Geçenlerde arkadaşımın birinden aldığım mail beni hem güldürmüş, hemde düşündürmüştü. Maili geçtiğimiz hafta sonu gazetemizin arka sayfasında yayınladım. Okuyanların ilk etapta kahkahalar attığına eminim. Ama bu kahkahaların ardından acaba benim gibi düşünenler de olmuşmudur.

İsterseniz fıkrayı birdaha okuyup konuya dönelim:

Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asılı bir geyik but’u görür.

Açtır ama şüphelenir, kontrol et meye başlar ve görür ki bu bir tuzak.

Geyik but’u bir iple bombaya bağlıdır. Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, but’u görür ve yatan tilkiyi de tabi... Tilkiye sorar "ne yapıyorsun dostum"

Tilki cevap verir "hiiiiç... yatıyorum"

-Burda bir but var

-Evet var

-Neden yemedin ? Tilki sakince cevap verir ;

-"BU GÜN ORUÇLUYUM" Kurt kendinden emin ;

-"Ben yiyeyim o zaman Tilki "Buyur afiyet olsun" der.

Kurt but'a uzanır uzanmaz bir patlama, ortalık toz duman, kurt yaralı, hareketsiz, 10 metre uzakta perişan halde yatarken tilki sakince but’u yemeye başlar. Bunu gören kurt ;

-"LAN ŞEREFSİZ HANİ ORUÇLUYDUN???" Tilki pişkin pişkin ; -"Biraz önce top patladı duymadın mı ?"

Kimileri kendilerini çok kurnaz ve akıllı zannederler. Halbuki yaptıkları tehlikeli işlerin farkında değiller. Gözlerini öyle hırs kapar ki, bir anda devletin varlığını göz ardı eder, tek yetkilinin kendileri olduğunu varsayarlar…

Arada bir arkadaşlar eleştirirler, gazeteciliğin kurallarını hatırlatan arkadaşlar daha geniş konulara değinmemiz gerektiğini vurgularlar.

Oysa bilmezler ki her but’un altında bir bomba saklıdır.

Hırsız bir işyerinin kilidini kesiyormuş… Yoldan geçen adam sormuş ne yapıyorsun diye… Hırsızda kilidi kesiyorum demiş… Adam peki kilidi nasıl kesiyorsun ki hiç ses çıkmıyor demiş. Hırsız bunun sesi yarın çıkar demiş…

Bazı bombaların sesi de yarın veya daha sonraki günlerde çıkarmış… Bomba uzmanları öyle diyormuş…

İşin latifesi bir tarafa her toplumun her sorununu gündeme getirmek okadar kolay değildir.

Iğdır’ın siyasi, ekonomik ve kültürel gelişmelerini gözönünde bulundurup değerlendirdiğimizde, sakındığımız, sakınmamız gerekenler olduğunu görürüz.

Elbette kaygılar nedeniyle lal olmanında hiçbir mantığı, gereği yoktur. Çünki “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” demiş yüce yaradan...

Elbette bu mantıkla bazı gerçeklerin ortaya konulmasında fayda vardır. Kırmadan, dökmeden, yıpratmadan, incitmeden verilen öğütler daha tesirli olur.

Umarız nasihat alacak olan kişiler olayları daha iyi kavrar, Iğdır’ın ve Iğdır’lının menfaatleri doğrultusunda hareket ederler...