Cabbar ŞIKTAŞ 29 Mart Öncesi ve Sonrası
Tarih : 2009-04-02
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Birileri haklı çıkmış, haksız çıkmış çokta önemli değil. Önemli olan realitelerin yer değiştirmemiş olmasıdır.
Dün sokakta bu bölünmüşlüğün 22 Temmuz da yaşandığını biri birine söyleyenler, şimdi de seçim sonrası sendromu yaşamaktadırlar… Beklenen bir mağlubiyetin üzüntüsünü yaşıyoruz… Oysa bu mağlubiyetin ayak sesleri geliyordu ve bunu da hepimiz işitiyorduk…  Ama geri dönülmesi zor bir yola girmişti herkes,  kimse geri adım atmadı… Birleşme için yapılan teklifler geri çevrildi…
Iğdır halkı böylesi gergin bir seçim yaşamamıştı. İnsanlar birbirilerine düşmanca bakıyor, adaylar müşteri kapar gibi seçmen kapmaya çalışıyor, seçmenler baskı altında ezile sıkıla aday taraftarlarının arasından geçip oylarını kullanıyorlardı…
Öz eleştiri yapmaya gelince, herkes sütten çıkmış ak kaşık misali kimse üzerine suç almak istemez.  Herkesin kendince bir haklı tarafı mutlaka ortaya çıkıverir… Geçmişte yaşanan ve  bugüne uzayan hataların telafisini çözmesi gerekenler yan gelip yatarken, haksızlıklara alkış tutarken, şimdi ah vah ederek üste çıkmaya çalışmasınlar… 
Birilerine çamur atılırken, iftira atılırken, haksız ve mesnetsiz sözler edilirken susanlar, hatta alkış tutanlar, şimdi suçu kendilerinde arasınlar…
Ben demiştim demek istemiyorum, ben yazmıştım demek istemiyorum, ama  bu filmin daha önce yaşandığını okuyucularıma defalarca hatırlatmış, anlatmış ve “hırsla kalkanın, zararla oturacağını” belirtmiştim… Hatta aylar öncesinden “DTP’ye hayırlı olsun” dediğimde birçok yorumcu beni eleştirmiş ve dudak büzmüştü… 
Kimse kusura bakmasın ama, gerçekleri görmezden gelip, su yüzüne çıkmaya çalışmasın kimse, hele hele hem AKP önünde, hem MHP önünde gülücük dağıtan bazı iki yüzlü insanların hiç konuşmaya hakkı yoktur. Defalarca safınızı belli edin, netlik kazansın dememe rağmen umursamayanlar, şimdi birilerini eleştirmeye kalkışmasınlar… 22 Temmuz’dan ders almayanlar, uyanın dediğimde,  küçümseyerek  okuyanlar  şimdi ahkam kesmesinler…
Ben fikrimi açık etmiş, safımı belirlemiştim… Ama safını belirlemeyenler  şimdi eleştiri yapıp külhan beyliği taslamasınlar…
Elbette herkes kendi iradesinin kazanmasını isterdi.  Ama bu bir başkasının varlığını hazmedememe anlamına gelmemelidir…
DTP’ye ve seçmenine kimsenin laf etmeye hakkı yoktur.  DTP seçmeni hep bir ağızdan  “oylar namustur, namus satılmaz” diye bağırdığında, gülüp geçmiştiniz. Ama o oylar sandığa yansıdığında beklediğiniz gerçekle yüzleşmiş oldunuz ve hırçınlığınız dışa vurmaya başladı…
Her parti demokrasinin kendilerine verdiği hakla kurulmuş ve adaylarını göstermişlerdir. Bugün DTP’nin  seçimi kazanması yine aynı demokrasi çerçevesinde olmuş ve 80 yıllık özlemleri sona ermiştir…
DTP kendi gerçeği ile yüzleşerek, tek çatı altında toplanmış, ikinci bir rakip aday çıkmasına müsaade edilmemiştir…
Biz ise yılların vermiş olduğu rehavetle ve de şımarıklıkla  illa da bizim dediğimiz olacak demiş ve inat ederek ikiye bölünmüşüzdür…
Şimdi kalkıp ah vah etmenin bir faydası yok, bu sonu kendimiz bilerek hazırladık, hem seçmen olarak hazırladık, hem aday olarak hazırladık… Şimdi manevra yapıp biz sizden fazla oy aldık demekle bir yerlere sığınmayalım… 22 Temmuz’da da MHP çok oy almıştı, madem az çoğa tabi olacaktı neden olunmadı…
22 Temmuz’u görmeyenler, yarın yeni bir seçim olduğunda da aynı pencereden bakacaklardır… Ve bu bölünmüşlük sonsuza kadar sürüp gidecektir…
Herkes aklını başına almalı, şapkasını önüne koyup düşünmeli, hatasını gözden geçirmelidir… Şiddetle hiç kimse bir halt işleyemez, önce aklınızı kullanın, esas sorunda aklın kullanılmıyor olmasındadır…
Iğdır’a atanan ve yarında nereye gideceği belli olmayan bir valinin sözüyle hareket edilirse sonu işte böyle olur… Şahsen ben Vali’nin Iğdır’da kalmasını istiyorum. Eğer hükümet Vali’yi Iğdır’dan alırsa mükafatlandırmış olur.  Bence kalmalı, bence Iğdır’ın siyasetine bu kadar el uzatan, bir fiil karışan ve yön vermeye çalışan bir Valinin Iğdır’da kalıp yaptıklarıyla yüzleşmesi gerekmektedir… Benim telefonumu dinlemekle, baskı altına almakla bir yere varamayacağını görmesi gerekmektedir…
Fetullah cemaatinin  bu seçimde ortaya koyduğu tarafgirliği gözden geçirilmeli, Iğdır’da yol geçen hanı gibi koşturduğu atının cilavından tutulmalıdır… 300 kişiyle 41 bin kişinin siyasi gidişatına yön vermesine izin verilmemelidir…
Sorgulamaktan uzak, tartışmaktan bihaber, istişareden nasibini almamış, ben bilirim havasında, bencil, dedikoducu, iftiracı bir toplum olmaktan kurtulmak için belki de böyle bir  musibet şarttı…
DTP açısından olaya bakacak olursanız, DTP ‘80 yıldır siz yönetiyordunuz, madem kardeşiz o zaman birazda biz yönetelim’ diyorlar… Elbette kendilerince haklılar, halkın iradesiyle oluyorsa kıskandığımız falan yok, keşke sivil irade bizim elimizde olsaydı deriz elbet, ama şu an sizde, vatana millete hayırlı olsun diyoruz. Kimse demesede ben diyorum. Ama bu bizim kopma noktamız olmamalı… Kürt geldi ah vah etmek, çok ayıp, çok çirkin ve küstahça bir davranıştır… Hele sizli bizli konuşmakta bir o kadar  yanlıştır…
Bu sözümüz hem Kürt’e hakarettir, hem de Azeri’ye, Kürt’ü çok barbar gösterip, Azerileri de çok korkak göstermeye kimsenin hakkı yoktur…
Bence ders çıkarılmalı, akıl başa alınmalı ve şapka çıkarıp düşünülmelidir… 



Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası