Cabbar ŞIKTAŞ KISMETİN ÖNÜNE KİMSE GEÇEMEZ
Tarih : 2010-04-05
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



    Hayatta her iş kısmetse olur…
    Kimi çok çalışır, zengin olmak için didinir durur ama bir türlü istediği seviyeye ulaşamaz…
    Kimi hiç çalışmaz, ama para gelir bir şekilde onu bulur…
    Kimi siyaseten bir yerlere gelmek için çabalar durur, ama hiçbir yere gelemez…
    Kimi siyasete adımını attığı ilk gün istediği yere seçilir ve arzusunu gerçekleştirmiş olur…
    Ne iş yaparsak yapalım, önce kısmetimiz olmalı… Eğer attığımız adımda kısmet varsa, zorlamaya gerek yok, mutlaka istediğimizi elde edeceyiz… Yok, eğer arzularımız bir türlü gerçekleşmiyorsa, ısrarında bir manası yok demektedir. Talepte bulunduğumuz iş, bize kısmet değilmiş, olmayacaktır da…
    Iğdır özelinde konuşacak olursak, geçmişten günümüze siyasetle uğraşan bu işe emek veren, gecesini gündüzüne katıp alt yapı çalışması yapan, ama istediği başkanlık veya vekillik koltuğuna oturamayan onlarca insanımız vardır…
    Birde hiç eziyet çekmeden, siyasete ilk atıldığı gün mazbatasını alanlarımızda vardır…
Tesadüfen seçilenlerin ömürleri çok uzun olmasa da, birçoklarının yıllarca emek vererek gelmek istedikleri mevkilere az bir zahmetle gelmeleri, ‘Kadir Gecesi’ dünyaya gelmişler diye yorumlanır… Veya kısmetinde varmış oldu denir…
    Milletvekilliği seçimine az bir süre kaldı…
Aday adayları bu durumu değerlendirerek seçim bölgelerine şimdiden yatırım yapmaya başlamış, seçmenle bire bir temas kurmaktadırlar…
    Listenin birinci sırasını kapmak isteyen her bir aday adayı kendince haklı… Kimi bu hakkı vermiş olduğu emeğe dayandırır, kimi en kaliteli aday kendisini görerek bu sonuca varır…
    Mesleğimin gereği yıllarca siyasetin içinde bulunmuş, çalışmaları izlemişimdir… Gönlünden adaylık geçiren ve bu amaçla çalışma sergileyen kişilerin ilginç taktikleri ve metotları olur… Kimi genel merkezin dayatmasıyla gelmek ister, kimi teşkilatın talebinde yer almak ister, kimi de kendi kişisel gücünü halkla bütünleştirerek varlığını ortaya koyar…
    Yukarıda da belirttiğim gibi adaylık düşünen herkes hakkın kendisinde olduğunu düşünerek hareket eder ve bu inanmışlıkla kendine adaylık verilmediği andan itibaren aday olmak istediği partinin aleyhine çalışmaya başlar…
Maksat; “gördünüz mü bak, bana vermeseniz haliniz böyle olur işte” demeğe getirir… 
    Kısmete inanarak adım atan kişi, istediği olmasa da “hakkımda hayırlısı buymuş” der ve kenara çekilerek partisine çalışır…  Kısmete inanmayan ise, beni aday göstermemek neymiş, gösteririm size der ve var gücüyle aday olmak istediği partinin ve aday adaylığında yarıştığı kişinin aleyhinde çalışmaya başlar…
    Kısmetle ilgili vermiş olduğum bu örnekler, var olan hastalıkla ilgili bir teşhistir…
    Bu hastalığı herkes bilir. Ama sen hastasın kimse demez…
    Dedim ya, seçim yaklaştı. Aday adayları nabız yoklayacak, ortama bakacak ve uygun zemin buldukları anda adaylıklarını açıklayacaklardır…
    Bu her bir aday adayının en doğal hakkıdır…
    Benim söylemek istediğim şudur, her biriniz mutlaka kendinizde böyle bir hak olduğuna inandığınız için çıkmış aday adayı olduğunuzu açıklamışınızdır… Fakat hem kısmete inanın, hem de çok ısrarcı olup, ben yoksam gerisi tufan olsun demeyin…
    Pireye kızıp yorgan yakar gibi davranmayalım…
    Egolarımız, ideallerinizin önüne geçmesin…
    Toplum menfaatleri, kişi menfaatleri ile ölçülmesin…

   

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası