1920’li yıllarda yaşamış olan Kerbelayı İsmail  Çimen’i bizlere tanıtan, çağımızın  İsmail  Çimen’i  Azerbaycan’ın Kars Başkonsolosu Hasan Zeynalov’u  yürekten tebrik ediyorum…
1918-20 yılları arasında Azerbaycan’ın Vedibasar şehrinde  Ermeni ve Ruslara karşı kahramanca savaşan ve daha sonra Iğdır’ın Karakoyunlu İlçesi Taşburun Beldesinde yaşama gözlerini kapayan  Kerbelayı İsmail’in varlığından bizleri haberdar eden ve onun kahramanlığını anıt mezar yaptırarak yüceleştiren Azerbaycan’ın Kars Başkonsolosu Hasan Zeynalov’u ne kadar tebrik etsek azdır…
Tarihine sahip çıkmayan bir millet, millet olamaz…
Azerbaycan Kars Başkonsolosluğuna atandığı günden itibaren, Türkiye ile Azerbaycan arasında diyalogların güçlendirilmesi  amacıyla yoğun mesai harcayan ve Azerbaycan’ı  gerçek manada Türkiye’ye anlatan Sultanoğlu, aynı zamanda yakın tarihe de ışık tutarak tarih yazmıştır…
Kerbelayı İsmail’i  Taşburun halkı ve tarihçilerin   dışında pek tanıyan olacağını sanmıyorum.  Başkonsolos Hasan Zeynalov  tarihi bir olaya damgasını vurarak, duyarlı işadamlarının katkıları ile yaptırdığı  anıt mezar ile birlikte hem öz tarihimizle tanışmış olduk, hem de tarihimizi sahiplenmenin ne demek olduğunun bilincine vardır…
Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu daha önce kiralık bir evde ikamet ediyordu.  Küçük  bir evden güzel mimari bir konsolosluk binasına kavuşturuldu.  Her şey düşünülerek restore edilen,  Konsolosluk hizmet binası Kars ilimize atılmış en iyi temellerden birisidir… Öyle bir temeldir ki, Azerbaycan’ın Değerli Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in özel ilgisini çekmiş, talimatları neticesinde hizmet binasının yeri satın alınmış ve  tarihi bina restore edilerek, yeni bir tarihe ev sahipliği yapmak üzere hizmete başlamıştır…
Gerek Taşburun’da  Kerbelayı İsmail’in anıt mezarı ve gerekse Kars’ta yapılan Başkonsolosluk hizmet binası ve de en önemlisi Türkiye ile Azerbaycan arasında  ilişkilerin daha çok artmasında bölgesel anlamda yapmış olduğu çalışmalardan ötürü  Hasan Zeynalov’u tekrar tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz…

Kavak Ağacı ile Kabak
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiy le müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.

1.Ders: Çalışmadan emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir.  Her işte alın teri ve emek şarttır.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası