Arslantürk AKYILDIZ Nevruz Gelenekleri
Tarih : 2012-03-21
Tüm Yazılar

Arslantürk AKYILDIZ



Nevruz Bayramı, kuzey yarımkürede yaygın olarak, büyük bir coşku ile kutlanmaktadır.
Asırlardan beri kutlana gelen bu bayramın, bölgelere göre farklılık gösterse de ana teması, genelde
yeni bir başlangıç ve tabiatın uyanmasıdır.
Nevruz / Yeni yıl Bayramının hazırlıkları 40 gün önceden başlar. Evler temizlenir, silinir, süpürülür, her şey baştan aşağı yıkanır, bütün yatak, yorgan, döşek, kilim, halı, yolluk ve benzeri şeyler güneşe çıkarılıp serilir. Kış boyunca içine sinen nemden arındırılır, ve bol bol güneş alması sağlanır. Sonra bunlar sopalarla dövülerek (çırpılarak) tozdan arındırılır. Bu esnada uyanan doğayla, bahçe işleri de büyük bir hızla yapılmaya çalışılır; bahçede biriken çöpler ocaklardan çıkan küllerle karıştırılarak, gübre olarak toprağa verilir. Ark ve kanallar toprak ve çamurlarından arındırılır. Ağaçlar budanır, fazla dallar kesilir ve ağaçların dibi havalandırılır.
Bu kadar önemli bir kültür hazinesinin, içerisinde onlarca ritüeli barındırması açısından oldukça önemlidir. Birbirinden ilginç ve derin manalar taşıyan Nevruz Gelenekleri, toplumun tüm katmanlarına hitap edebilecek kadar zengindir. Doğmamış çocuktan, mezardaki ölüye kadar geniş bir yelpazeye hitap eden bu gelenekler bütünü içerisinde neler yok ki..
Bilhassa gençlerin yaşatmaya çalıştığı Nevruz geleneklerinden olan” Kosa kosa” oyunu hiç kuşkusuz bizleri yüzyılların biriken geleneklerini içinde barındıran büyük bir kültür hazinesi ile karşı karşıya getirmektedir.
“Kosa Gelin” , “ Kosa oyunu” gibi adları da alan bu oyun “çille / çile” denilen ağır kış aylarının bittiği ve baharın artık geldiğine işarettir. Bu oyun en az dört kişi ile oynanır. Bunlardan birisi “Kosa” veya “Bey “ rolündedir.  Kosa’nın kılık kıyafeti bölgelere göre değişmekle beraber , eski yılı, kışı, soğuğu, yokluğu temsil ettiği için eski, yırtık elbiseli, pejmürde haldedir. Eski yılı temsil ettiği için köse gitmelidir.. Çünkü yenisi gelecektir. Yeni yılı da temsil eden “Keçi” hareketli tavırları ile geçmiş yılı temsil eden kosa’yı alt etmelidir. Çünkü gelecek odur. Mutluluk, Bereket, Güzellik artık onun temsil etmesi gereken bir emanettir. Neticede Kosa’nın ölmesi ile kış mevsimi sona ermekte, keçinin galibiyeti ile baharın gelişi müjdelenmektedir..
Nevruz Bayramından önceki Salı ve Perşembe günleri “Kabir Üstü” veya “ölü Bayramı” olarak kabul edilir . Bu günlerde mezarlıklara gidilerek ölülere kuran-ı kerim okunur, Fatihalarla yâd edilir, ölünün hayrına yiyecek dağıtılır. Mezarlıklar temizlenir, tamiri gereken mezarlar elden geçirilir , yeni ölülerin mezarları yapılır..
Bayram gelenekleri çerçevesinde, bahçe ve sokaklarda “ Tongal” adı verilen ateşler yakılarak
üzerinden üç defa atlama âdeti de çok önemlidir. Özellikler bayramdan önceki son çarşamba bu etkinlik daha bir canlı olarak icra edildiği gündür.Ateşin üzerinden atlanıldığında bütün kötülüklerin, sıkıntıların, acıların , yoklukların ateşe dökülüp yok olacağına dair bir inanç da bulunmaktadır.,
Nevruz bayramına bir anlamda çocuk bayramı da denilir. Çocukluğun verdiği sadelik ve içtenlikle adeta bayramın kalbidir onlar. Birçok oyunun yanı sıra “kapı kapı” denilen etkinliğin baş aktörleridir.. Çocuklar için özel olarak hazırlanan torbalar alınarak mahalle ve yakın çevrede ev
ev dolaşılarak hediyeler toplanır. Bu hediyeler içerisinde genellikle kuru yemiş ve çeşitli renklere buyanmış yumurta ağırlıktadır.
Nevruz Bayramının son çarşambası artık bayramın en renkli günüdür. Bu günde “ yeddi Levin / Yeddi Nevin” adı verilen en az yedi çeşit meyve ve çerez alınarak aile bireyleri ve akrabalar arasında
kutlama yapılır. O an evde bulunmayan aile bireylerinin payları mutlaka ayrılır. Nişanlıların payları ve hediyeleri de özenle hazırlanarak gönderilir..
Bu arada ilginç ve bir o kadarda renkli sahnelerin yaşanmasın vesile olan “Kulak asma” etkinliği de devam eder. Bilhassa gençler, o gece akraba veya komşularının kapılarına giderek içeride konuşulanları dinlerler. Tutulan niyetin olup olmayacağı içerideki konuşmaların şekline göre
yorumlanır. Bu adet bilindiği için genellikle bu akşam evlerde, dışarıda” Kulak asmak” için gelenlerin olabileceği düşünüldüğünden kötü söz söylenmez. Aksine güzel temenniler sık sık dillendirilir.. Tabii ki bacadan, pencereden veya kapıdan bilhassa genç erkekler tarafından şal sallama adeti de önemli bir gelenektir.. İçeri uzatılan şala ev de bulunanlar tarafından hediyeler konularak bağlanır.. Şal sallayan nişanlı veya sözlüsü ise hediyenin niteliği mutlaka farklı olur..
Bunalar benze onlarca etkinliğin sergilendiği Nevruz gelenekleri yüz yıllardır kutlana gelen önemli bir kültür hazinemizdir.. Nevruz ile girilen yeni yılın güzellikleri, iyilikleri, mutlulukları, sağlıklı günleri, bereketi getirmesi temenni edilir. Nevruza mutlu, neşeli, coşkulu girilmesi bu dileklerin yerine gelmesine yardım edeceğine olan inanç bu bayramı bir kez daha anlamlı kılmaktadır..

  1. Hacı Kurban AKBULUT 2012-08-23 08:12:59

    SAYGILAR HOCAM NASILSININZ? ANLATTIĞINIZ BİR ÇOK ŞEYİ BİZ BURADA GERÇKLEŞTİRİYORUZ. BU ARADA IĞDIR I DA ÖZLEDİM...

  2. Ahliman 2012-09-28 05:46:47

    Nevruz geleneklerimiz tam aynı, hiç fark yok-Bir millet iki devletiz. Nahçıvan

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.