... O haberi keşke hiç okumasaydım. Ama ben okumasam bile başkaları okuyacaktı qazeteyi o gün. Hem hiç yazılmasaydı, kimse okumasaydı da sen nasıl yakıştırırdın bu ismi kendine? Yeşil İğdırım Türkiyenin havası en kirli ili ilan edilmişti. Rekabet iyidir ve bu rekabetde her kes birinci yeri tutmayı yeğler. 

Gel görki bu birincilik sana havanın kirliliği için verilmişse gurur duygusu yerini utanmaya bırakır. Durur düşünürsün bir anlık bu nasıl olur diye. Hani Batıda hasatalananların çoğunu doktorlar Doğuya yollardı oraların havası iyidir iyileşirsiniz. Özellikle de nefes darlığı ve revmatizmden eziyyet çekenleri. Şimdi ne oldu da soluduğun hava en kirlisi oldu? Ağrı dağın suyu ölüyü diriltir derler. Hani o su can veremedi mi ağaçlarına, onlar da oksijen üretmeyi bıraktı. Yoksa yine suç bizde mi? Ekmedik mi yeni ağaçlar, dikmedik mi fidanlar? Bir de doğal qazı olmayanlar var kışın ısınmak için var olan ormanını kırıp yandırdılar. Doğru suç bizim hep kırdık. Yerine yeni fidanlar dikmeği bile düşünmeden. Birilerinin bizi uyandırmasını bekliyorduk sanki. Bir nevi iyi oldu bu seçim. Bizi soluduğumuz hava ve geleceyimizi düşünmeye itdi. Düşündükçe anladım biz Trabzonda yaşamıyoruz ağaçlarımız aramsız yağmurlarla yeşersin, yeşerdikce yeterli oksijeni sağlasın, havayı temizlesin. Biz o kadar şanslı olmadık "Tabiat Ana" yere düşen her tohumu kendiliğinden büyütsün. Biz İğdırız, iğdırlıyız. Her ağaç için çaba sarf etmeliyiz. Onu öncelikle tohum olarak belirli yerlere ekip, sulayıp, budayıp, kendi bebeğimiz gibi sevgiyle besleyip büyütmeliyiz. Öyleyse ne bekliyoruz? Harekete geçme zamanı geldide gidiyor. Her bir iğdırlı alsın eline bir tohumu eksin toprağa. Göstersin İğdır, Aralık, Karakoyunlu, Tuzluca belediyesi orman yapıla bilecek arazileri. Sağlam gelecek için temiz hava şart. Temiz hava için yeşilliğin şart olduğu gibi. Öyle ise bir kampanya başlatalım. Hər kəs bir fidan diksin çocuğunun ismine. İsterse tabela yapıb önüne koysun. Her su  verdikte o fidana düşünsün oğlunun, kızının rahat nefes alışını, tertemiz yüzündeki gülümsemeyi. Yeter ki, bir adım atılsın. Yusuflar, Aliler, Mertler, Zeynolar, Ilgınlar için. Ne çoktur bu memleketde adına kurban olduğum Muhammetler. Her biri için bir ağaç 5 sene sonra bir orman demektir. Diyoruz ki, Siz yol gösterin büyüklerimiz. O yolda sizin arkanızdan gelmekte bize kalsın. Yeter ki, bir kez daha bu sınavda sınıfta kalmayalım. Yeter ki, kirli havası için İğdır bir kez daha birinci olmasın.
Not:- Ben ve eşim elimizde bel ve kürek bekliyoruz. Laf olsun diye yazmadım. Araziyi gösterin tohumumuzu dikelim.
                 GÜLNAR Yüzbaşıyeva

Tweet