Cabbar ŞIKTAŞ Ülke Gündemi Iğdır'ı Unutturdu
Tarih : 2013-06-17
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



    Türkiye ve çevresinde öyle hızlı gelişmeler yaşanıyor ki, asıl sorumlu olduğumuz Iğdır'ı bile unutuyoruz.
    Sorumluluk derken hemen yanlış anlamayın, hiçbir siyasi partinin temsilcisi, devlet kurumlarının yetkilisi değiliz.  Bizim sorumluluğumuz yaşadığımız beldenin sorunlarıyla dertlenip, o sorunların çözüme kavuşabilmesi için yazıp çizmekten öte değildir.
    Dediğim gibi Irak ile başlayıp, Arap baharı ile Ortadoğu’da devam eden olaylar başımızı döndürdü. Suriye başımızı döndürmekle kalmadı, devlet büyüklerimiz mezhep ayrımı konuşur oldular…  Esad’ı destekleyenler “çirkin” çocuklar, yıkılması için batıyla işbirliği yapan El-kaide, Taliban ve kısaca özgür Suriye ordusu (!) “güzel” çocuklar olarak topluma lanse edilmeye çalışıldı… 
    Liderler kendi yaptıkları hataları telafi edeceklerine, suçu başkalarına, yetmedi dış mihraklar yuvarlaması yaparak üzerlerinden atmaya çalıştılar...
    Doğrusu baş döndürücü bu gelişmeler ve açıklamalar, gezi parkı olayları ile son 50 yılın en büyük ayaklanması olarak algılansa yeridir.
    İşte böyle bir ülkede Iğdır'ı unutmak gayet normaldir. 
    Hadi diyelim ki unutmadık, ne yazacağız; "Temizlik iyi yapılmıyor, yollar yeteri kadar süpürülmüyor, şehir içi yollarda araç kullanılmıyor, kaldırımlar, yollar berbat durumda, imar sorunu çözülmedi, arsa sahipleri sıkıntılı, müteahhitler sıkıntılı, kentsel dönüşüm uygulaması yapmak isteyenler sıkıntılı, yarım kalan inşaatlar tinerci yuvası olmuş, Iğdır'ın en işlek caddesi olan Valilik yoluna bir tek gül dikilmedi mi" diyeceğiz.
    Sevgili okurlar, elbette işlerinizin yoğunluğu sebebiyle her yazdığımızı takip edemeyebilirsiniz. Bu bizim sorunlara duyarsız kaldığımız anlamına gelmez. Zaman zaman şehrimizin sorunlarını mutlaka dile getiriyor, yetkililerin dikkatine sunuyoruz.
    Sunuyoruz da ne oluyor, sorunlar anında çözülüyor mu? Şehrimize yapılan yeni yolların hatalarını dile getirdik, kavşakların yanlış olduğunu, minübüs duraklarının olmadığını, dönüşlerde cep yapılmadığını ifade ettik, yetkilileri göreve çağırdık, ne değişti?
               Sorunlar çözüme mi kavuştu?
                Geçtiğimiz hafta Alikamerli yolu üzerinde yine kaza oldu. Yarım saat yol trafiğe kapatıldı. Araçta sıkışan şahıs araçtan çıkarıldıktan ve kaza yapan araç yoldan çekildikten sonra yol ancak açılabildi.
                Düz ovada, daracık yollar inşa etmek hangi akılla izah edilir bilemiyoruz. Biz uyardık, yolun berbat yapıldığını, uygunsuz yapıldığını, hiçbir standarta uymadığını, sık sık kaza olacağını belirttik, ancak projede hiçbir değişikliğe gidilmedi, umursanılmadı, yapım işi kör topal devam ediyor, halk kendi kaderiyle baş başa bırakıldı…
                Bir gazetecinin en büyük şevki, yazdığı yazının ses getirmesi, ilgililerin dikkate alıp sorunu gidermesidir. Bu olmayınca dönüp dönüp aynı konuları yazmanın çokta manası yok diye düşünüyorum.
                Yani sürekli takip edenler belkide okumaktan bıkmıştır. Iğdır’ın, Kanalizasyon, Su, Doğalgaz, Yol ve Kaldırım sorunu olduğunu yazmamızdan.
               Şehrin genel temizliğinin yapılmadığı, kaldırımların işkâl edilişi bizim yazmamızla mı düzene girecek? Eğer girecekse buradan öncelikle Iğdır Belediyesine sesleniyorum, “Lütfen cadde sokakların temizliğine daha çok önem gösterin, çöpleri zamanında kaldırın, bozulan parke yolları onarın, kaldırımları düzene sokun, insanların yürüyebileceği şekilde boşalttırın. Su, kanalizasyon, sorunumuzu çözün.”
                Kıymetli okuyucular, bu ülke ve bu şehir hepimizin, yaşadığımız şehirde en güzel şekilde yaşamak isteriz. Bunun için toplum olarak bilinçlenmeli, taleplerde bulunmalı, hassasiyetlerimizi sıradanlaştırmadan, öz doğrultusunda ilgili makamlara iletmeli ve gereğinin yapılması için birlikteliğimizi ortaya koymalıyız…
                Kabul etmek gerekir ki, toplumda bu bilinç yok, insanlar birbirilerini ırk, dil, din, mezhep farklılığı ile kategorize etmeye çalışıyor. Toplumun saygın kişileri bu gibi durumlara mutlak suretle tepki vermeli, yanlışı yapan her kim olursa olsun uyarmalıdırlar…
                Pek tabi ki ülkemizde yaşanan tatsız olaylar kimsenin hoşuna gitmiyor. Bu gibi durumlarda mutlak suretle bir tarafın sağduyu göstermesi gerekir.  Bu sağduyuyu da sokağa çıkan insanlardan beklemek yersizdir. Başbakan’ın sağduyu göstermesi, iki çift yumuşak söz söylemesi, belki de tüm ateşi söndürecektir…

  1. Guest 2013-06-17 06:32:42

    Yapılan istatistiklere göre devam eden Gezi Parkı eylemlerinde kullanılan biber gazı maliyeti 22 milyon dolar dır.Sadece bu kadar kısa sürede...Kendini kibirin hegomanyasına teslim etmiş 9 ay 10 günlük bir insan evladının becerisidir bu..bizim cebimizden çıkanlarla benim ülkemi, benim şehrimi, benim belediyemi, kara yolumu, demir yolumu vs..yatırımlarla kalkındırmak çokda önemli değil..yapacak daha çok şey var.."GAZ" lamak gibi..Mantık aynı mantık, Durmak Yok Yola Devam...

  2. Guest 2013-06-17 10:21:12

    saygilar.basbakanimiz tc yi düsünnenleri tabi önemlilerini uyduruk bir oyunla iceriye doldurdu sonra önemli askerlerini uyduruk oyunlarla iceriye doldurdu simdi halki hapis etmeye calisiyor olmuyor,simdi kötü bir oyuna girisdiler yüzdelere böldüyü halki bir birine kirdirmaya kalkisiyor oda olmayacak basbakan. ..bu olaylar olurken elbette igdir unutulur..

  3. Guest 2013-06-17 15:11:48

    en güzel çözüm hiçbir partiye oy vermemektir. belki akıllanırlar da memleketimize sahip çıkar, halkın refah düzeyinin arttırılması için çaba gösterirler. Allah yardımcımız olsun. Türkiye'nin en ucunu en doğusunu unutmuş BÜTÜN SİYASETÇİLER... bizim bizden başka kimsemiz kalmamış. bunu farkedememişiz daha..

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası