IĞDIRDA YEREL SEÇİMKULİSLERİDEN BİR KESİT

           Iğdır’da günlerdir 31 Mart yerel seçimleri konuşulmakta, çeşitli tahminlerle yorumlanmakta ve seçimi kazanmak için nelerin yapılması gerektiği anlatılmaktadır. Seçimin merak edilen noktası da acaba bu seçimi Kürtler mi kazanacak yoksa Azeriler mi? Kürtler adına HDP, Azeriler adına da MHP yarışıyor. Hemen hemen her evde, her cadde ve sokakta, esnaflar arasında ve kahvelerde bu seçim konuşulmaktadır. Bu kulis ve tahminlerin merkezi,  odak noktası da,  benim Halk Akademileri dediğim İdirmava ( Söğütlü)  kahveleridir.  Her sosyal, siyasal, politik, kültürel olayların kalbi bu kahvelerde atar.  Kürtlerin ve Azerilerin birlikte oturdukları bu kahvelerde belediye başkanlığı seçimi konuşulmakta ve çeşitli tahminlerle yorumlanmaktadır. Cumartesi ve Pazar günü bu kahvelerden birindeydim. Oturduğumuz masa oldukça kalabalıktı. İki üç masa birleştirilmiş, Kürdü Azerisi oturmuş bir yandan tavşankanı çaylarımızı yudumlarken bir yandan da hem şakalaşıyor hem de başkanlık seçimini konuşup tartışıyoruz.  Kimimiz mevcut oy potansiyellerini, kimimiz başkan adayları ve onların meclis üyelerinin, yeterli  ve yetenekli bir kişiliğe sahip olup olmadıklarını, Iğdır’a belediyecilik alanındaki bakışlarını, katkılarının ne olacağını, ortak akıllarının ne olup olmadığını, projelerini konuşup tartışırken, hemen yan masada oturan Azeri  yaşlı bir amca bizi dinlemiş olacak ki; Hiç boşuna çenenizi yormayın, biliyorsunuz  ki  Kurt, Kürte, Kürt de Gurda oy vermez.  Ne yazık ki Iğdır’ın seçim kaderi budur. Ben, hemen araya girerek; Amca,  biz size oy veriyoruz ama siz bize oy vermiyorsunuz deyince, amca gülerek,  biz teröristlere oy vermeyiz hocam!  Ben;   Niye biz Kürtler terörist miyiz, bu da nereden çıktı, onu kim diyor?  Amca da,  ben demiyorum ki, Erdoğan diyor dedi. Ben de,  yok amca yok, Erdoğan öyle bir şey dememiş dediğimde, masada oturan Kürtlerden Ahmet amca söze girerek, o amcaya hitaben Meşedi,  mademki biz teröristiz o zaman niye bizimle aynı masada oturuyor, çay içiyorsunuz, bize selam veriyorsunuz, düğünümüze, cenazemize geliyor,  acımızı, sevincimizi paylaşıyorsunuz, biz sizinle paylaşıyoruz, aynı orduda askerlik yapıyoruz, hani  biz kardeştik,  Kürtlerle Azeriler kardeşti, ne oldu, kardeşlik bozuldu mu yoksa?  Bunun üzerine hepimiz gülmeye başladık. Ben şaka olsun diye tekrar söze girerek, arkadaşlar lütfen rica ediyorum herkes kendi dilinde gülsün, Azeriler Azerice, Kürtler de Kürtçe gülsün dediğimde,  hepimizin kahkahaları tekrar birbirine karıştı.  Gülüşlerimiz durunca, bak gördünüz mü gülmenin de ağlamanın da dili ve ırkı yoktur. Bu ülke bizim, bu vatan bizim, Iğdır bizim, hepimizin. Acılarımız da sevinçlerimiz de aynı olmasına rağmen sadece sandıkta ayrışıyoruz dediğimde,  eski arabacılardan Yunus emmi  bana dönerek, sevgili hocam,  siyasiler geçmişten bu yana oy uğruna bizi böldüler, ötekileştirdiler, ayrıştırdılar, parçaladılar şimdi de yine oy uğruna o parçaları yeniden birleştirmeye çalışıyorlar ama nafile. Sana Kürt dediler, bana Azeri dediler, öbürüne Türk dediler, Alevi Sünni, Laz, Çerkez dediler. Bir türlü hepimiz insanız, hepimiz Türkiyeliyiz, bir ağacın dallarıyız demediler.  Biz diyorduk ki senin gibi düşünenler seçilir gelir, aramızda köprü olur, bir köprüde Azerilerden olur, böylece köprüler çoğaldıkça ırkçılık ta güvensizlikte ortadan kalkar ama olmadı. Murat başkan bir köprü kurmuştu onu da yıktılar. - Sağ ol amca bu güvenin de yeter bize, inşallah o günler de gelir, ortak akıl çoğalıp yayıldıkça çok daha güzel günler göreceğiz. Seçilecek olan yeni başkanlar da aramızda daha güzel köprüler oluştururlar.
Deneyip göreceğiz.  Celil Amca elindeki çay bardağını masaya bırakarak, bana bakın dedi! Eğer Murat Yikit yeniden aday olsaydı bu gün bunların hiç birini konuşur olamayacaktık. Çünkü o seçildiği günden bu yana hiç ayırım yapmadan, kimseyi kırmadan, üzmeden hem tarafsız çalıştı hem Kürtlerin hem de Azerilerin takdirini ve güvenini kazandı. Ha, bir de Azerilerin bir Kürt belediye başkanına ve dolayısıyla Kürtlere olan ön yargılarını yıktı. Biz diyorduk ki eğer Kürt belediye başkanı olursa vay bizim halimize. Hiç de öyle olmadı. Ne Mehmet Nuri,  ne de Murat başkandan böyle bir şey görmedik. Orada oturanlar ve bizi dinleyenlerin hemen hemen hepsi bu sözleri, Allah için Celil amca doğru diyor diyerek onayladılar. O bu gün aday olsaydı Kürtlerden çok Azerinin oyunu alırdı. Tamam, geçen geçmiştir asıl meseleye gelelim,  bu seçimin sonucu ne olacak onu konuşalım diye tekrar söze girdiğimde, öğretilmiş gibi hepsi bir ağızdan – ne olacak yine ırkçılık kazanacak, o ırkçılıktan siyasi çıkar elde edenler kazanacak, biz de laklaklarımıza devam edeceğiz. Ta ki bir daha ki seçime kadar.  Ona da ömrümüz yeterse tabi…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası