Yerel Önlemler Alınarak Iğdır’a Sahip Çıkılmalı

       Ak Parti hükümeti, faizlerin yüksek oluşu sebebiyle cebinde parası olanların paralarını faize yatırdığı gerçeğini görüp ekonominin kötü gidişatını normale döndürmek için faizleri aşağı çekme kararı aldı ve uyguluyor. 

       Faizlerin indirilmesi sayesinde inşaat sektöründe gözle görülür bir hareketlenme olduğu, parasını faize yatıranların faizden çıkıp yatırıma yönelmeye başladığı gözleniyor. Elbette bu henüz ülke genelinde ekonomiyi hareketlendirecek seviyelerde değil ancak en azından düzelmeye yönelik bir beklenti doğurdu. 

       Ülke ekonomisinin düzelmesi için hükümet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ciddi mânada mesai harcamaktadırlar. Ancak yerel idareciler, yerelde şartları iyileştirmek için hiçbir mesai harcamıyorlar. Hatta şehirlerindeki işsizliği hiç umursamıyorlar desek yeridir. 

       Mesela Iğdır’ın kaderini değiştiren Dilucu sınır kapasının yıllardır Iğdır’a çok cüzi katkıları oluyor desek yeridir. Hâlbuki 1992 yılında kapı açıldığında Iğdır ve Nahcivan “hasret köprüsü” sayesinde ihya olmuş, zenginleşmiş, yapılaşmış ve şehir havasına kavuşmuştu. Şimdi ise durgun ekonomi yüzünden üzerine ölü toprağı serilmiş gibi. 

       1993 yılında Iğdır’a atanan Vali Şemsettin Uzun, o yıllarda elini taşın altına koyarak Iğdır’ın kalkınması için bakanlıklardan aldığı izinler sonucu mutat depo kapsamında Nahcivan’dan Iğdır’a mazot getirilmesini sağlamıştı. 
Şimdi ise bir litre fazla mazot getirildiğinde işlem yapılıyor, ceza kesiliyor. Hatta onlarca tır, kamyon bu sebepten ötürü üzerine satılamaz şerhi konulmuş durumda. Yani “kaçakçılık yapılsın” diyen yok ama bir standart belirlense ve şehrin nakliyecisi, esnafı bu sayede desteklense fena mı olur? Getirilen bu mazotun çoğunluğu çiftçiler tarafından alınarak tarım işinde kullanılıyor. Yani tarım giderlerinin yüksek olduğu bu ortamda çiftçimiz ucuz mazot kullansa kıyamet mi kopar?

       Eminim ki bu durum Sayın Cumhurbaşkanımıza iletilse, Cumhurbaşkanımız kesinlikle bu işe icazet verecek, vereceği talimatla bir düzenleme yapılmasını sağlayacaktır. Şemsettin Uzun valimiz bunu bizzat koşturmuş, dönemin Başbakanı, Maliye, İçişleri, Dışişleri bakanlıkları ile görüşmüş, yazılı talepte bulunmuş ve uygunluk belgesi ile mazot getirilmesi sağlanmıştı. 

       Iğdır’ı seven, Iğdır’ın kalkınmasını isteyen, Iğdır’ın üzerindeki bu kara bulutların kalkmasını isteyenler Iğdır’da ticaretin canlanması için ellerini taşın altına soksunlar derim. 

       Ben bu işle ilgili Ak Parti İl Başkanı Ahmet Tutulmaz’ın bir adım atmasını talep ediyorum. Iğdır’ın sivil toplum kuruluş başkanlarını toplayarak Ankara’da bir dizi ziyaretler yapmasını, sorunlarımızı ilgili bakanlıklara taşımasını talep ediyorum. Hatta Cumhurbaşkanından randevu almasını ve ilin sorunlarını bizzat Cumhurbaşkanına iletmesini öneriyorum. 

        Kahve köşelerinde oturduğumuzda şehrimiz sahipsiz deyip serzenişte bulunuyoruz. Evet, şehrimiz sahipsiz! Şehrimizin yönetici pozisyonunda olanlarının birçoğu kişisel egoları ile meşguller. Kendilerine gösterilen ilgi alakanın, el ovuşturulmasının sayısıyla hoşnutlar. Ama vatandaş olarak bizlerde sadece konuşmakla yetiniyoruz. Ya da aylarca, yıllarca halkı insan yerine koymayan, kibrinden selâm vermeyen kişilerin bir sahte tebessümü ile el pençe divan durmaktan beri olmalıyız. 

        Evet, Iğdır sahipsiz.

        Peki, biz sahip çıkamaz mıyız? 

        Iğdır’a sahip çıkmak için öncelikle iş insanları dayanışma içerisinde olmalıdır. Sivil toplum kuruluşu başkanları bir araya gelmelidir. Sivil inisiyatif ile siyaset dirsek temasında olmalıdır. Sorunlar rapor haline getirilip Ankara’ya taşınmalıdır. Yapılanlar kamuoyu ile paylaşılmalı, engel olanlar yine kamuoyuna açıklanmalıdır. 

       Eğer herkes evinde otursa, işsizliğe razı olsa, kaderine rıza gösterse, kimsenin şikâyet etme hakkı da olmaz. Ya şikâyet etmeyeceğiz ya da birilerimiz bir yerlerden başlayıp bu sorunun çözümü için çaba harcayacağız. 

       Bakınız beyler, kimse aptal değil, geri zekâlı hiç değil. Klasik siyaset ve ırkçılık uğruna Iğdır’ı yıllardır hep ikinci, üçüncü plana attık. Ve her defasında kaybeden Iğdır halkı oldu. Çünkü ortama baktığımızda birilerinin bir şekilde keyfi yerinde… Yüzünüze başka konuşanlar, arkanızdan çok başka şeyler konuşuyorlar. Vatan millet narası atan birçokları, hayatın akışı içerisinde kendilerini fevkalâde muhafaza etmektedirler. Onun için diyorum ki partiler din değildir. Yani parti değiştirmeyi din değişmek gibi görmek anlamsız bir davranıştır. Çünkü yaşananları gördüğümüzde, tablonun hiçte bizim baktığımız gibi olmadığını görüyoruz. 

       Ben kendimi bildim bileli MHP’ye oy verdim. MHP, Ak Parti’ye etmedik laf bırakmadı. Ama şimdi ortak gibi bir şeyler. Yani Iğdır’da muhalefetler, Türkiye’de ortaklar. 

       Dedim ya millet aptal değil. Bırakın bu gereksiz söylemleri. Seçtiklerimiz de ortada, seçtiklerimizin tutum ve davranışları da ortada. Herkes kendi çıkarı için yol yürüyor. Çığırtkanı çok olan da kendini haklı gibi gösteriyor. 
Neyse daha çok şey yazmak lazım ama yine de konuyu dağıtmayalım ve konumuza dönelim. 

       Iğdır sahipsiz ise biz sahip olalım. Dilucu Gümrük kapasını daha aktif çalıştırmanın yollarını arayalım. Nakliye sektörünün tamamen sıfırlanmaması için örneğin “tır 1.000 litre, kamyon 900 litre mazot getirebilir” şeklinde bir düzenleme izni alınmalıdır. 

      HEMEN ŞUNU DİYECEKLER

     Mazot’tan elde edilen gelir PKK’ya gidecek. İyi’de bu para PKK’ya giderken devlet nerede olacak? Devlet isterse hiçbir kuş daldan dala konamaz. Devlet isterse gümrükte hiç kimse illegal bir iş yapamaz. Ama devlet adına yöneticilik yapanlar yol verirlerse, göz yumarlarsa elbette ki suiistimaller de başlar. 

       Biz, gümrükler yol geçen hanı olsun istemiyoruz. Boş kamyonla Nahcivan’a geçilsin istemiyoruz. Az ya da çok ihracat yapılsın ve geri gelirken de belirlenen miktarda mazot getirilsin, diyoruz. 

       Sevgili okuyucular, Iğdır’a sahip çıkmak isteyen bu yazıyı okuyup geçmesin. Okuyan bir başkasına okutsun. İlgili gördüğü, okuması gereken herkese okutsun. Birilerini arayıp sivil toplum kuruluşlarının, siyasilerin, iş insanlarının dikkatini buraya çeksin ki talebimize karşılık bulalım. 

       Umarım şehrimizin insanları duyarlılık gösterir. 

       Umarım hükümetimiz bu işe kayıtlı olur. 

       Umarım Iğdır’ın ticareti canlanır.    

 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.