Cabbar ŞIKTAŞ Hz. Ali ile Muaviye'nin Savaşı
Tarih : 2008-12-29
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Hz. Ali ile, iktidar hırsıyla yanıp tutuşan ve tarihin karanlık  sayfalarında her zaman lanetle anılan Muaviye’nin Sıffin savaşını eminim ki hepiniz bilmektesiniz…
Hz. Ali Sıffin savaşında Muaviye’nin ordusunu yok edecekken, Muaviyenin akıl hocası ve şeytanın öz kardeşi Amr.b. el-Âs bir hile gelerek Kur’an ayetlerini mızrakların ucuna takmış ve Hz. Ali’nin ordusuna doğru yöneltmiştir.  Hz. Ali’nin ordusu’da Kur’an’a kılıç kaldırılmaz diyerek savaşı bırakmışlardır. Bunun üzerine Hz. Ali yaşayan ve konuşan Kur’an benim,  bu bir hiyledir. Dese de fayda etmemiş ve savaş başarısızlıkla sona ermiştir…
Ebusufyan, Muaviye ve Yezid…
Dede, Baba ve Oğul üçgeninde  hedef her zaman Peygamber Ehlibeyti olmuştur… Ebusufyan Hz. Peygamberle, Muaviye, Hz. Ali ile başladığı savaşına oğlu Hz. Hasanla devam etmiş ve sonunda zehirleterek şehit etmiştir…  Yarım kalan işi oğlu Yezit tamamlamış ve  Hz. Huseyin ile 72 yakınını Kerbela çölünde katletmiştir… 
Hakla batılın mücadelesi asırlardır devam etmektedir. Dünya durdukça da bu mücadele devam edecektir…
Bugün Muharrem ayının birinci günü…
Bugünden başlayarak Hz. Huseyin Kufe halkının daveti üzerine Kufeye doğru harekete başlamakta ve Muharrem ayının 10. gününe kadar ve özelliklede Kerbela denilen ıssız çölde son bulacak yolculuğa hazırlanmaktadır… Hz. Huseyin’in Kufe- ye doğra harekete çıktığını haber alan Yezit  ordusu, karşı  hazırlıklara başlamış ve  Hz. Huseyin’in Kufe- ye girişi engellenecek ve Hz. Huseyin Yezit’e biat etmeyecek olursa şehit edilecektir…
“Ceddim Resulallah’ın dini benim kanımla  ayakta kalacaksa ey kılıçlar doğrayın beni” diye haykıran Hz. Huseyin, zillet altında yaşamaktansa ölümü tercih etmiş ve zülümkar iktidara baş kaldırarak şahadet etmiştir…
Hakla batıl mücadelesinde görünürde batıl galip gelse de,  geçen zaman hakkın galip geldiğini ortaya koymaktadır…
Muaviye Kur’an’ı alet ederek savaş kazandığını  sansa da, bugün hep birlikte o gün haykıran Hz. Ali’ye bizler hakkını iade etmekte ve Hz. Ali’nin haklılığını kanıtlamaktayız… Hiç oğluna Muaviye ismi koyan varmı.? Hiç Yezit,  Ebusufyan ismi duydunuz mu..? Bu küçük ayrıntı bile çok aydınlatıcı bir durum yaratmaktadır…
Kur’an’la  şaka yapar gibi davrananların akıbeti, elbette ki Muaviye ve Yezit gibi olacaktır…
Dün “ben Ordumun, askerimin botunu öpmeyi, o partiye geçmek ten daha çok tercih ederim” diyenlerin, bugün içine düştükleri vahim durum her şeyin aynasıdır… Dün “o parti Muaviye, Yezit partisidir. Ben bir Huseyin’ci olarak ne işim var orada” diyenlerin bugün el etek öpercesine, karanlık ilişkiler içine girercesine ortaya koydukları manzara, Kur’an sayfalarını mızraklar ucuna takar gibi bir durum yaratmaktadır…
Muharrem ayında elbette ki en çok lanetle andığımız Muaviye ve Yezit’tir…
Muaviye ve Yezit’i lanetle andığımız zamanda hemen aklımıza Iğdır Belediye Başkanı Nurettin Aras’ın AKP ile ilgili dediği o sözler gelmekte ve tekrar etmek durumunda kalmaktayız…
Başkan Nurettin Aras daha düne kadar Muaviye ve Yezit partisi dediği AKP’ye bugün dilekçe vermiş ve üye olmuştur. 10 gün sonra Aşura…
Sayın Nurettin Aras Muaviye’nin ve Yezit’in partisi dediğinin yanında durup Hüseyine’mi ağlayacak...?
Bu ne büyük çelişkidir..?
Dün, ihanetçilikle suçladığın kişilerin safında durup şimdi kime ihanetçi diyeceksiniz.
Dün, toplumun içine ırkçılık tohumu eke- rek iki dönem Belediye Başkanı seçildiniz. Daha sonra da kürsüye çıkıp “etnik ve dini milliyetçilik benim ayaklarımın altındadır” dediniz… Acaba yarın ne diyeceksiniz.?
Bir insan bu kadar  saf değiştirebilir mi?
Neyse Muharrem ayının ilk günü, Yüce Allah Hz. Hüseyin ve 72 arkadaşının katili Yezit ve ordusuna lanet etsin…


Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası