KALBİMİZ KARARMASIN

Siyasetçimizin, iş insanımızın, esnafımızın, tüccarımızın, köylümüzün, memurumuzun kalbi kararmasın.  

Niye mi?

Etrafımıza hiç dikkat etmiyoruz.

Bu hayat pahalılığında öyle acı çekenler var ki, azıcık duygumuz olsa oracıkta oturur ağlarız.

Kimi çaresizliğinden el açıp dilenir.

Kimi gurur yapar aç karnına taş bağlar.

Kimi sessiz sedasız bir yardım elinin kapılarını çalmasını bekler.

Yukarıda sıraladığım siyasetçi, iş insan, esnaf, köylü genellemesinin içerisinde elbette çok sayıda yardımsever vardır. Zira onlar da olmamış olsa ülke hepten kimsesizliğe mahkum olur.

Ama Hz. Peygamber’in dediği gibi: “Komşusu açken tok yatanlar bizden değildir.” Bu söz bir anlamda umursamaz bir toplumun olduğuna işaret etmektedir.

Tamam ülke ekonomik kriz içinde; iş insanlarının işi kötü, köylü geçim sıkıntısı çekiyor, memur ay sonunu getiremiyor. Fakat her ne olursa olsun yine de etrafımızdaki fakire, fukaraya, kimsesize verecek bir lokmamız vardır.

Elbette çoğunun hikayesini bilemeyiz.

Başlarından ne geçti, kaderin hangi cilvesi o kişiyi ekmeğe muhtaç bıraktı... Her tanıdığımızın hikayesini bilmemiz mümkün değildir.  

Sonuçta bilsek de neye yarar ki, artık o düşmüş, imkanı, gücü kalmamış, yardıma muhtaçtır ve yardım almadığı takdirde yaşama şansı da yoktur.

İnsanlığın yaşamasını istiyorsak etrafımızı yaşatmalıyız.

Dedim ya işlerimiz her ne kadar kötü gitse de, yine de etrafımıza verebilecek bir lokmamız vardır.

Gençlik yıllarımda bir grup arkadaş eşten dosttan topladıkları yardımı dağıtırken ben de eşlik ederdim. Benim de özel ilgi gösterdiğim yaşlı amcalarım, teyzelerim vardı.

Şimdi bu işi Iğdır'da yardım kuruluşları yapıyor.

Kendilerine göre topladıkları bir bütçeleri ve yardım dağıttıkları kişiler vardır.

Şehrin tamamına yetişiyorlar denemez. Zaten ne böyle bir bütçeleri ne de böyle bir imkanları yoktur.

Hel-Eta, Zehra Ana ve KİYDER adıyla yıllardır yardım yapan kuruluşların hem desteği çoğalmalı hem de suistimal etmeyecek sayıları arttırılmalıdır.

Sizler bizler bireysel kişileri tanırız ve ulaşırız. Ama bu yardım kuruluşları daha çok kişiyi tanır ulaşır. O sebepten yardım kuruluşları aracılığı ile yardımlarımızı yaparsak daha faydalı olacağı kanaatindeyim.

Ancak bunun ötesinde etrafımızda gördüklerimizi de göz ardı etmemeliyiz.

Bugün yarın üniversite sınav sonuçları açıklanacak, üniversiteyi kazanacak olan yüzlerce öğrenci üniversiteye nasıl gideceğini şimdiden kara kara düşünmektedir.

Gençlerimizin okuması, eğitimli birer birey olabilmeleri, vatana, millete hizmet edebilmeleri çok önemlidir.

Ankara’da üniversite öğrencilerine burs hizmeti veren Iğdır Vakfı bu anlamda kıymetli bir örnektir.

Adalet Bakanlığı Daire Başkanı Hakim Özgür Zor’un başkanlığını yaptığı bu yardım vakfı mutlaka desteklenmeli ve ayrıca çevremizdeki öğrencilere bireysel burslar verilmelidir.

Her birimiz hayatın akışı içerisinde bir şeylere kızabilir, tepki koyabilir, hatta isyan derecesinde kızgınlık gösterebiliriz.

Her şeye rağmen kalbimizi karartmamalı, garip gurebayı unutmamalı, öğrencilerimizi göz ardı etmemeliyiz.

Ölümlü dünya, her fani mutlaka ölümü tadacak, geride hoş bir seda bırakanlara aşk olsun. 

Tweet