" İSLAM'DA VAHDET " KONULU PROGRAM YAPILDI

Tarih : 2008-03-31 / Kategori : Genel Haber

 Iğdır Ehli Beyt Alimleri Derneği ve Iğdır Günışığı Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen Hz. Muhammed'in (s.a.a.) doğum günü vesilesiyle "İslam'da vahdet" konulu program salon İnci'de yapıldı. Yaklaşık Bin beşyüz civarında kişinin ilgi ile izlediği programda Hz. Resulullah ve ona bağlı olmanın getirdiği güzellikler ve sorumluluklar, mezhepler arası vahdetin önemi ve Peygamberimize yapılan "karikatürlü" konularında açıklamalar yapıldı. Ayrıca O'nun torunlarından İmam Cafer-i sadık'ın (a.s.) da doğum günü olması münasebetiyle İmam Cafer-i Sadık(a.s.) ve kimliği konusunda da bilgiler verildi.

Program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ehl-i Beyt Alimlerinden Ali Çallar'ın o güzel sesi ile okuduğu Kur'an dinleyenleri mest etti. Daha sonra kürsüye gelen Iğdır Günışığı Dernek Başkanı Serdar ARAT, Hz. Resulullah'ın be İmam Sadık'ın (a.s.) doğum günlerini tebrik ederek Hz. Muhammed'in bu din ve Müslümanlar için ne anlam ifade ettiğini anlattı. Arat şunları söyledi:
"Bilindiği gibi Ehl-i Sünnetçe peygamberimiz Hz. Muhammed'in doğumu 12 Rebbiulevvel'de Şia tarafından ise 17 Rebbiulevvel'de gerçekleştirmiştir. Bu iki tarih arası ise "Vahdet Haftası" olarak kabul edilmiştir. Kuran-ı Kerimde Al-i İmran Suresinin 13. ayetinde "Toptan Allah'ın ipine sımsıkı sarılın dağılıp ayrılmayın ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşünenler idiniz. O kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı." Diye buyurmaktadır. İslam öğretisi, onunla emredilenle amel etmeye davet etmektedir. Bu da (ancak müminler kardeştir) Müslümanlar arası kardeşliğe ve topluca Allah'ın ipine sımsıkı sarılmaya davetini" gerektirmektedir.  Onun emri ihtilaftan hevesten, kavgadan uzaklaşmaya daveti gerekli kılmaktadır.
İslam dünyasında Şia ve Sünni arasında ayrılık oluşturmaya çalışan kimseler İslam dininden değillerdir. Muhakkak onlar ellerimizdeki İslam beldeleri üzerinde istila oluşturmak isteyen istilacıların topraklarımızdaki uzantılarıdır.

İslam ülkelerinin durumuna bir bakalım: açlık, sefalet ve dışa ekonomik bağımlılık. Peki neden? Neleri eksik? Bu durum İslam dünyasının normal durumu değildir. . Ve dünyanın en kritik bölgelerinde Irak'ta bütün dünya el ele verip bu bölgenin doğal kaynaklarını ve servetini çalmaktalar. Bütün dünya bu bölgenin petrolüne muhtaçtır. Bizim ayrılığımızdan faydalanıp ihtilafları durumu derinleştirmekte ve demokrasi havariliği adı altında camilerimiz necis Amerikan botları ile kirletilmektedir. Bunlarla da yetinilmemekte, Peygamberimize hakaretler edilmektedir. Ve bu da "fikir özgürlüğü olarak" tanıtılmak istenmektedir. Ermeni soykırımı yoktur demek fikir özgürlüğü olarak kabul edilmezken, Hitler'in Yahudilere uyguladığı soykırımın suçlusu kimse bedelini de o ödesin" suç sayılırken, Peygamberimize hakaret fikir özgürlüğü olarak sayılıyor. Bu nasıl fikir özgürlüğüdür.

