi ülkeyi karıştırmak isterse önce orada, insan yapısını bozmaya başlar… Bazen etnik guruplar arasına çatışma sokar.  Bazen aynı etnik gurupları birbirine düşürür. Kaosa giren ülkeye bu kez kendi girerek amacını gerçekleştirir…
    Iğdır’da, ABD’nin yıkmak istediği ülkeler gibi oldu… Ama bu sefer ABD’nin hiçbir dâhili olmadı. Biz kendimiz yaptık… Böldük, parçaladık, yok ettik…
    Kime sorsan kimse benim bu işte suçum var demez… Herkes suçu bir başkasının boynuna atar.  Mesela BDP Belediye başkanlığını kazandıktan sonra, birçok Kürt ben oy vermedim diyerek kendini sıyırdı… Peki, o zaman siz oy vermediyseniz BDP bu oyu nereden aldı…
    Yani oyu verende bu sorumluluğu üzerine almak istemiyor, ayrılığı yaratanda…
    Iğdır’ın genelinde şöyle bir hastalık var…
    Azeri’de, Kürt’de olumsuzluğun taraflarından biriside benim demez… Herkes olumsuzluk karşısında mutlaka bir günah keçisi arar…
    Demokratik seçimlerde iradeye saygı elbette ki esastır… İki kişi aynı düşünmek ve aynı şeyleri hissetmek zorunda değildir… Ancak karşılıklı saygı olmazsa uzlaşıda na mümkün olur…
    Iğdır’da uzlaşıyı sağlamak için, kim neyi bekliyor bilmiyorum…
    Kabadayılıkla, nefse esir olmakla bu işler olmaz…
    Şapkanızı çıkarıp önünüze koymalı ve iyiden iyiye düşünerek gereğini yapmalısınız…
    Başta da belirttiğim gibi halkın içine çıkıp fikirlerini alıyorum… Her insan ayrı düşünmekte, fikirler beyan etmekte, görüş ve öneriler sunmaktadır…
    İzlenimlerim arasında şöyle bir görüş hâkim kılınmaktadır…
    MHP genel merkez delegelerinden başarılı siyasetçi eski Milletvekili Abbas Bozyel’in Iğdır’dan değil de, başka bir ilden aday olması yoğunlukla talep edilmektedir…
    Sayın Abbas Bozyel ben Iğdır’dan aday olmayacağım der ve böyle bir açıklama yaparsa MHP’de gözle görülür bir toparlanma olacaktır… Aksi halde bu ayrılık önümüzdeki ilk genel seçimde de devam ederek bölünmelerin yaşanmasına sebep olacaktır…
    MHP ile Aras ailesi arasında yaşanan küslük, bu topluma fayda getirmez…
    Bu seçimde Aras ailesinin de desteğini alabilecek bir oluşumun gerçekleşmesi ve Aras ailesi ile MHP arasındaki küslüğün bitirilmesi olmazsa olmazdır…
    Kabul etmek gerekir ki, Nurettin Aras iktidar ve tüm gücünü ortaya koymasına rağmen ikiye bölünme neticesinde kazanamamıştır…
    MHP’de aynı şartları ortaya koymuş ve ikiye bölünmeden ötürü kaybetmiştir…
    Çıkan sonuç birleşmekten ve barışmaktan başka bir sonucu göstermemektedir…
    Benden söylemesi…
    Yarın çok geç olmadan, ben bu toplumun kanaat önderiyim diyen herkesin üzerine düşeni yapması gerekmektedir…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası