Hiçbir mücadelenin tarafı olmadan, arada yürüyenler…
Sıkıntının göbeğinde hakkı savunmak yerine, uzakta durup gazel okuyanlar…
Hayatı, siyaseti, kendi çıkar ve oburları ölçüsünde değerlendirenler, kabadayı kesilmişler âleme… Ne söz diyecek dilleri var, ne konuşacak yürekleri… Uzaktan uzağa, kimsenin ulaşamayacağı yerlerde, yalancı kabadayılık yapıp, bol, bol ahkâm keserler…
Nerede ikamet ettiği belli olmayan, bu şehrin hayrını ve şerrini bilmeyip yad etmeyen, az buçuk İslam motifiyle yazılarını süsleyip alim kesilen ve aynı zamanda iftiradan geri kalmayıp iki yüzlülük eden utanmazlar, birde akıl vermeye çalışırlar… 
Varsın olacaksa, dünyanın sonu olsun…
22 Temmuz seçimlerini örnek gösterip, ayağınızı denk alın demekten dilimde tüy bitti…
Ama kimse ne aldırış etti, nede dinledi…
22 Temmuz’u anlamayanlara, 29 Mart’ı anlatmak maalesef ki imkânsız oldu…
Çıkarcı, menfaatçi, ezik, çukur, kişiliksiz, omurgasız birçok insanın kraldan çok kralcı kesilmesi, her tastan medet ummaya çalışması, tamamen kendi sorunlarıdır…
Şimdilerde sanal cesareti sergileyen, kaçamak güreşip birilerini maşa olarak kullanmayı amaçlayanlar, kendi heveslerinde boğulacaklardır…
O kişilere tafsiyem, fazla akıllı olmamalarıdır. Fazla akıl kontrol edilmezse, zarar vermeye başlar. Görüyorum ki birileri çok akıllı olduklarından kendi lerine hep zarar vermektedirler…
Üfürükten kabadayılık olmaz…
Kabadayı sözünü mertçe, ulu orta söyleyebilmektir… Her insanın kendince kaygıları, sıkıntıları vardır… Ama bu durumu yaşam halinin birinci meselesi yapmadan, bildiği ve inandığı doğruları dürüstçe ifade etmesi  gerekmektedir. Kendi diyemediklerini birilerine dedirttirip, oluşan boşluktan medet ummaya çalışmak, çıkarcılıktan ve iki yüzlülükten öte değildir…
YENİ BİR SÜRECE, YENİ BAKIŞ GELİŞTİRMELİ…
Iğdır özelinde yıllardır hep bildik simalar siyaset yapmış, toplumu yönlendirmişlerdir… Yarına bugünden bakabilen, bugünden yarının hesabını tutabilenler başarıyı yakalarlar…
Iğdır’a yeni bir sayfa açmak gerekiyor…
Bu beyaz sayfada eski simalar seçilecek olanlar değil, seçecek olanlar olarak yerlerini almalıdırlar…
29 Mart seçim şokunu üzerinden atamayan halk, her gün seçim mevzusundan başka bir şey konuşmamakta ve koro halinde hep bir ağızdan aynı nakaratı tekrarlamaktadırlar…
Artık Iğdır’dan el çeksinler…
Kim el çekmeli Iğdır’dan.?
Abbas Bozyel’mi? Nurettin Aras’mı?
22 Temmuz öncesi aynı sözü söylemiş, yazıya dökmüş ve okuyucuyla paylaşmıştım… 22 Temmuz’da Abbas Bozyel adaylık için diretmeseydi, Araslar, Nevzat Aras için belki diretmeyeceklerdi…
Arasların eline geçen bahane, Abbas Bozyel bahanesi oldu ve adaylıkta direttiler… MHP Adayı Abbas Bozyel,  Bağımsız Aday Nevzat Aras’tan çok oy aldı… Ama ikisi de kaybetti… 
22 Temmuz seçimi, 29 Mart’ın aynası olacak dediğimde, hem siyasiler uyanmadı, hem de, siyasileri destekleyen taraftarlar uyanmadılar… Beklenen sonuç değişmeyecekti ve öylede oldu…
Şimdi siyasi olarak hiçbir temsilcisi kalmayan Azeri Türkleri, hem kara kara düşünüyorlar, hem de gelecekte atacakları adımın hesabını şimdiden yapıyorlar… 
Azeri Türklerinin genel olarak söylemiş olduğu söz şudur;  Abbas Bozyel’de, Nurettin Aras’ta Iğdır siyasetinden çekilmelidirler…
Bu elbette halkın görüşü, ama unutulmasın ki, aynı halk hem 22 Temmuz’da hata yapmıştır, hem de 29 Mart’ta hata yapmıştır…
Yani çıkar ve menfaatler üzerine kurulu bir siyasi anlayışın destekçileri, elbette ki Milli değerlerden daha çok mide ile olaylara yaklaşmayı tercih etmektedirler… Dolayısıyla bu yaklaşım tarzı, yarınlarda tekrar edecek olursa, yine sonuç değişmeyecektir…
Ben dâhil herkes kendi hatalarını objektif görebilecek bir anlayışla öz eleştiri yaparsa,   geleceğe ümitle bakma imkânı doğar, aksi halde kimse ne bizi yorsun, nede kendisini… Toplum kendi başının çare- sine bakabilecek bir yol haritası mutlaka çizecektir…

Tweet