Bir grupta "Medeniyetler ittifakı" adı altında Hıristiyan ve Yahudilerle işbirliğine gitmektedir. Kelime-i tevhid-ki Lailahe illallah Muhammeden Resulullah sözünden ibarettir- kısaltılmakta ve sadece "Lailahe illallah" sözü alınmaktadır. Peki Muhammeden resulullah nereye gitti? La
İlahe illallah Muhammet'ten ayrı olamaz. Muhammed yoksa din de yoktur. Muhammed'in terine ne koyacaksınız? Ama bu güruh Şiayı "Ehl-i dalalet" saymaktadır. Siz kendi kardeşinizle vahdet sağlamazken, Ehl-i Kitap'la nasıl vahdet oluşturacaksın. Önce kendi kardeşinle vahdet sağla, sonra Ehl-i Kitab'a bak. Parçalanmışlıktan ne kazanabiliriz? Mezheplerinden dolayı ayrılık yaratanlar düşmana fırsat sunmaktadırlar. O fırsatta bizi birbirimize düşürüp sevinç içinde seyretmek ve sömürmektir.
İslam'da vahdetin gerektirdiği şey, Müslümanların birbirlerine kin gütmemeleridir. Ayrılığa sebep olacak şeylerden kaçınmalıdırlar. En azından peygamberin İslam'a davet metodunu uygulamalıdırlar: "Ey Muhammed; rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır. Onlarla en güzel şekilde tartış.(Nahl-125)
Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın."
Serdar ARAT'tan sonra bir konuşma yapan Ehl-i Beyt Alimleri Derneği başkanı Veli BEDER ise Müslümanlar arası birliğin önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: "Hz. Peygamber bundan 1480 yıl önce dünyaya gelmiştir. O, dünyaya birlik, insanlara insanlık, topluma sosyal adalet dersi verdi. O'nun zamanında kız çocuklarını diri diri gömen bir cahiliyet vardı. Ama o, onlara öyle bir ders verdi ki, onlar bütün dünyaya örnek oldular. Kimseden ders almadı, ama dünyaya ilmi ve adaleti öğretti. Ama bugün nerede o insanlar? Bizler de o kızlarını diri diri gömenler kadar gayret yokmuş. Onlar, Peygamberin terbiyesi ile dünyaya yön verdiler, özgürlüğe sahip bizler ise ne Kur'an'a, ne dinimize ne de vatanımıza sahip çıktık. Ne Filistin'den, ne Irak'tan ders aldık. Ne zamana kadar uyuyacağız?  Bizler bu gün burada Peygamberimizden ve İmam Cafer-i Sadık'tan ders almak isteği ile toplandık. Ama düştükten sonra "eyvah" demenin bir anlamı yoktur. Bu Kur'an aynı Kur'an'dır.Kur'an "sizin 100 taneniz kafirlerin 1000 tanesine bedeldir" diyor. Bu gün ise neredeyse onlardan 100 tane alıp bizden 1000 tane vereceğiz. Onlar vatanlarına, inançlarına gönülden sahip çıkıyor. Avrupa'da çocuklar kiliselerde vaftiz ediliyor. Bir baba kendisinden bisiklet isteyen çocuğunun isteğini reddediyor, ama o bisikleti alıp papazın eliyle çocuğuna hediye ediyor. Böylece çocuğunun kiliseyi ve papazı sevmesini sağlıyor. Bunu filmlerde görüyoruz. Bizde ise din alimlerimize hakaret ediliyor. Çünkü inançlarımızdan utanıyoruz. Eğer bir toplum inançlarına, alimlerine saygı göstermezse dağılır. O halkın huzuru kalmaz, kazancının bereketi kalmaz.
Allah, Resulünü alemlere rahmet olarak göndermiştir. O, insanlara hidayet vesilesidir. Bu gün Avrupa ve Amerika Irak, Filistin, Bosna Hersek, Karabağ olaylarına dönüp bakmıyor bile. Peki bize ne oluyor? Biz Müslümanlar niye sahip çıkmıyoruz? Bizleri ırkçılık ve mezhepçilikle birbirimize düşürmüşler. Allah bizim birliğimizi bozmasın. Vatanımızı, ay yıldızlı bayrağımızı bize çok görmesin. Güvenlik güçlerimizi korusun. Belaları bizden uzak etsin. Bizlere bu yılları barış, bereket ve rahmet yılı karar versin."
Konuşmadan sonra Turgay CAF'ın o tok ve güzel sesiyle, Hüseyin YALÇIN'a ait "AYNA" adlı şiiri ile güzel anlar yaşattı. Şiirin ardından Süphan AL'ın okuduğu müzik eşliğindeki methiye de dinlenmeye değer güzellikteydi. Daha sonra sıra Beyzanur SEPİL adlı küçük kızın Hz. Resulullah'a okuduğu şiir ve Ehl-i Beyt Alimlerinden Musa ADA'nın konuşmasındaydı. Musa ADA da Hz. Resulullah'ın güzel ahlakından örnekler vererek şunları söyledi: Allah Enfal Suresi 46.ayette şunları buyuruyor: Allah'a ve Peygambere itaat edin." Eğer vahdet içinde yaşamak istiyorsak Peygambere itaat etmeliyiz. Kur'an; "Peygambere itaat edin ve bölünmeyin" diyor. "yoksa gücünüz gider, zayıflarsınız." Eğer biz birliğimizi bozmazsak hiçbir güç bizi yıkamaz. Peygamberle beraber olanlar nasıl küfre karşı zafer kazandılarsa, biz de bunu başarabiliriz."
Allah buyuruyor ki, "Peygamberde sizin için güzel bir örnek vardır. Peygamber yüce bir ahlak üzeredir." Öyleyse Resulullah'ı örnek almalıyız.
İmam sadık'ta Peygamber'in Ehl-i Beyt'indendir. Onun zamanında yaşayan Hanefi mezhebinin kurucusu Ebu Hanife onun öğrencisidir ve "eğer o iki yıl olmasaydı ben helak olurdum" diyor. İmam Malik de "ben ne zaman İmam Cafer'i görsem ya namaz kılıyor, ya oruçludur ya da zikir halindedir" diyor. Ehl-i Sünnet alimlerinden Sa'lebi de "İmam Cafer'den daha alim birisini görmedim" diyor. İmam sadık'ın talebeleri ciltlerce eserler yazmıştır. İmam, zamanının uygun şartlarını değerlendirmiş, medreseler tesis etmiş ve 4 bin öğrenci yetiştirmiştir. Öğrencilerinin her biri bir ilim dalında uzmanlaşmış ve ilmi otorite olmuşlardır."
Konuşmadan sonra Süphan AL, o güzel sesiyle ve müzik eşliğinde bir methiye daha okuyarak gönülleri okşadı. Ehl-i Beyt alimlerinden Kazım ŞIKTAŞ'ın okuduğu vahdet duasından sonra, Kerbela'dan şehrimize hediye edilen İmam Hüseyin'in alemi (perçemi) ziyarete açıldı. Halkın yoğun ilgi gösterdiği bu ziyaretten sonra yapılan ikramla program sona erdi.

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası