1991 yılında Azerbaycan Bakü şehitler xıyabanında bizzat gazi askerlerden sormuş ve duyduklarıma inanamamıştım.

              Ermeniler, ele geçirdikleri Azerbaycanlılara işkenceler ederek katlediyorlardı. Uzuvlarını kesiyor, Irzlarını, namuslarını kirletiyorlardı.

            Vahşetin ve vahşiliğin sınırı yoktu. Hamile kadınların karınlarında ki bebekleri çıkarıp kesiyorlardı. Vahşette sınır tanımayan Ermeniler bunu yaparken, Türkiye başta olmak üzere bütün dünya sadece seyretmekle yetiniyordu.

             Hakeza Avrupa'nın göbeğinde Bosna'da Sırpların yaptığı katliamları, ortaya çıkan toplu mezarları, tecavüzleri yine Avrupa ve Dünya sadece izlemekle yetindi.

              İsrail Filistin'de yıllardır kan döküyor. Çocuk, yaşlı, kadın ayırt etmeden, acımasızca katliamlar gerçekleştiriyor, zorbalık yapıyor, misket bombalarıyla taş üstünde taş, beden üstünde baş koymayacak bir öfkeyle saldırıyor ve Filistinli Müslümanları öldürüyorlardı. Hatta şimdi bile istedikleri zaman Filistinli Müslümanlara saldırıyor ve katlediyorlar.

               Türkiye Başbakanı vanminut demekten öteye bir yaptırım uygulayamamış, o tepkisinin karşılığında kimseler ciddiye alıp, amandır artık Filistinli veya Müslüman öldürmekten vazgeçelim dememiştir. Aksine daha çok abartmış, kiraladıkları taşeron katiller sayesinde bölgede terör estirmeyi sürdürmüşlerdir.

             Yani Müslüman olmayan gavurlar tarihin çeşitli dönemlerinde Müslümanlara karşı çok acımasız davranmış ve halende devam ettirmektedirler.

             Peki Müslüman'ım diyerek ve hatta Tekbir getirerek insan başı kesen, başını kestiği kişilerin hanımlarını, kızlarını, kendine helal gören, onlara tecavüz edip namuslarını kirleten ve bunu yaparken de yine tekbir getirip "Allah'u Ekber" diyen bu yaratıkların Bosna'da Sırplardan, Karabağda, Ermenilerden, Filistinde İsraillilerden ne farkı var?

              IŞİD, El Nusra, El Kaide, Taliban bu terör örgütleri Sünni mezhebine mensup kişilerden oluşan bir örgüt... Sünni camianın büyük bir kısmının bu olaylar karşısında aşırı tepkili olduğunu biliyorum. Ama bunu savunan, oh olsun bu Şialara bunlarda az diyen Sünniler, hatta Suriye ve Irak'a savaşmak için giden Sünniler kime karşı savaştıklarının farkındalar mı?

                Bir Müslüman'a böylesine kin kusan bir anlayışın, İsrail, ABD başta olmak üzere, gavurları gördükleri yerde paramparça etmeleri gerekmez mi? Yani bir Müslüman'a bu tahammülsüzlüğü gösterenin, bir gayri müslimi gördüğünde çılgına dönmesi gerekmez mi?

                 Ne acıdır ki, gayri müslümü gördüğünde kuyruğunu kıçına sıkıştırır, el pençe divan emre itaat bekler. Ama bir Müslümana karşı aslan kesilirler. Başını kesip top oynar. Onun derisini soysa da yinede içi soğumaz. El alemin ırzını namusunu kirletir ve büyük bir huşu içerisinde Allah'u Ekber derler.

                  Mesela Dışişleri Bakanı Davutoğlu, IŞİD'in Irakta döktüğü kanı, kestiği başı, ırzına ve namusuna tecavüz edilenleri gördükçe ve o tekbir seslerini duydukça yüzü gülüyor sanırım. Ohhh be ne güzel hizmetler veriyorum diyordur kesin.

                 Vallaha ben Müslüman oluşumdan utanıyorum.

                 Ben bir Şia'yım...

                Bu IŞİD denen salyalı köpekler, Şia olsalardı, yenim ederim Allah'ın birliğine, bu yazdıklarımı fazlasıyla yazar, lanetimi fazlasıyla okurdum.

                 Ama görüyoruz ki, daha büyük bir çoğunluk bunu kınayamamakta, o salyalı köpeklere para ve eleman temini sağlamakta, lojistik destek sunmakta ve silah vermektedirler.

                  Mezhebi taassupla böylesi rezil, lut kavmi gibi lanetlenmiş bir terör gurubunu desteklemenin hiçbir manası yoktur. Kaldı ki ben Müslüman'ım diyen birinin bu vahşet karşısında lanet okumaktan geri kalmaması gerekir.

                    Yarın yüce yaratanın huzuruna çıkıldığında bunların hesabı çok ağır olacaktır.

                   "Yaaa Allah Bismillah", sadece sözden ibaret, seçmenin maneviyatına hitap etmek için telaffuz edilmiş bir söz olmaması gerekir. İnsanı yaşat ki, insanlık yaşasın.

                   Bizler gördüğümüz vahşet karşısında suskunluğu tercih edersek, hiçbir şey olmamış gibi davranırsak, bunca feryat çığlıkları arşı inletirken bizlerin kulaklarımızı tıkayıp, gözlerimizi kapamamız ne insanlıkla, ne de Müslümanlıkla bağdaşır.

                    Allah Resulü (s.a.a) ise şöyle buyurmuştur:

                   “Aziz ve celil olan Allah şöyle buyurmuştur: “İzzet ve celalime andolsun ki, şüphesiz dünya ve ahirette zalimden intikam alacağım ve her kim bir mazlumu görür de ona yardım etmeye gücü yettiği halde yardımda bulunmazsa, kesinlikle ondan intikam alacağım.” Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim mazlumun hakkını zalimden alacak olursa, cennette benimle arkadaş olur.” Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir mazlumu gördüğün zaman, ona zalimin aleyhinde yardımcı ol.” Hakeza Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “En güzel adalet, mazluma yardım etmektir.”

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası