Ben sustukça konuşursanız, bana da cevap hakkı doğar.

            Ne kadar ağır bir kelime değil mi. "Söz veren şerefsizdir." Haliyle aksini iddia edende öyle olur. Hiç üslubum değil aslında böyle ifadeler kullanmak, ama siz kaçsanız da bazen zorla sahaya çekiliyorsunuz işte...

            Gelelim konuya:

            30 Mart 2014 Belediye seçimleri arifesi, Gündüz Güneş MHP'den aday gösterilmiş. Henüz Iğdır'a intikal etmemişler. Gelişi için hazırlık yapılıyor. Genç arkadaşlar beni aradılar vali yolunda buluştuk...

            Hayırdır gençler dedim.

            Genç arkadaşlar, yarın Adil Aşırım AKP'ye dilekçe verecek, Adil beyi çağıralım, gelin onunla bir konuşun ikna edin, vazgeçsin aday olmaktan dediler.

            Olur dedim.

            Bir saat sonra Vali yolunda ki Palmiye kafe de buluştuk. Adil beyde geldi. Çok stresliydi. Yaklaşık 50-60 kişiydik. O gün MHP İl Genel Meclis üyesi olan ve şu anda AKP Merkez İlçe başkanı Kenan Açıkel'de vardı ve "Çocuklarımızın geleceği ile oynamayın, aday olmayın demişti" ve  herkes yüksek sesle konuşuyordu. Devreye girdim. Genç ve benden büyük olanlar sağ olsunlar sustular ve ben konuştum. O toplantıda Küllük köyü eski Muhtarı ve Gündüz beyin bir akrabası da vardı.

            Ben özetle şunu dedim.

            Adil bey burada bulunan arkadaşların tamamı vaktiyle Merhum ağabeyinize ve size oy vermiş kişilerdir. Iğdır halkı sizleri Belediye Başkanı ve Milletvekili yapmıştır. Yani sizden alacaklı olduklarını düşündüklerinden oylarımızı bölmeyin, aday olmayın diyorlar. Gördüğünüz gibi AKP'den kimse gelip aday olmuyor. AKP'de siyaset yapan, o partinin tüm nimetlerinden maddi ve manevi yararlananlar çekilip kenarda durmuşlar. Siz adayım deseniz, sizi sevdikleri için değil, aday bulamadıkları için sizi hemen aday yapacaklardır. Haliyle oylar bölünecek ve kazanamayacağız. Gündüz Güneş'te Küllük köyündendir. Bir köyden iki adayı halk nasıl karşılar. Yaptığınız yanlıştır. Şeklinde bir konuşma yaptım. Adil bey yatırım, hizmet, iktidar, vs. sözler sarf ettiğinde yine sesler yükseldi ve ben yine devreye girdim sükuneti sağladım. Ardından yarın dilekçe vermeyeceğini, dilekçeyi İstanbul'a gittikten sonra değerlendireceğini belirtti.

            Kafeden kaktık evlerine kadar uğurladım. Evlerine doğru yürürken telefonum çaldı. Arayan Mikail Göleli idi. Adil bey yanında mı dedi evet dedim. Telefona verir misin dedi. Olur dedim ve telefonu Adil beye verdim. 5-10 dakikalık konuşma oldu ve kapatıldı. Adil beyde evine gitti.

            Adil beyden ayrıldıktan hemen sonra Mikail Göleli, Sinan Oğan, Gündüz Güneş beni aradılar ve yaptığın konuşmadan ötürü teşekkür ederiz dediler.

            Ertesi gün de, Adil Bey Polis evinde AKP İl Başkanının kahvaltısından çıkıp benim gazeteme geldi. Uzun süre oturduk, Cuma saati geldi Söğütlü mahallesinde Cuma kılmaya gitti ve oradan da İstanbul'a gitmek üzere hava alanına hareket etti.  

            Hadise aynen bu kadar. Eksiği fazlası olmamıştır. Olmuş diyen varsa gelsin elimizi Kur'an basarak ahitleşelim.

            ADİL BEYİN İDDİASI İSE ŞU :

            Güya oradakiler ve ben Adil beye şimdi aday olma, Milletvekili seçiminde aday ol demişiz.  

            Ben MHP'nin o gün bir aday adayı idim.  Eğer söz vermişsem MHP'den aday olursan desteklerim demiş olmam gerekirdi. Ya da AKP'den aday olmak istediği için AKP'den aday ol demiş olmamız gerekirdi. Be güzel kardeşim CHP'den aday ol gel sana oy vereceğiz mi dedik? Öz ağabeyin Oğuz Aşırım AKP'den adaylık yarışına girmiş, sende facebook sayfanda kesinlikle aday olmayacağını ve  Ağabeyin Oğuz Aşırım'a destek olduğunu söylemişsin. AKP adayı belli olmadan, müracaat süresinin bitimine dakikalar kala gidip CHP'den adaylık müracaatını yapmışın. Kime sordun, kimden destek aldın, kime danıştın da şimdi bana söz veren "şerefsizler" nerede diye sosyal paylaşım sitesinden vaveyla koparıyorsun.

            Önce istikrarın olsun.

            Gençliğinde MHP'li idin, sonra DYP'li oldun, DSP'den Milletvekili Seçildin, ANAP'a geçtin, birde baktık Genç Partidesin, yetmedi AKP'de şansını denemek istedin. Yer vermediler CHP'ye geçtin ve Iğdır'dan Milletvekili adayı oldun.

            İyide güzel kardeşim, istikrarlı olsaydın fenamı olurdu.

            Varsayalım ki o gün seni ikna edemeseydik, kendi köylün Gündüz Güneş'le mi yarışacaktın? Böyle bir hırs ve anlayış olur mu?  

            Niye gerçekleri görmeyip sosyal medyadan sahte isimlerle el aleme sövüyorsunuz. MHP'yi kötülüyorsunuz. Bu mu sizin Iğdır sevginiz. 16 yılda 16 kere gelmediğiniz Iğdır'da kimin ne halde olduğunuzdan haberiniz var mıydı?

            Benim 2012 yılında yazdığım yazıları paylaşıp medet umuyorsunuz. Siz o tarihlerde Iğdır'da neler olduğunu, bizim o yıllarda hangi ahvali ruhiye de olduğumuzu nereden bileceksiniz ki?

            Dikkat ederseniz seçime sayılı günler kalmış ve susuyordum. Ama gördüm ki susunca siz ve etrafınızda olan bazı kişiler köpürmeye başlamışlar. Hastanenin yemekhanesini talan edenler ve yakalanıp ceza yiyenler azıttıklarından ne yapacaklarını bilemeden tehdit gönderir olmuşlar.  

            Yani bu kadar ucuzlaşmanın, basit siyasi hesaplar yapmanın hiç gereği yok, siz adaysınız gidip çalışın. Eşiniz, çocuklarınız, kardeşleriniz, gelsin size çalışsın, kimsenin itirazı olmaz.  Iğdır'da bir bağ otu olmayan, ömründe Iğdır'a bir-iki kez bile gelmemiş olanların yaygara kopartmasından medet ummayın.

            Bu memleketten 7 haziran gecesi kimlerin yola çıkıp gideceğini hep beraber göreceğiz.

            MHP her zaman olduğu gibi birliğin adresi olmuştur, olmaya da devam edecektir. Seçim sonrası uyananlar yaptıkları hatanın farkına varacak ve pişman olacaklardır.

 

            MHP adayları İsa Yaşar Tezel ve Sefer Karakoyunlu bu halkta karşılığı olan, halkın sevgisini kazanan kişilerdir. 

Tweet