Serdar ÜNSAL KERBELA TİYATROSU
Tarih : 2010-02-20
Tüm Yazılar

Serdar ÜNSAL



İslam tarihine mal olan bu olay, Arap
dünyasındaki iki ailenin kavgasıyla başlayıp peygamber soyunun tarih sahnesinden silinmesiyle son bulurken, devleti yönetenlerin faşist bir karakter kazandığı gözlenir.
Kerbela’da yaşananlar iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanet-li ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır diyebiliriz.
Hz. Hüseyin’in Kerbela’da ki direnci, köleliği kırmak için isyan eden Spartaküs gibi, kutsallık uğruna mazlumdan yana verilen aydınlığın  mücadelesidir.
İslam tarihinde Sıffin’de başlayan totaliter siyasallaşmanın temelini atan Muaviye ve Yezit isimleri nefretle anılmaktan öteye gitmezken, “Bana bir kelime öğretenin kölesi olurum” diyen Hz. Ali ve Hüseyin, gerçeğin ve aydınlığın simgesi olarak gönüllerde bir ışık ve anlayış olarak yaşamaktadır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; Kerbela olayı, İnanç dünyamızın zenginliklerinden; Hanefi olsun, Alevi olsun, Caferi olsun, Zeyd-i olsun, tüm Müslümanların yolu olarak bilinmelidir. Kerbela’da şehit olanların yolu insanlığa ve Tanrıya hizmet etmenin, hainlere karşı direnmenin yoludur.
Kerbela şehitlerini sevmek, zincirlerle dövünüp ağlamak olmamalı, çünkü onlar, sonsuza giden bir yolda inanç dünyasının sesi ve adaletin bayrağı oldular.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.