Kendime boy verip Kaf dağının tepesine koymam, buna   ihtiyacım yok,   kişiliğim  de müsaade etmez… Birileri gibi yalakalık yapıp eğilmem, dik dururum, yanımda duranlarında dik durmasını isterim… Ne kimseyi aşağılarım, nede olduğundan fazla yüceltirim… Hoşlanmadığım kişilerle işim olmaz, uzak dururum…
Zaman zaman meslektaşlarım yazacak bir şey bulamadıkları zaman, benim yazılarımdan ilham alarak bir şeyler yazmaya çalışırlar. Kimi derinliklerindeki bilmem nelerini kaleme döker,  kimi isim vermeden yazılarım üzerinden siyaset yapmaya çalışırlar…
Aslında takip edilmek güzel bir şey,  gündemi siz oluşturuyorsunuz demektir… Sizin yazdıklarınızın peşi sıra gelirler, sizin dedikleriniz üzerinden yorum yaparlar.
Benim kitabımda kalleşlik yoktur. Birine bir şey söylemem gerekirse söylerim, ama arkasından film çevirmem…
İftira etmem. Yanlış bilgi akışı olabilir. Yanlış bir yorum yaptığım hatırlatıldığında, kul hakkı boynumda kalmasın diye düzeltmesini yaparım…
Gelelim siyasete ve ortaya koyduğum tavıra…
Ben Iğdır Belediye Başkanı Nurettin Aras ile bundan 4 yıl öncesinden ipleri kopardım… 4 yıl önce yanlışlarını yüzüne dediğim için tahammül edemiyordu... Ve bu yüzden de yollarımız ayrıldı. Bu süre zarfında ve diyalogumuzun koptuğu ilk yıllarda, yaptığı yanlışları hatırlattığım kadar, güzel icraatlarını da kamuoyuyla paylaştım…
Bana tahammül edemeyip, aleyhimde karalamalar yaptığı sürece bende cevabını verdim. Ve aramızdaki uçurum iyice açıldı… 
Sayın Aras’la aramızda olan biteni birkaç kez köşemde konu etmiş ve yorumlamışımdır. Şimdi tekrardan kaleme almaya ihtiyaç duymuyorum. Ama birileri illada haklıyı, haksızı ortaya koymamı isterse, bende MHP Adayı Ekber Yeşil gibi hodri meydan diyorum. İstenilen yerde açık oturum yapmaya gelebileceğimi belirtiyorum… 
Ben hiçbir belge getirmeyeceğim. Sadece Kur-an getireceğim… Benim haklılığımı ortaya koyacak olan ve benim kayıtsız şartsız itaat ettiğim tek şey Kur-an’dır…
Yüreği yeten varsa buyursun istediği platform da, tartışalım…
İftira kötü bir hastalıktır…
Olmayan bir şeyi oldu gibi göstermekte kötü bir hastalıktır.
Sizler gibi bende siyaset yapıyorum… Ama ben siyasetimi  yalan ve iftira üzerine inşa ederek yapmıyorum. Sözlerimi açık ve net söylüyorum…
Mesela Siz, MHP adayı olduğunuz 2004 yılında, AKP’den aday olan Ali Ağrı ve AKP’ye  hitaben; “AKP MUAVİYE PARTİSİDİR. BU SEÇİM HZ. HÜSEYİN İLE  YEZİT’İN SAVAŞIDIR” DEMEDİNİZ Mİ.?
Sizin dediğiniz bu sözü, günü geldi bende size hatırlattım…
Sizde ‘ben böyle bir şey dememişim’ diyerek beni mahkemeye verdiniz.
Be güzel kardeşim…
Yüzlerce kişinin içinde dediğiniz bir sözü nasıl olurda inkar edersiniz… Gerçi ben Sayın Savcıya ifademi verdim ve şahitlerim olduğunu söyledim. Yüzlerce kişi bu işe şahit olmasına rağmen, ağzınızdan defalarca çıkan  bir sözü inkara kalkışmanız ne kadar günah biliyor musunuz?
Eğer inkârlarınız da ısrarlı olursanız, sizin önünüze Kur-an koyacağım ve elinizi o Kur-an’a basarak ben böyle bir şey demedim diyeceksiniz… Bende sizden halkın huzurunda özür dileyeceğim…
Eğer haklıysanız, yine tekrarlıyorum hodri meydan…
Yok değilseniz, vakit geçmeden toplumun sizden beklediğini yapın ve çekilip oturun yerinizde, kahraman olun…
Zalimin zulmü varsa, mazlumunda Allah’ı var…
Ben, Vallahi ve Billahi hesap gününden korkuyorum… Vebale girmekten korkuyorum....Onun için Hakka gittiğim zaman kul hakkıyla gitmek istemiyorum…
Padişahın musluğundan içene de haram olsun, içtirene de,  isteyene de…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası