CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI ÖZLEM ZENGİN İLE SÖYLEŞİ VE HASBİHAL

Tarih : 2017-10-23 / Kategori : Genel Haber

CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI  ÖZLEM ZENGİN İLE SÖYLEŞİ VE HASBİHAL

      Iğdır Üniversitesinin 2017-2018 akademik yılı açılış törenine davetli olarak katılan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Özlem Zengin ile üniversitenin açılış töreninin ardından Iğdır Üniversitesi Rektörü M. Hakkı Alma’nın makam odasında Iğdır ve ülke gündemiyle alakalı bir süre sohbet ettik. 

 

      Iğdır Üniversitesinin 2017-2018 akademik yılı açılış törenine davetli olarak katılan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Özlem Zengin ile üniversitenin açılış töreninin ardından Iğdır Üniversitesi Rektörü M. Hakkı Alma’nın makam odasında Iğdır ve ülke gündemiyle alakalı bir süre sohbet ettik. 
      Akademik yıl açılış töreninde irticalen bir konuşma yapan  Av. Özlem Zengin törene katılanların takdirini kazanmış ve bizzat ben de konuşmasından sonra kendilerini kutlamıştım.
        Av. Özlem Hanım, ilk olarak sebebi ziyaretinizi öğrenebilir miyiz?
      Iğdır Üniversitesinin akademik yılı açılış törenine davet edilmiştim o sebeple geldim.
      Iğdır’a karşı özel bir ilginiz var. Bunu konuşmalarınızdan da hissettik. Sebebi nedir acaba?
     Annem eğitim enstitüsünü Kars’ta okudu ve ilk öğretmenliğini de Iğdır’da yaptı. Bu sebepten ötürü Iğdır ve Kars bizim için hep elzem olmuştur. Şu anda hukuk büromu paylaştığım okul arkadaşım Av. Solmaz Çınkıl Hanımda Iğdırlı, ve kendisi çok değer verdiğim bir arkadaşım. Siyasete atıldıktan sonra da gelme imkanım oldu. Iğdır’a ve Iğdırlılara kendimi yakın hissediyorum.
            Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Başdanışmanı olarak son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Irak konusu, Belediye Başkanlarının istifasının istenmesi, Beştepe’den nasıl değerlendiriliyor.?
 
    Sayın Cumhurbaşkanı’mızın açıklamalarını takip ederseniz net ve somut ifadeler ile her bireyin anlayabileceği şekilde açıklamalar yapmaktadır. Kuzey Irak hadisesi dünya ülkelerinin tasvip etmediği, desteklemediği bir hadisedir. Irak’ta yaşanan hadiselerin ülkemize hiçbir yansıması söz konusu değildir. Kuzey Irak’ta taşlar zaman içerisinde yerine oturacak, bölgelerin demografik yapıları korunacak, terörün ülkemizi tehdit etmesinin önü kesilecektir. Barzani uyarılarımıza rağmen yanlış bir hamle yapmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da defalarca uyarmış, referandumu iptal et çağrısında bulunmuş, ancak Barzani İsrail’in ve bazı devletlerin desteklemesiyle yanlışına devam etmiştir. Bölgemizde halkımızın can ve malını tehdit eden PKK gerçeğini hepimiz görmekteyiz. PKK Kuzey Irak’ta mevzilenmiş ve ülkemizi tehdit etmektedir. Bununla ilgili de devletimiz gereğini yapmaktadır.
      Belediye Başkanlarının istifasına gelince, Sayın Cumhurbaşkanı’mız bu konuyla ilgili de açıklamalar yapmıştır. Bunu Cumhurbaşkanı’mız veya Ak Parti genel merkezi talep etmiyor. Bunu halk talep ediyor. Oyu veren halk, şimdi bu değişimi istiyor. Eğer halka rağmen bunu gerçekleştirmezsek, halk bizleri cezalandırır.  
 
