Merhum ses sanatçısı Cem Karaca'nın bir şarkısında ki; "Binmişiz bir alemete, gidiyoruz kıyamete" sözü tamda bizi anlatıyor...
        Hiç kimse nereye gittiğini bilmiyor. Kime hizmet ettiğini bilmiyor. Bu gidişatın sonu ne olacak bilmiyor. Bildiğimiz tek şey hızlı bir şekilde ilerliyor oluşumuzdur...
        Karamsar bir tablo çizmek değil niyetim. Ama başımızı kumdan çıkarıp etrafımıza da bakmamız gerektiğini düşünüyorum.
        Suriye hadiseleri başladığında aynen şöyle demiştim. "Suriye bataklığına girmeyelim." Elbette sesimi Ankara'dakiler duymazlar. Ama ben yinede okuyanlar duysun istemiştim. Şimdi de öyle yapıyorum.
    Karınca misali ulaşabildiğim kadarıyla okuyucularımı aydınlatmak istiyorum.
        Irak örneği ortadayken, Irak'a demokrasi götürme havarileri, 2 milyona yakın insanı katlettiler. Ölen insanların, ırkı, dili, dini, mezhebi hiç önemli değil. Ölmeleri, öldürülmeleri, Müslümanları birbirilerine düşürmeye çalışmaları önemlidir...
        Irak'taki gelişmeleri göz ardı edercesine, Arap baharının mimarı olmayı kabullenip, devrimleri sahiplenen ve bundan büyük bir mutluluk duyan Dışişleri Bakanımız, kendi iç sorunlarımızı çözüme kavuşturmuşçasına, bir anda Suriye'nin iç meselesine dalı verdi...
        Bu bataklığa en son girecek olan ülke biz olmamız gerekirken, en başta biz girdik... Şu anda 500 bin mülteciyi barındırıyoruz. 900 Km. sınırımız güvenliğini yitirmiş, her gün yaşanan çatışmalardan bölgemiz insanı etkileniyor, ölüyor, yaralanıyor.
        Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyor olmamız, sorunun olmadığı anlamına gelmez. Suriye'de desteklediğimiz, El-Kaide, El-Nusra, PYD kısaca Özgür Suriye ordusu şu anda kendi başımızı ağrıtmaktadır...
        PYD-PKK bölgeden en kazançlı çıkan gurup oldu. Özgür Suriye ittifakını bölgeden temizleyen PYD, bölgede özerk bir devlet kurma noktasında ciddi adımlar atmış durumdadır... Bu oluşumdan da asla geri adım atılmayacağına herkes emin olabilir...
        Selahattin Demirtaş: "Düne kadar Suriye ile komşuydunuz, şimdi PYD ile komşu olursunuz ne var bunda" Demiştir. Demirtaş'ın demesine de gerek yok, bu zaten böyle olacaktı, oldu...
        Esad rejimini yıkmak için Suriye'de ittifak eden, Türkiye, Sudi Arabistan, Katar, ABD, İsrail ve AB, Mursi'nin devrilmesiyle birlikte sözleşmişçesine Türkiye'yi orta yerde bırakıp devrimi yapan gurubun yanında yerler aldılar. Türkiye'de Mursi, Mursi deyip durdu...
        Sevgili büyükler, başınızı kumdan çıkarın ve etrafınıza bakın, kimler gülüyor, kimler alay ediyor, sizleri belanın ortasına itekleyenler
kimler görün...
        Bizi Suriye bataklığına itenlerin tek kuruşluk masrafları, tek kuruşluk kayıpları olmuş mu görün.  Maddi, manevi kayıp bizde, sorun bizde, sıkıntı bizde, dert bizde, komşularımızla aramızın açılması bizde, bizi o bataklığa itenlerde keyfi sefa içinde...
        Her şey ortada olunca, olaylara duyarsız kalmak insanın içini acıtıyor. Önceki gün Somali'de konsolosluğumuza El-Kaide tarafından bir bombalı saldırı düzenlendi. Bir polisimiz şehit oldu, 4 polisimiz de yaralandı. Kimse kalkıp demiyor ki, ya bu El-Kaideyi biz değilmiydik Suriye'de silahlandıran?
       Evet, kimse diyemiyor. Kimse konuşamıyor. Herkes hakkına razı, yanlış bizim yanlışımız, yanlışımızı da savunuyoruz inadını sürdürüyor...
        Ne demişti Cem Karaca, "binmişiz bir alemete gidiyoruz kıyamete"  Allah sonumuzu hayır etsin. İnşallah tez zamanda taassuplarımızı bir kenara bırakır, gerçekleri görürüz...
        Not: Bu ülkenin, Türk'ü, Kürd'ü, Sünni'si, Alevi'si, Şia'sı, Arap'ı hiç bir ülkede, Türkiye'de olduğu kadar huzurlu olmazlar... Lütfen huzurumuzu bozmayın...

Tweet