Artık bitti, sadece Gazeteciyim ve Matbaacıyım

            Sevgili okuyucularım; 
            Bu gün itibariyle Danıştay İdari Dava Kurulu'ndan gelen kararla itirazımız 7 ret, 6 kabul oyu ile reddedilmiş ve İl Genel Meclis üyeliğimiz fiili olara sona ermiştir. 
            Duruşumuz net, faaliyetlerimiz onurlucaydı. Seçmenlerimizin bizlere verdiği o kutsal oyu kendi çıkar ve istikbalimiz uğruna kullanmadan, ülkemizin menfaatlerini gözeterek, hiç kimseye boyun eğmeden, yasalar çerçevesinde ve uyum içinde çalışarak yürüttük. Ancak il genel meclisi seçiminde dik duruşumuza devlet sahip çıkmamış, dönemin Valisi seçimi yeniletmek yerine, ya da yasal olarak kazanan ben olmama rağmen doğrudan fesih edilmesi üzere İçişleri Bakanlığına göndermiş ve İçişleri Bakanlığı da fesih edilmek üzere Danıştay 8. Dairesine göndermiştir. 
            Netice olarak hiç önemli olmamakla beraber, bunu hak etmediğimizi, duruşumuzu gösterdiğimizi, anlımız ak, başımız dik olarak o görevden alındığımızı kamuoyunun bilgisine sunuyorum. 
            Bana ve MHP'den seçilen il genel meclis üyesi arkadaşlarım Abbas Aktan, Nevzat Ayrım ve Caner Arslan'a teveccüh gösterip oy verdiğiniz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 
            Şahsım adına tekrar aday olmayacağımı kamuoyuna ilan ediyorum. 

            Çünkü o zorlu zamanlarda ilkelerimizden taviz vermeden, temsil ettiğimiz kitlenin oyunu şahsi çıkarlarımız uğruna kullanmadan duruşumuzu göstermiş, il genel meclis başkanlığına aday olmuş, Ak Parti'nin değerli encümeni Abdullah Em'in de desteğini alarak meclis başkanlığı seçiminde 5 oy almıştık, ama ne devlet sahip çıktı, ne de sonrasında mensubu olduğumuz partiler sahip çıktı ve bizler de dahil olmak üzere hiçbir gayri yasal davranışımız olmamasına rağmen  5 yıllığına seçilmiş olduğumuz görevimizden 2 yıl sonra fesih edilmiş olduk. Tekrar söylüyorum, şükürler olsun ki başımız dik, anlımız açıktır. 
             UNUTTURULUYOR MU?

            Öyle sanıyorum ki birileri hep oyalamaca peşinde... Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan FETÖ deyince operasyonlar artıyor, demediğinde unutuluyor. 
            İlginç değil mi?

            ŞEYTANIN OYUNUNA DİKKAT!

            Son günlerde sürekli bir polemik yaratılmaya çalışılmakta, Türkiye ile İran savaşa sokulmak istenmektedir. 
            Şüphesiz bu işin mimarları ABD, İSRAİL, SUUD ve KATAR'dır. 
Elbette ülkelerin birbirileri ile dostluklarından ziyade çıkarları ön plandadır. 
Bizim İran ile dostluğumuzdan ziyade karşılıklı menfaatlerimiz vardır. Ve bu işbirliği yukarıda sıraladığım ülkeleri oldu olası rahatsız etmekte, bu işbirliğini, dostluğu bitirmek için her türlü yola sevk etmektedir. 
            Oysa daha dün 15 Temmuz'da sabaha kadar uyumayan, gelişmelerden kaygı duyan iki ülke vardı. Biri Azerbaycan, diğeri İran'dı. 
            Tebriz semalarında saatlerce savaş Uçakları havada Türkiye'den gelecek talimatı beklediler. 
            Şeytan hiçbir saniye boş durmaz. Sürekli fitne yaratmak için uğraşır, kimi hangi alanda kullanacaksa vazgeçmeden çalışır. 
            FETÖ'nün tek giremediği ülke İran'dır. Ama FETÖ'ye her türlü kol kanat geren fitneci ülkeler adresi hep başka gösterirler. 
            Fetullah Gülen'in ABD'de himaye edildiği herkese malum. 15 Temmuz'un arkasında ABD'nin olduğunu da herkes biliyor. 
            Hakeza İsrailliler Mavi Marmara gemisini basıp insanlarımızı katlettiğinde, FETÖ bir açıklama yapmış ve Gazze ambargosunu delmek üzere yola çıkan insanlara "bu hareketiniz otoriteye başkaldırıdır." demişti. 
            Anlayacağınız körler sağırlar birbirini ağırlamasın. Gerçekler hepimize malumdur. Elbette önce kendi ülkemizin güvenliğini, çıkarını koruyacağız ve sonrada birilerinin oyununa gelip geleceğimizi tehlikeye sürüklemeyeceğiz. 
            Unutulmasın ki biz Mısır'da seçimle iş başına gelen Mursi'yi destekledik...          Yukarıda ismini sıraladığım ülkeler isyancı Sisi'yi desteklediler. 
            Yani Yemen örneği sanırım sizlere bir şeyler hatırlatır. 
            Nefsimizle hareket edersek bizde zarar görürüz. 
            İnşallah atacağımız adımlarla dostlarımızı çoğaltırız.

            ERMENİLERE HADLERİ BİLDİRİLMELİDİR

            Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesi Hocalı şehrinde Ermenilerin yaptığı vahşi katliamların 25. Yıldönümünü andığımız gün, azgın Ermeniler yine Azerbaycan askerlerine saldırdılar.
            Barbar Ermenilerin bu saldırısına Azerbaycan ordusu en ağır cevabı verse de, bana göre yeterli değildir.
            Ses çıkarılmadığı sürece azan, azdıkça saldırganlaşan Ermenilere hadleri mutlaka bildirilmelidir. 
            Azerbaycan, silahlı kuvvetleri ile, ekonomisi ile, silah gücü ile Ermenilerden güçlüdür. 
            Aciz kalmamalı, gerekli cevabı vermeli ve Karabağ geri alınmalıdır.

            Azerbaycan'lı şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

            MİHRİBAN ALİYEVA CUMHURBAŞKANI 1. YARDIMCI

            Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, eşi Sayın Mihriban Aliyeva'yı Cumhurbaşkanlığı birinci yardımcılığı görevine atadı.

            Azerbaycan'dan aldığım bilgilere göre halk bu durumdan memnun. Çünkü Mihriban Aliyeva hem yardımsever, hem milli duruşu olan birisi... Sonuçta o koltuğa birisi oturacaktı. Mihriban Aliyeva'nın oturması Azerbaycan halkı tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.

            Azerbaycan halkı bunu memnuniyetle karşılarken, Türkiye'de 16 Nisan'da yapılacak olan referandumu bahane edip, bu referandum üzerinden Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in bu kararının eleştiriliyor olmasını doğru bulmuyorum.

            Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, her ülkenin kendisine göre yasaları vardır. Bizim ülkemizin de kendisine göre yasaları vardır. Demokratik ortamda insanlar sandığa gider, iradelerini yansıtırlar. Zira insanlar yönetim şekillerini kendileri belirlerler. Nasıl yönetilmek istiyorlarsa, o minvalde oylarını kullanırlar. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası