Tarih hayatımıza her anlamda ışık tutar… 1400 yıl önce yaşanan olayları okuduğumuzda ve dinlediğimizde, içimizden isyan eder ve şöyle deriz…
“Bu insanlar o gün gerçeği nasıl da görmeyip batıldan yana tavır aldılar ve Hz. Huseyin’i şehit ettiler... Keşke biz o dönemde yaşasaydık deriz içimizden… Hayal dünyamızda canlandırdığımız o feci manzaradan etkilenip, gözümüzden akan  bir damla yaşla kendimizi bir anda 1400 yıl geriye götürüp, savaş meydanlarında hissederiz…
Hakla batılın savaşında tarafımızı hayalimiz de bile olsa,  ortaya koymaya çalışır,  isyanla karışık tepkimizi hıçkırıklarımızla duyururuz…
Kendisini haktan yana görenler, günümüzde hakkın karşısında duranları, hakka zulüm edenleri, yine 1400 yıl geriye giderek saray yalakalarına benzetirler…
Gözlerine çekilen hırs perdesi, beyinlerindeki obur duygu, hayatlarını yemek ile tuvalet arasında geçiren maymun iştahlı insanlar, elbette ne Filistin’i nede Gazze’yi göremezler…
Dün Hocalıda, Kelbecer’de, Ağdam’da, Şuşada, kısacası Karabağ’da sergilenen insanlık suçunu da görememişlerdi… Binlerce insanın canlı canlı uzuvlarını keserek işkence eden, bir milyon insanı evinden barkından uzaklaştıran Ermenilere, haklı mücadele ediyorlar diye arkası çıkan, hatta ve hatta hepimiz Ermeni’yiz dövizi taşıyan, sözde aydınlar elbette ki ne Filistin’i görürler nede Gazze’yi…
İnsanlığa yapılan her türlü zulme karşıyım…
Karşı olmazsam eğer insan olamam ki…
PKK terör örgütünün varlığından buyana, yaklaşık 30 bin şehit veren bu ülke, yine kendi insanlarından oluşan ancak kandırılarak Dağa götürülen PKK militanlarından da 30 bin insan öldürülmüştür… Onbinlerceside yaralanarak sakat kalmıştır...
Ben bir Asker olarak, Polis olarak, Öğretmen olarak, Köy Koruyucusu olarak, insanlık adına soruyorum beni neden öldürdünüz…         
Madem siz  Kürt diliyle yayın yapan bir televizyon kuracaktınız, madem siz Kürt dili eğitimine yeşil ışık yakacaktınız, benim canımı niye aldınız.?
Elbette bu zihniyet ne Kelbecer katliamını görür, nede Gazze’yi…
Benim Cumhurbaşkanım, Onlar Şia, İran’a daha çok yakınlar dediğinde, bende Gazze Sünni Suudi Arabistan’a daha çok yakınlarımı demeliyim?… Ama benim yüreğim buna el vermez. Benim yüreğim o çaresiz insanların, Siyonist Yahudiler tarafından katledilmesine  asla razı olmaz…  Benim yüreğim Irak’ta bir milyonu aşkın insanın katledilmesine asla el vermez…
Evet benim yüreğim, Amerika’da oturup, hiçbir tepki ve isyana ortak olmayan, ortada gidip her suyun kendi düşünceleri  ve çıkarlı doğrultusunda hareket etmesini sağlayan Fetullah Gülen ve cemaatinin tutum ve davranışına da el vermez… Yarattığınız insan tipi, kayıtsız bir toplum teşkil etmektedir...
İsyanın sembolü Gazze’ye yapılan insanlık suçunu, Yezit’in, Kerbela da Hz. Huseyin ve yakınlarına yaptığı zulme benzetiyorum...
Kerbela faciası yaşandığında saray yalakaları Hz. Huseyin tarafı olsaydılar saraydan atılacaklardı. Bugün’de Büyük Şeytan ABD ve Küçük Şeytan İsralin’in  karşısına dikilmekten imtina edenler önlerindeki çanaktan olacaklarının kaygısını taşımaktadırlar...
Sizin müslümanlığınız bu ise eğer ben ateşperestim... Yok eğer sizler müslüman kılığında birer din taciri iseniz yokolacağınız günü sabırla bekleyeceğim...
Çünkü batılın ömrü kısa olur...
Birlikte, dayanışmada bereket vardır... Gerek Gazze ve gerekse insanlığın her alanında dayanışma  olmazsa, ayrılık azap demektir...
Biz, biz olalım, ayrılığa düşmeyelim...

Tweet