      Peki seçimle gelen seçimle gider sözünü bizzat Cumhurbaşkanı’mız söylemiştir. Şimdi bu uygulama bu söze muhalefet değil midir?
   Seçmenin talebi olunca bu da bir seçim sonucudur diyebiliriz. Yapılan kamuoyu araştırmalarında seçmen bu değişimlerin olmasını istemektedir. 2019’dan önce seçim olmayacaktır. 2019’a kadar da seçmenin taleplerini görmezden gelmek doğru değildir. Sayın Cumhurbaşkanı’mız nefsi olarak karar almıyor. Yapılan araştırmaları danışma kurulu değerlendirdikten sonra bu sonuçlar çıkıyor. İstifa eden veya edecek olan belediye başkanları yine partimizde siyasi faaliyetlerini devam ettireceklerdir. Küslük, kırgınlık, ayrılık yoktur; görev değişimi vardır. Bizler Ak Parti olarak halkımıza kulak veren, onların taleplerini dinleyen bir partiyiz. Ve partimiz ülke genelinde her kesimden oy alan bir partidir. Sağcısından, solcusundan, Alevi’sinden, Sünni’sinden, Türk’ünden, Kürd’ünden, dindarından, muhafazakarından, kısacası her kesiminden oy alan bir partidir. Dolayısıyla seçmenimize kulağımızı kapamamız doğru olmaz.
      Öyle diyorsunuz ama, partinizde mezhepçi bir eğilim var. Mesela Şia’lar ve Alevi’ler partiniz tarafından dışlanıyor.
     Bireysel anlamda yapılan hatalar, bir gruba, bir topluma mal edilemez. Ak Parti camiası büyük bir camiadır. İçinde hata yapanlar mutlaka olacaktır. Hata yapan görüldüğü anda ise bizzat Cumhurbaşkanı’mız veya parti yetkilileri tarafından gereği yapılmaktadır.
     Şialar ve Aleviler dışlanıyor sözü de yine bireysel anlamda kalır. Şu an Iğdır Milletvekili Nurettin Aras Şia’dır. Ve partimiz içinde de çok sevilen bir milletvekilidir. Kaldı ki yönetimlerimizde, parti organlarında yüzlerce, binlerce üye ve yetkili Şia veya Alevi vardır. Böyle bir ayrım yapmak hem İslam’a aykırıdır. Hem de particilikle bağdaşmaz.
      Şu an içinde bulunduğumuz Iğdır Üniversitesi ve tüm üniversiteler akademik özgürlüğü olan kurumlardır. Buralarda din, dil, ırk, mezhep, konuşulmaz. Buralarda ilim irfan konuşulur.  Bireyler inançlarını özgürce yaşarlar. Her birey inandığı değerlere bağlı kalarak inancını yaşayabilir. Ancak başkalarının yaşam alanlarını kısıtlamadan, başkalarına üstünlük taslamadan inançlarını yaşamalıdırlar. Ben inancım gereği tokalaşmıyorum. Ben tokalaşmıyorum diye, beylerle tokalaşan hanımlara cehennemde yanacaktır sözünü söylemek gereksiz ve lüzumsuz sözlerdir.
 
        Ben Ak Parti’ye hiç oy vermedim. Ancak 2019’u önemsiyorum. 2019’da alınacak bir başarısızlık FETÖ’nün tekrardan gündeme gelmesine vesile olabilir.
      Evet doğru bir bakış açısı, şahsen tüm bu hazırlıklar 2019’a göre yapılmaktadır. Parlamento seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi  ayrı olacak. FETÖ ve terör örgütleri bu seçimlerde başarısız olmamız için bütün yolları deneyeceklerdir. Bizler de tüm şer hesapları bertaraf etmek için çok sıkı çalışacağız. Kimse kendisini sorgulanmaz, hesap vermez sanmasın. Bizim partide bir otokontrol sistemi vardır. Kim yanlış yaparsa, kim üzerine vazife olmayan işlere kalkışırsa, kim birilerini inancından ötürü, ırkından ötürü, yaşam tarzından ötürü ötekileştirilirse emin olunuz ki gereği yapılmaktadır. Şu an itibariyle söylüyorum, ülkede en rahat ulaşılabilen kişi Cumhurbaşkanı’mızdır. Ve yapılan tüm talepler değerlendirilmekte, dikkate alınmakta ve gereği yapılmaktadır. Ülkemiz 15 Temmuz’da çok önemli bir sınav verdi. Darbe girişimi olduğunda ben de Ankara Çankaya’daydım. Henüz Cumhurbaşkanı’mız halkımızı sokağa davet etmeden, halkımız sokağa çıkmıştı. On binler, yüz binler  sokaklarda aracıyla, kurduğu barikatlarla, canlarıyla darbecilerin önüne geçtiler. FETÖ’nün o acımasız, çirkin yüzüyle yüzleşmek bizlere çok pahalıya mal oldu. Onun için daha dikkatli olmalı, daha çok çalışmalıyız.
        Madem FETÖ tehlikesini biliyorsunuz. O zaman neden FETÖ’cüler arasında ayrım yapıyorsunuz. Benim kardeşim FETÖ’cü  olunca tutuklanıyor ve ben de devlet memuru isem ya işimden oluyorum, ya da kırmızı çizgi yiyorum. Ama Şaban Dişli örneği sizce de sorgulanması gerekmiyor mu?
     Öncelikle suçun bireyselliği noktasında hemfikir olmalıyız. Kişi kardeşinin işlediği suçtan mahkum edilemez. Şaban Dişli de kardeşinden ötürü mahkum edilemez. Hakeza Kadir Topbaş da damadından ötürü görevinden istifa etmiş değildir. Veya şimdi istifası istenen belediye başkanlarının da FETÖ bağlantısı var diye istifaları istenmiyor. Dediğim gibi biz suçun bireyselliğine bakıyoruz. FETÖ davasından tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan bir kişinin buraya gelirken bana gelip hata ettik, partimizin yanındayız demesi güzel bir gelişmedir. FETÖ’ye bulaşıp sonrasında hatalarını görüp geri çekilenler partimizin yanındadırlar.
        Adamın birisi seçim anketi yapmış ve yüzde 99 kazanıyoruz demiş. Peki anketi nerede yaptın diye sorduklarında, desteklediğim seçim ofisinde yaptım demiş. AK Parti de halka iniyoruz deyince parti binalarında, partililerle mi istişare ediyorlar. Mesela 63 yıllık geçmişi olan Yeşil Iğdır Gazetesi 16 yılda ilk defa bir üst düzey yetkili ile görüşüyor. Bu sizce de garip değil mi?
      Yok bizim çalışma sistemimiz tamamen farklıdır. Biz sahada  bire bir temas ederek görüşüyoruz. Parti binasında görüşmekten ziyade seçmenin, halkın, bize oy veren vermeyen herkesin ayağına giderek istişare ediyoruz. Siz kendi açınızdan haklı olabilirsiniz. Ancak bizim seçmenle, halkla istişaremiz tamamen farklıdır. 63 yıllık Yeşil Iğdır Gazetesinin atlanılmış olması da doğru değildir. Buraya gelen yetkililerin mutlaka toplumun dinamikleri ile iletişime geçmeleri gerekmektedir. Başta da dediğim gibi Ak Parti büyük bir camiadır. Bireysel hata yapanlar mutlaka olacaktır. Bizler yine de hoşgörümüzü elden bırakmamalıyız. Şehirlerde şehrin dinamikleri ile, kanaat önderleri ile, halkıyla, işçisiyle, köylüsüyle mutlaka istişarelerimizi sürdüreceğiz. Aksi halde seçim ofisinde anket yapar gibi kendimizi güçlü görüp evimizde oturursak 2019’da ülkemizin ve milletimizin geleceğini tehlikeye atmış oluruz.
        Iğdır’ı nasıl değerlendiriyorsunuz?
       Ak Parti Milletvekilliği seçiminde üstün bir başarı ortaya koydu. Devamında referandumda azımsanmayacak bir performans sergiledi. İl Genel Meclis seçiminde yüksek bir oy aldı. Teşkilatımız, milletvekilimiz, partililerimiz azimli ve gayretli çalışıyorlar.  2019 ülkemiz açısından bir milat oluşturacaktır. Bu tabloda Iğdır da üzerine düşün sorumluluğu yerine getirecek, gayretli çalışacak ve başarıya ulaşmamızda bizlere omuz verecektir.
     Iğdır hükümetimizden azımsanmayacak yatırımlar almıştır. Sizin de köşe yazınızda belirttiğiniz gibi,  doğalgaz, havalimanı, içme suyu, üniversite, yollar, hastane, Ünlendi Barajı ve şu anda sayamayacağımız onlarca yatırımdan nasiplenmiştir. Yeterli midir elbette ki yeterli değildir. Daha çok hizmete ihtiyacı olan bir ildir Iğdır. El birliği ile daha çok hizmetin gelmesi için çalışacağız.
     Uzun soluklu sohbetinizden ve samimi açıklamalarınızdan ötürü teşekkür ederiz.
     Asıl ben teşekkür ederim. Umarım hep birlikte 2019’a iyi hazırlanır, ülkemizin ve milletimizin geleceğine sahip çıkarız.
      Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Av. Özlem Zengin ile uzun soluklu bir söyleşimiz oldu. Elbette her gazeteci röportajında yazacağı veya yazmayacağı sohbetler eder. Özlem Hanımla da aynı minvalde sohbetimiz oldu. 
      Sohbetimize Üniversite Rektörü M. Hakkı Alma ev sahibi olarak, İl Başkanı Ahmet Tutulmaz ve Rektör Yardımcısı Sulhattin Yaşar eşlik ettiler. İl Başkanı Ahmet Tutulmaz zaman zaman sohbete dahil olup fikirlerini beyan etti.   İl Başkanı Tutulmaz ile geçmişte yaşadığımız  kırgınlıklarının aksine bize ilgili ve alakalıydı.

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası