Bu sıralar atan atana,  Bush’a ayakkabı atan meslektaşımın ellerine sağlık… Keşke imkan olsaydı da başına bir bomba atsaydık… Yüreğine bir kurşun sıkabilseydik…
Barış  getireceğim dedi,  yüz binlerce insanın kanını döktü, kimyasal silahlardan arındıracağım dedi, bölgeyi ateşin ortasına attı…
Ama öncelikle kendi Bush’larımıza bakalım ve bizde onlara ayakkabımı atalım, yoksa tekmemi atalım, gelin hep birlikte ona karar verelim…
Memleketin tüm sorunları çözüme kavuşmuşçasına ikide bir ısıtıp ısıtıp önümüze konan şu imam, cami muhabbeti harbiden sıkmaya başladı… Önceki gün Kalan D’de konuşan İstanbul Zeynebiye Camii Lideri Selahattin Özgündüz, somut ve net cümleler sarf ederek şöyle dedi: “Bizi kazanma adına atılan bu adımı kınıyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aslı unsurlarıyız. Eğer kazanmak istedikleri  birileri varsa, Tarikatları, şeyhleri, müritleri kazansınlar… Bizim öyle bir derdimiz yoktur. Bu uygulama uzun demiyorum, orta vadede bir asimilasyon politikasıdır.” dedi…
Özgündüz hocanın dediklerine harfiyen katılıyoruM.! Türkiye Caferileri kayıp mı olmuş, diyanet kazanma peşinde.!
Bu yorumu daha öncede yapmıştım… Yorumumu eleştirenler oldu, arka çıkanlar oldu.  Bakınız beyler; Türkiye de yaşamaktan şeref duyan, Türk bayrağını kendi kanıyla kırmızıya boya yan Türkiye şialarını illada diyanete bağlamaya çalışan mantığın asıl amacı 5-10 yıl sonra İmam hatip ve İlahiyat fakültesinden mezuniyet şartı aramaktır. Bir şia, ehlisünnet içtihadıyla eğitim  veren bir kurumdan nasıl mezuniyet alır.  Bazı şeyleri yüzeysel geçmek ne kadar  mantıklıdır…
Şimdi hükümet diyor ki, fahri imamlık yapan kişilere kadro verilecekmiş…
Alevi Dedesi  Fermani Altun’da diyor ki:  “Eğer dedeleri maaşa bağlayacak olursanız,  Türkiye’de bir milyon dede var. Hangisini maaşa bağlayacak, diyanet kadrosuna alacaksınız.”  Bende diyorum ki, Türkiye’de Üç Milyon civarında Caferi var, bunların hepsine mi maaş bağlayacaksınız. Çünkü bu insanların hepsi inançlarını  yaşayabilmek için birer fahri imamdırlar…
Çocukları, yaşlıları, okuma yazma bilmeyenleri çıkarda, net rakamı ortaya koyacak olursak Türkiye’de  en az 500 bin fahri Caferi imamı vardır. Madem öyle bunların hepsini kadroya alın ve maaşa bağlayın…
Öyle yaklaşıma böyle cevap olur mu, olur…
Diyelim ki tüm Caferi alimlerini diyanete bağladık ve memur ettik… Yarın aksi bir müftü geldi ve Hacı Hacer Camisi imamı Veli Beder’i, bulunduğu camiden alıp Halfeli Camisine atadı… Halfeli Cami imamını da Hacı Hacer camisine atadı… Peki bu kargaşayı kim nasıl önleyecek… Bugüne kadar mezhepsel anlamda çatışmaya sürüklenemeyen bu toplumu bu şekilde çatışmaya mı sürüklemek istiyorsunuz…
Türkiye’de yaşayan gerek Aleviler ve gerekse Şialar bu ülke için tehdit değil, bilakis çimentodurlar… Bunun böyle olduğunu sizler bizlerden daha iyi bilmektesiniz… Ama ne hikmetse bizleri kazana kazana bir türlü bitiremiyorsunuz…
Siz önce gidin kendinizi kazanın… Bizim kazanılmak gibi bir derdimiz yok… Cumhuriyet kuruldu kurulalı din görevlimizin maaşını da cebimizden ödüyoruz, camimizi de kendi cebimizden yaptırıyoruz… Devletin kasasından din hizmeti alıp, devleti yıkmak isteyenleri kazansanız iyi edersiniz…
Bu arada yapmış olduğunuz bu uygulama, maalesef AKP’ye oy kazandırmaz, oy kaybettirir…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası