Aslında Iğdır’da, siyaset dışında birçok gündem var. Ama en yoğunu siyaset olunca ister istemez bizler de rotamızı siyasete çeviriyoruz.

         Az gelişmiş ülkelerde siyaset önceliklidir. Biz de az gelişmiş bir ülke olduğumuz için normal hayatımızın yüzde 75’i siyasetle geçiyor. Hem siyasetçiler bunun böyle olmasını istiyor hem de umut fakirin ekmek kapısıdır misali, bir umut ışığı yakalayabilmek için siyasiler etrafında pervane olunuyor. Hal böyle olunca -siyasi atmosferin ağırlığı -hali hazırda birtakım olaylar geri planda kalıyor.

 

 

         Iğdır’da dilencilik başını almış gidiyor. Sokaklar dilenciden geçilmiyor. Sosyal sorumluluk adına sadaka verilir, ancak bazı dilenciler para alamadıkları zaman para istedikleri adama sövüp sayacak kadar zıvanadan çıkmış durumdalar. Ama  siyasetten fırsat bulamıyoruz ki bu gibi sorunlara değinelim.

 

 

        Kim verdi bu aklı merak ediyorum doğrusu. Ramazan aylarında etkinlik tertip etmek elbette ki güzel şeylerdir. Ama bir ay boyunca, bangır bangır sesleriyle, düzensiz, tertipsiz, maneviyattan uzak, pop şarkısından sonra Kur’an okutan bir organizasyon, kesinlikle kabul edilir gibi değildir. Etrafta hasta mı var, yaşlı mı var, çocuk mu var umursamadan, dinleyen üç kişi iken, bütün mahalleye zorla konser veren bir organizasyona kim onay verdi doğrusu merak ediyorum. Ses gürültü var denilmesine alaycı bir üslupla cevap veren spiker, hızlı bağıralım da karşı kafedekiler duysun deme edepsizliğini gösterebilmektedir. İşte siyaset olmasa bu sorunu da kaleme alır uyarır, ilgilileri yaptıkları hatalardan beri durmalarını önerirdik!  

 

 

         Bari bırakın şu kapıdan az da olsa biraz mazot getirsinler de, tarlalarımızı işleyelim. Traktörlerimiz mazotsuz. Yetiştirdiğimiz hiçbir ürün mazot parasını karşılamıyor. Ne bekliyorsunuz, bizler de Suriyeliler gibi dilencilik mi yapalım? Iğdır sokaklarında olduğu gibi araçların üzerine mi atlayalım? Sakız olup milletin yakasına mı yapışalım?

 

 

          Başbakan gelince yolları kapamayın ki seçmen başbakana gitsin.

Başbakan Iğdır’a geldi, Iğdır kilitlendi. Gerçi bu hareket bakanlar geldiğinde de aynı oluyor. Yani bunca korumaya, önleme, şatavata gerek var mı bilmiyorum. Avrupa’da böyleyse bizde de böyle olsun derim. Ama bırakın Avrupa’yı birçoklarının beğenmediği İran’da bile böyle değil. İsraf israf!! Ülkenin başbakanı gelsin elbette, ama 20 dakikalık bir konuşmaya, örneğin 20 milyon harcanması da doğru değildir.

 

        Başbakan’ın gelişi, işleri karıştırdı.

 

        Protokol listesine alınmayan Iğdır Milletvekili Nurettin Aras, 5. Hudut Alayı’nın kapısında görevli olan başbakan korumaları tarafından Alay içerisine alınmadı. Şu an henüz vekillik görevi devam etmesine rağmen ve Iğdır’da ciddi bir oy potansiyeline sahip olan Nurettin Aras’a istenmeyen adam muamelesi yapılması, işleri arap saçına dönüştürdü. Başbakan olaya el koydu ve Recep Akdağ, Ahmet Arslan ve Şamil Ayrım’ı Iğdır’a bırakıp Nurettin Aras’ı yanına alarak Ankara’ya döndü. Uçakta ne konuştular bilemiyoruz.

 

 

         Cumhur İttifakı ile yola çıkan MHP ve AKP, aralarındaki gerilimden sonra birbirilerine karşı oldukça mesafeli duruyorlar. MHP İl Başkanı Ersoy İçer yaptığı açıklamada: “Bizler MHP olarak ittifaka sadığız. Ancak Tuzluca’da bir memurun MHP iftarına katıldı diye Kaymakam tarafından görevinden alınması, tabanın tepkisine neden olmuştur. Ak Parti saflarında siyaset yapan memura hiçbir söz denilmezken hatta diğer partilerde siyaset yapan devlet memurlarına bir söz denilmezken, belkide mükafatlandırılırken MHP saflarında duran bir memura böylesi bir uygulamanın yapılması Cumhur İttifakı’na vurulmuş en ağır darbedir. Durumu anında ilgili makamlara bildirmemize rağmen henüz bir düzenlemenin yapılmamış olması camiamızda rahatsızlık yaratmıştır. MHP’nin önünü kesmek için sürekli entrika peşinde olanlar, 112 çağrı merkezi personel alımı kozu oynayanlar, İŞ-KUR elemanları üzerinden baskı kurmaya çalışanlar Cumhur İttifakı’na zarar vermektedirler. Madem biz ittifakız, o zaman devletin imkânları eşit dağıtılmalıdır.” dedi.

 

        MHP İl Başkanı Ersoy İçer’in açıklamasının ardından anlaşılan şudur ki, MHP camiası milletvekilliğinde kendi partisine ve adayına oy verecek, fakat Cumhurbaşkanlığında gönüllerindeki adaya oy verecekleri tahmin edilmektedir.

 

 

         Vali Yolu’nun ismi değişti artık, HDP hariç tüm siyasi partiler Vali Yolu’nda seçim ofislerini açtılar. Siyasetle uğraşan kimi arasanız Vali Yolu’nda bulabilirsiniz. 

 

  İZLENİMLER

 

          Ak Parti seçim ofisinin önünü sürekli kalabalık tutuyor. Ak Parti adayı Ahmet Tutulmaz doğruyu söylemek gerekirse her köye, her mahalleye gidiyor. Hatta HDP il binasının bulunduğu Karadeniz caddesinde seçim ofisi bile açtı. “ŞİMDİ KARDEŞLİK ZAMANI” sloganı ile seçim çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Ancak miting sönük geçti. Seçim ofisinin önündeki kalabalık Başbakanın katıldığı mitinge yansıdı denilemez. Zira Başbakan’ın da mitinge toplanan kalabalıktan pek memnun olduğu söylenemez. Ağrı’dan sonra, Iğdır’ında sönük geçmesi Başbakan Yıldırım’ın canını sıktığı söyleniyor. Şunun da altını çizmek gerekiyor ki, Ak Parti teşkilatları azımsanmayacak düzeyde çalışıyorlar. 

 

           MHP saha çalışmalarını sessiz sedasız yapıyor. “ÇALMADIĞIMIZ KAPI, SIKMADIĞIMIZ EL, DOKUNMADIĞIMIZ YÜREK KALMAYACAK!” sloganı ile sahaya inen ve bu sloganı uygulayarak yürüten Yaşar Karadağ: “Bizim dünyamızda, Türk, Kürt, Sünni, Şia yoktur. İnsan vardır. Bin yıllık kardeşlik vardır. Akrabalık hukukuna saygı sevgi vardır. Vatanın bölünmez bütünlüğüne saygı duyan, devletini, milletini sevip sayan, ay yıldızlı bayrağını baş tacı yapan herkesin bizim başımızın üstünde yeri vardır. 24 Haziran’da sizlerin vereceği yetki ile sizlerin hizmetinde olacağımdan hiç kimsenin şüpheniz olmasın.” dedi. 

 

         Son söz olarak şunu ekleyebilirim.

 

         Saadet Partisi adayı Ali Güner kendisine çok güveniyor. Ak Parti’den bir hayli oy alacağı söyleniyor. Hatta Ak Parti’yi geçeceğim diyor. Bekleyip göreceğiz. 

       

          İYİ Parti adayı Gündüz Güneş sağlık sorunu sebebiyle  henüz sahaya inmiş değil. Allah kendisine şifa versin. 

 

           Iğdır’da birinci parti olarak görülen HDP çok sessiz. Derinden çalışıyorlar gibi bir his var. Seçmenlerinin kararlı oluşunun verdiği rahatlıkta olabilir. Ancak Pervin Buldan’ın 10.2’lerde oyumuz var sözü, oyların başka partilere gitmemesi içinde söylenmiş bir söz olabilir.  

         Yine de süreci hep birlikte takip edeceğiz.