Arslantürk AKYILDIZ KURTULUŞ GÜNÜMÜZ
Tarih : 2018-11-10
Tüm Yazılar

Arslantürk AKYILDIZ



Öğr. Gör. Arslantürk AKYILDIZ
          Doğunun parlayan yıldızı olan Iğdır’ın kurtuluş günü olan 14 Kasım ( 1920 ) geldiğinde ister
istemez içimizi bir buruk sevinç kaplar.... Kurtuluş savaşımızın acı dolu sahneleri canlanır elimizde
olmadan….
          Iğdır Jeopolitik konumu gereği tarih boyunca birçok çalkılar yaşamıştır. Kimi zaman
kavimlerin akınına uğramış. Havası , suyu ve geniş otlakları gibi özellikleri adeta bu toplulukları davet
ettiği için , bölgedeki ki bu haraketlilik , şekil değiştirse de günümüze kadar hep devam etmiştir..
Bölgenin yaşadığı bu haraketli süreçte, zaman zaman büyük acıları da yaşamıştır.. Katliamlar
olmuş, aileler parçalanmış, kan su gibi akmıştır.. Tabiri caizse acının her tonunu yaşamıştır..
Bilindiği gibi Iğdır’ın da içinde bulunduğu geniş bir vatan toprağı, 1877-78 Osmanlı – Rus Harbi
(93 Harbi) sonunda yapılan anlaşma ile Ruslara , savaş tazminatı olarak bırakılmıştı.. Bu ayrılık
dönemi halkımız arasında “ 40 kara yıl” alarak anılmaktadır. Dünyayı kana bulayan ve binerce insanın
ölmesine yol açan, 1.Dünya yılları bölge üzerinde uzun zamandır var olan felaket rüzgarının artmasını
sağlamıştır.. Uzun zamandır Rusların desteğini alan Ermeni çeteleri artık daha da hırçınlaşmış,
Türklere saldırılarını yoğunlaştırmaya başlamışlardır.
Özellikle Taşnaksutyun Ermeni terör örgütünün etrafında kümelenen Ermeni militanlar,
örneğine tarihte nadir olarak şahit olduğumuz vahşetlerini artırmak için uygun ortam bulmuşlardır.
Artık Doğu Anadolu, Kafkaslar, Azerbaycan gibi birçok yerde yaptıkları Türk ve Müslüman
katliamlarının dozunu gittikçe artırarak, açıkça bir soykırım yapmaya başlamışlardı... Bu vahşetten en
fazla etkilenen yerlerin başında hiç şüphesiz “ Saa’d Çukuru” olarak da bilinen Aras Nehrinin her iki
tarafındaki yerleşim yerleri olmuştur.. Iğdır başta olmak üzer, İrevan, Zengezur, Vedibasar, Nahcıvan
bu vahşetten en fazla etkilenen yerlerin başında gelmiştir..
Uzun yıllar Rus baskısı altında tutulan bölgedeki Türkler, bilinçli olarak askerlikten uzak
tutulmuş, silah temin etmeleri engellenmiştir.. Buna karşın Ermeniler hem askere alınmış, hem de
askeri ve siyasi yönden “Büyük Ermenistan” ideali çerçevesinde eğitiliyorlardı.
Bütün olumsuz şartlara rağmen , bölgedeki Türk ahali, bu acımasız saldırılara karşı direnmeye
çalışmıştır. Gaziler bölgesinde Şamil Ayrım Bey, Meleklide Ali Ekber Bey, Aralıkta Esadullah Bey,
Küllük köyü bölgesinde İsmail Bey başta olmak üzere onlarca kahraman lider, bölge ahalisi ile büyük
kahramanlıklar göstermişler, birçok saldırıyı önlemişlerdi. Ancak silah ve mühimmat eksikliği
yüzünden , direnmeleri tüm saldırı ve katliamları önlemeye yetmemiştir..
Iğdır’da Ermeni çetelerin yaptıkları katliamlar çok acı sahnelerin ortaya çıkmasını sağlamıştır..
Köyler basılmış, insanlar tandır damlarına , evlere doldurularak, kuyulara vahşi bir şekilde öldürerek
atılarak, öldürülen savunmasız insanlar toplu mezarlara doldurulmuş, her taraf ceset tarlalarına
çevrilmiştir. Tuzluca’ya bağlı Galaça bölgesinden, Aras nehrine kadar var olan 70’den fazla köyde
büyük katliamlar yaparak adeta buraları haritadan silmek istemişlerdir. Bugün bölgede 10 dan fazla
Ermeniler tarafından acımasızca katledilen masum insanımızın gömülü olduğu toplu mezar
bulunmaktadır.. Bilindiği gibi bunlardan 3 tanesi ( Oba, Hakmehmet ve Gedikli köylerinde ) bilim
adamları tarafından açılarak kamu oyuna sunuldu…
Her 14 Kasım geldiğinde bu buruk hatıralarımız yeniden canlanmaktadır.. Iğdır’ın kurtuluşu ve
kalıcı olarak anavatana katılması ebetteki çok önemlidir.. Bu günde bayram yapılması da bir o kadar
güzeldir. Ancak bu olayın nasıl cereyan ettiğini , hangi bedeller ödendiği de o kadar önemlidir..
Özellikle bu süreçte hangi mücadelelerin verildiği, ne bedeller ödendiği, hangi acıların çekildiği
gelecek kuşaklara da anlatılması da o kadar önemlidir
Bunun için her “14 Kasım Iğdır’ın kurtuluşu” törenlerini yaparken, etkinliklerin en azından bir
kısmının Ermeniler tarafından katledilenlerin anısına yapılan “ Ermeniler Tarafından katledilen Türkler
Anıtı” ile Oba, Hakmehmet ve Gedikli köylerinde bulunan toplu mezar anıtlarında da yapılması çok
yerinde olur.. Böylece bu toprakların hangi bedellerle kazanıldığı bir kez daha hatırlanır ve genç
kuşaklara vatan kavramını daha iyi anlatma fırsatı yakalanmış olunur…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.